Halka ait olan alanların özel şahıs ve kurumlarca neredeyse el konularak bireysel çıkarları için kullanılması, özellikle yayalara ait olması gereken kaldırımlarda açık olarak görülmektedir. Bu sorun sadece ilimizde değil, tüm il ve ilçelerde yaşanmaktadır. Şehirlerin her sokak ve caddesinde sürekli olarak yaşanan ve yayaların gündelik hayatını oldukça zorlaştıran, herkesin verdiği vergilerle yapılan kaldırımlar siyasi ve ekonomik yönden güçlü görünen, hatırı sayılır işyerleri ve araç sahipleri tarafından işgal edilmekte, bu durum nedense sorumlu olan yetkililerce görmezlikten gelinmektedir.
Yayalara ait olması gereken kaldırımların gasp edilmesine seyirci kalan sorumlu kurumlar yapılan haksızlığa ortak olup, halkın kendilerine verdiği yetkiyi ihlal etmektedirler. Böylece görevlerini yapmayarak, varlıklı ve nüfuzlu kesimlerin kural ve yasalara aykırı olan bu davranışlarını yok sayıp, görmezlikten gelerek açıkça destek verip korumaktadırlar.
Devlet kurumlarının en temel görevlerinden birisi kamu düzenini sağlamak, yasaları herkese eşit olarak uygulamak, ihlaller yapıldığında belirlenen yaptırımları yerine getirmektir. Bu işgal durumları neden engellenmez, kural tanımayanlara gereken cezai uygulamalar niçin yapılmaz anlamak mümkün değildir.
Kaldırım işgalleri ile ilgili olarak, ilimizde de görüntü hiç iç açıcı değildir. Şehrimiz mevcut sokak ve ancak sokak genişliğinde olan caddeleri, iki-üç kişinin yan yana yürüyebileceği kaldırımlarıyla nüfus akışını kaldıramamaktadır. Yeterli genişlikte olmayan kaldırımların bazı işyerleri ve araba sahipleri tarafından işgal edilmesi yayaları daha da zor duruma bırakmaktadır.
Kapalı yerlerde sigara içilmesi yasaklanınca, şehir içersinde bulunan kahvehanelerin girişindeki kaldırımlar adeta işgal edildi. Sigara içilmesi için kaldırımlara küçük bir masa etrafında birkaç tabure konuldu. Bazıları ayakta, kimileri gelişi güzel konulan taburelere oturmuş, birkaç kişi de kaldırımın kenarlarına çömelmiş, tamamının elinde sigara ve acele acele içmekteler. Şöyle bir bakıldığında çok çirkin bir görüntü kirliliği sergilenmekte ve o kaldırımdan geçmek mümkün değil.
Şehir en işlek sokak ve caddesi üzerinde, özellikle yayaların en yoğun olarak kullandıkları cadde ve sokaklarda açılmasına izin verilen marketler ise önündeki kaldırımları tamamen ele geçirmiş durumdalar. Sebze reyonları kaldırımın bir kısmına taşmış, özel araçları hemen önüne park etmiş beklemekte. Ucuzluk yaptıklarını belirterek avazı çıktığı kadar bağıran ve insanı alabildiğine rahatsız eden sebze reyonunda görevli olan gence ne demeli? Artık semt pazarlarında bile böyle çığırtkanlık yapılmamakta. Oradan geçmek zorunda olanların kaldırımları kullanma hakları mı? Hiç önemli değil. Eğer kaldırım kenarlarına konulan kasa yığınları ve hemen yanına park etmiş olan servis aracından arta kalan yol bulabilirse geçebilirler. Aksi durumda araçların yolundan gitmek zorunda kalacaklardır.
Neredeyse yaya kaldırımları işgal altında. Yayalar sokağı kullanmaya başlayınca bu kez akan trafik sıkışmakta, iyice yavaşlamakta. Sadece sokak genişliğinde olan bazı caddelerin ise her iki tarafı araç park yeri olarak kullanılmakta.
