Vicdansızlar, vicdansızlar,
İnsan olanın, vicdanı sızlar,
Kan, gözyaşı ve acıya rağmen gücün karşısında eğilmek bilmeyen dik başlar, Hak’ın yanında saf tutup ölüme meydan okuyan serden vazgeçmiş insanlar…
Tanklara, toplara ve keskin nişancının tüfeğinden çıkan kelleş kurşunlara karşı, silahı, sadece korku nedir bilmez cesur yüreği olan milyonlarca insan…
Küresel çakallara ve ihanetçi darbecilere: ‘’Meydanlarda bir ölüp, bin dirileceğiz, yinede meydanı kahpelere bırakmayacağız’’ diyen inanmış insanlar...
Sinsi darbecilere, baltacı yamyamlara, küresel kazanda kaynayan yardakçı ihanetçilere hakkımızı gasp ettirmeyeceğiz. Öleceğiz… öleceğiz… başaracağız… başaracağız…
Sevgili okurlar, Mısır’daki yaşanan olayları üzüntü içerisinde yazılı ve görsel basından takip ediyoruz. İnsan avına çıkmış asker bozuntularının katlıyamlarını dünya görmezden gelerek insanlık tarihinde kara bir sayfa daha acıyor. Demokrasi havarisi kesilen küresel güçlerin iki yüzlülüğüne Mısır’da bir kez daha tanık oluyoruz. Dünya, Mısır’daki katlıyama sadece gözlerini yummamış gönlünü de kapatmıştır. Sömürgeci güçler, itidal çağrısı yaparak olayı geçiştirmeye çalışmaktadır. Mısır meydanlarında yalnız insanlar ölmemiş, insanlıkta ölmüştür.
Mısır’daki insan kıyımına en sert tepki Türk milletinden ve onun liderlerinden gelmiştir. Türk milleti tarihte olduğu gibi bu olayda da insanlık sınavından geçmiştir. Tarihin yapraklarını çevirdiğimizde Türk milletinin her zaman mazlum milletlerin yanında yer aldığını görüyoruz. İşte size birkaç örnek: İspanyadan kovulan Yahudilere Yıldırım Beyazıt’ın sahip çıkması, Alman Kralına karşı, Fransız Kralının annesinin Kanuni’den yardım istemesi sonucunda Kanuni’nin Fransız Kralına yardım etmesi… Bu millet yardım ettiği milletlerin ne dinine nede milliyetine bakmıştır. Türk milleti her zaman ve her şartta haklının yanında olmuş, hakkı savunmuştur. Bu durum dün de böyleydi bugün de böyledir.
Mısır’daki olaylardan Milet olarak çıkaracağımız dersler olduğunu düşünüyorum. Bu dersleri kısaca şöyle sıralayabiliriz:
1- Devletimizin, siyasi ve ekonomik acıdan çok güçlü olması için bütün yeteneklerimizi kullanmalıyız
2- Demokrasi kazanımlarımıza hep beraber sahip çıkmalıyız
3- İcra ettiğimiz iş ne ise onun en iyisini yapmalıyız
4- Kendi içimizde yersiz kavgaları bir kenara bırakmalıyız
5- Bir olmalı, diri olmalı, iri olmalıyız
Küresel kazanda haşlanmak istemiyorsak yukarıda belirttiğim şartları harfiyen yerine getirmeliyiz. Unutmayalım ki, sahip çıkılmayan vatanın batması haktır.
İnsan olanın, vicdanı sızlar,
Kan, gözyaşı ve acıya rağmen gücün karşısında eğilmek bilmeyen dik başlar, Hak’ın yanında saf tutup ölüme meydan okuyan serden vazgeçmiş insanlar…
Tanklara, toplara ve keskin nişancının tüfeğinden çıkan kelleş kurşunlara karşı, silahı, sadece korku nedir bilmez cesur yüreği olan milyonlarca insan…
Küresel çakallara ve ihanetçi darbecilere: ‘’Meydanlarda bir ölüp, bin dirileceğiz, yinede meydanı kahpelere bırakmayacağız’’ diyen inanmış insanlar...
Sinsi darbecilere, baltacı yamyamlara, küresel kazanda kaynayan yardakçı ihanetçilere hakkımızı gasp ettirmeyeceğiz. Öleceğiz… öleceğiz… başaracağız… başaracağız…
Sevgili okurlar, Mısır’daki yaşanan olayları üzüntü içerisinde yazılı ve görsel basından takip ediyoruz. İnsan avına çıkmış asker bozuntularının katlıyamlarını dünya görmezden gelerek insanlık tarihinde kara bir sayfa daha acıyor. Demokrasi havarisi kesilen küresel güçlerin iki yüzlülüğüne Mısır’da bir kez daha tanık oluyoruz. Dünya, Mısır’daki katlıyama sadece gözlerini yummamış gönlünü de kapatmıştır. Sömürgeci güçler, itidal çağrısı yaparak olayı geçiştirmeye çalışmaktadır. Mısır meydanlarında yalnız insanlar ölmemiş, insanlıkta ölmüştür.
Mısır’daki insan kıyımına en sert tepki Türk milletinden ve onun liderlerinden gelmiştir. Türk milleti tarihte olduğu gibi bu olayda da insanlık sınavından geçmiştir. Tarihin yapraklarını çevirdiğimizde Türk milletinin her zaman mazlum milletlerin yanında yer aldığını görüyoruz. İşte size birkaç örnek: İspanyadan kovulan Yahudilere Yıldırım Beyazıt’ın sahip çıkması, Alman Kralına karşı, Fransız Kralının annesinin Kanuni’den yardım istemesi sonucunda Kanuni’nin Fransız Kralına yardım etmesi… Bu millet yardım ettiği milletlerin ne dinine nede milliyetine bakmıştır. Türk milleti her zaman ve her şartta haklının yanında olmuş, hakkı savunmuştur. Bu durum dün de böyleydi bugün de böyledir.
Mısır’daki olaylardan Milet olarak çıkaracağımız dersler olduğunu düşünüyorum. Bu dersleri kısaca şöyle sıralayabiliriz:
1- Devletimizin, siyasi ve ekonomik acıdan çok güçlü olması için bütün yeteneklerimizi kullanmalıyız
2- Demokrasi kazanımlarımıza hep beraber sahip çıkmalıyız
3- İcra ettiğimiz iş ne ise onun en iyisini yapmalıyız
4- Kendi içimizde yersiz kavgaları bir kenara bırakmalıyız
5- Bir olmalı, diri olmalı, iri olmalıyız
Küresel kazanda haşlanmak istemiyorsak yukarıda belirttiğim şartları harfiyen yerine getirmeliyiz. Unutmayalım ki, sahip çıkılmayan vatanın batması haktır.