Belirli yerlerde ise kaldırım kenarlarına çizgi çizilerek otopark yapılmış, elindeki makbuz ile park edenlerden ücret almak için koşuşan görevliler dolaşmakta. Hiçbir yasal dayanağı bulunmayan bu uygulama idare mahkemeleri tarafından iptal edilmektedir.
Toplumun tamamının yararlanması gereken bu gibi yerlerde bireysel çıkarları için kural tanımayanları görmezlikten gelen yetkililere ne demeli? Siz hiç denetim yapmaz mısınız? Bireysel çıkarlarını toplumsal çıkarların üzerinde tutan nüfuzlu ve varlıklı kişilerin, toplumun çıkarlarını hiçe sayarak kaldırımları kendi malıymış gibi kullanmalarına göz yummak niye? Asıl amaç kamunun ortak malından herkesin yararlanması değil mi?
İnsanlar sokağa çıkacak, vitrinleri seyredecek, alışveriş edecek ve bir dostuna rastlayıp ayaküstü sohbet edecekler. Bazen sıkıldıklarında kendilerini sokağa atacaklar ve sokağın o farklı, çoğu zaman dinlendirici havasını soluyacaklar. Sıkıntıdan kurtulmanın ve dinlenmenin yolu bazen sokaktan geçer. Sokakta farklı bir yaşam vardır. İnsanlar buralarda buluşurlar. Bir bakıma sokak sosyalleşmedir. Öyleyse kaldırımlar insanlara ait olmalıdır. Bu fırsatı yaratacak olan yetkililer gerçeklerin farkında olabilseler.
Bu saymaya çalıştıklarımız nasıl bir cadde ve sokakta gerçekleşir? Yetkili kurumlar tarafından sürekli denetlenen, yayaların rahatlıkla işlerini görebileceği, temiz ve bakımlı olan sokak ve caddelerdeki kaldırımlarda farklı bir yaşam, sosyalleşme olacaktır. Aksi durumda, paralı ve nüfuzlu kişilerin işgallerinden kurtulmamız mümkün olamaz. Hele de, vatandaşların tercihleriyle işbaşına gelen yetkililerden aldığı gücü kendi bencil çıkarları için kullananlarla hiç uğraşamayız.
Bu şehirde yaşayan bir yurttaş olarak bırakın bu kadar ufacık isteğimizi gerçekleştirmek için bizlere yardımcı olunuz.
Yayalara ait olması gereken kaldırımların gasp edilmesine seyirci kalan sorumlu kurumlar yapılan haksızlığa ortak olup, halkın kendilerine verdiği yetkiyi ihlal etmektedirler. Böylece görevlerini yapmayarak, varlıklı ve nüfuzlu kesimlerin kural ve yasalara aykırı olan bu davranışlarını yok sayıp, görmezlikten gelerek açıkça destek verip korumaktadırlar.
Devlet kurumlarının en temel görevlerinden birisi kamu düzenini sağlamak, yasaları herkese eşit olarak uygulamak, ihlaller yapıldığında belirlenen yaptırımları yerine getirmektir. Bu işgal durumları neden engellenmez, kural tanımayanlara gereken cezai uygulamalar niçin yapılmaz anlamak mümkün değildir.
Kaldırım işgalleri ile ilgili olarak, ilimizde de görüntü hiç iç açıcı değildir. Şehrimiz mevcut sokak ve ancak sokak genişliğinde olan caddeleri, iki-üç kişinin yan yana yürüyebileceği kaldırımlarıyla nüfus akışını kaldıramamaktadır. Yeterli genişlikte olmayan kaldırımların bazı işyerleri ve araba sahipleri tarafından işgal edilmesi yayaları daha da zor duruma bırakmaktadır.
Kapalı yerlerde sigara içilmesi yasaklanınca, şehir içersinde bulunan kahvehanelerin girişindeki kaldırımlar adeta işgal edildi. Sigara içilmesi için kaldırımlara küçük bir masa etrafında birkaç tabure konuldu. Bazıları ayakta, kimileri gelişi güzel konulan taburelere oturmuş, birkaç kişi de kaldırımın kenarlarına çömelmiş, tamamının elinde sigara ve acele acele içmekteler. Şöyle bir bakıldığında çok çirkin bir görüntü kirliliği sergilenmekte ve o kaldırımdan geçmek mümkün değil.
Şehir en işlek sokak ve caddesi üzerinde, özellikle yayaların en yoğun olarak kullandıkları cadde ve sokaklarda açılmasına izin verilen marketler ise önündeki kaldırımları tamamen ele geçirmiş durumdalar. Sebze reyonları kaldırımın bir kısmına taşmış, özel araçları hemen önüne park etmiş beklemekte. Ucuzluk yaptıklarını belirterek avazı çıktığı kadar bağıran ve insanı alabildiğine rahatsız eden sebze reyonunda görevli olan gence ne demeli? Artık semt pazarlarında bile böyle çığırtkanlık yapılmamakta. Oradan geçmek zorunda olanların kaldırımları kullanma hakları mı? Hiç önemli değil. Eğer kaldırım kenarlarına konulan kasa yığınları ve hemen yanına park etmiş olan servis aracından arta kalan yol bulabilirse geçebilirler. Aksi durumda araçların yolundan gitmek zorunda kalacaklardır.
Neredeyse yaya kaldırımları işgal altında. Yayalar sokağı kullanmaya başlayınca bu kez akan trafik sıkışmakta, iyice yavaşlamakta. Sadece sokak genişliğinde olan bazı caddelerin ise her iki tarafı araç park yeri olarak kullanılmakta.
Belirli yerlerde ise kaldırım kenarlarına çizgi çizilerek otopark yapılmış, elindeki makbuz ile park edenlerden ücret almak için koşuşan görevliler dolaşmakta. Hiçbir yasal dayanağı bulunmayan bu uygulama idare mahkemeleri tarafından iptal edilmektedir.
Toplumun tamamının yararlanması gereken bu gibi yerlerde bireysel çıkarları için kural tanımayanları görmezlikten gelen yetkililere ne demeli? Siz hiç denetim yapmaz mısınız? Bireysel çıkarlarını toplumsal çıkarların üzerinde tutan nüfuzlu ve varlıklı kişilerin, toplumun çıkarlarını hiçe sayarak kaldırımları kendi malıymış gibi kullanmalarına göz yummak niye? Asıl amaç kamunun ortak malından herkesin yararlanması değil mi?
İnsanlar sokağa çıkacak, vitrinleri seyredecek, alışveriş edecek ve bir dostuna rastlayıp ayaküstü sohbet edecekler. Bazen sıkıldıklarında kendilerini sokağa atacaklar ve sokağın o farklı, çoğu zaman dinlendirici havasını soluyacaklar. Sıkıntıdan kurtulmanın ve dinlenmenin yolu bazen sokaktan geçer. Sokakta farklı bir yaşam vardır. İnsanlar buralarda buluşurlar. Bir bakıma sokak sosyalleşmedir. Öyleyse kaldırımlar insanlara ait olmalıdır. Bu fırsatı yaratacak olan yetkililer gerçeklerin farkında olabilseler.
Bu saymaya çalıştıklarımız nasıl bir cadde ve sokakta gerçekleşir? Yetkili kurumlar tarafından sürekli denetlenen, yayaların rahatlıkla işlerini görebileceği, temiz ve bakımlı olan sokak ve caddelerdeki kaldırımlarda farklı bir yaşam, sosyalleşme olacaktır. Aksi durumda, paralı ve nüfuzlu kişilerin işgallerinden kurtulmamız mümkün olamaz. Hele de, vatandaşların tercihleriyle işbaşına gelen yetkililerden aldığı gücü kendi bencil çıkarları için kullananlarla hiç uğraşamayız.
Bu şehirde yaşayan bir yurttaş olarak bırakın bu kadar ufacık isteğimizi gerçekleştirmek için bizlere yardımcı olunuz.