Günler, haftalar, aylar derken 2018’ide geride bıraktık. Bu sürede ülkemizde ve dünyada önemli sayılabilecek bir çok gelişme yaşanırken, kişisel olarak da her birimizin üzüntülü, tatlı, sevinçli, hüzünlü, mutlu zamanları oldu. Sonuçta nasıl geçerse geçsin yılbaşı heyecanının ve yeni bir yılın arka planında, hayatımızdan geçip giden koca bir senenin olduğunu unutmamak gerekiyor.
Dünyada ve Türkiye’de yıl boyunca neler yaşandığı konusunda medyada defalarca değerlendirmeler yapıldı. Sanat, spor, magazin, kültür, ekonomik, teknolojik, siyasi olaylar vs. Gelin bunlardan en önemlileriyle geçtiğimiz yılın kısa bir değerlendirmesini bizde yapalım.
Öncelikle 7,21’e fırlayan doların, 8,11’e kadar yükselen avronun artışını bir hatırlayalım. Unutmak mümkün mü? Unutamayız, çünkü geride gerçekten çok acı hatıralar bıraktılar. Hepimiz bir anda fakirleştik ve ülke olarak birkaç basamak gerilere yuvarlandık.
Sonrasında tabiki piyasalardaki durgunluk ve iş hayatındaki tedirginlikler etkisini göstermeye başladı. Peş peşe birçok şirketin iflasını ilan ettiğini gördük. En büyük derdi işsizlik olan bir ülkede, bu gibi gelişmeler hiç hayra alamet olmadı. Demek ki dışa bağlı ekonomimizle, kağıttan kule gibi bizi üfleyip yıkabiliyorlar.
Rahip Brunson bahanesiyle dost(!) ve müttefikimiz(!) Amerika’dan ülkemize yöneltilen saldırılar da bizi derinden etkiledi. Belki de “Müslüman bir ülke” olmanın bedelini ödedik.
24 Haziran’da yapılan erken seçimle ülkemizin “Cumhurbaşkanlığı Sistemi”ne geçmesi de önemli bir olaydı. Sistem değişikliğine geçerken yaşadığımız iki hadiseyi hatırlatmadan geçmeyelim.
Birincisi, yeni kurulan İyi Parti’nin seçime katılabilmesi ve Meral Akşener’in mecliste gurubu bulunan bir parti tarafından aday gösterilebilmesi için 15 CHP’li milletvekilinin geçici olarak İyi Parti’ye transfer olmasıydı. Her ne kadar “Demokrasi için” yapıldığı söylense de, göz göre göre gerçekleştirilen böyle bir nikah gerçekten çok ilginçti. Tabiki görevini(!) bitiren vekiller, 19 gün sonra yine topluca geri dönmüşlerdi.
İkincisi, Doğu Perinçek’in cumhurbaşkanlığına aday olabilmek için 117 bin imza toplamasına karşılık, seçimde ancak 81 bin oy alabilmesi Sizce bu iki olay insanların bazı şeyleri ne kadar ciddiye aldıklarını mı yoksa nasıl alay ettiklerini mi gösteriyor, ne dersiniz?
Yine ülkemizde meydana gelmiş olmasına rağmen, bence dünyada yılın olayı olabilecek bir olaya şahitlik ettik. Suudi asıllı Amerikalı gazeteci Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesi, daha doğrusu yok edilmesi olayı. Cinayet bizim topraklarımızda işlendiği için ülkemizi de yakından ilgilendiren mevzuda Cumhurbaşkanımızın gayretleri de bir sonuç vermemişti.
Yunanistan’daki orman yangınını, Endonezya’daki deprem ve tsunamiyi de dünyada meydana gelen yılın olayları arasında saymamız lazım. Çünkü bu olaylarda birçok kişi hayatını kaybetti.
Bu arada 2018’de kaybettiğimiz bazı önemli kişileri de anmamız gerekiyor. Dünyaca ünlü Fizikçi Stephen Hawking, Kofi Annan hemen aklıma gelenler.Bizde de değerli bilim adamımız Prof. Dr. Fuat Sezgin, Sanat Tarihçi Bizans Uzmanı Prof. Dr. Semavi Eyice, sinema sanatçısı Münir Özkul, siyaset adamı Hasan Celal Güzel, fotoğraf sanatçısı Ara Güler aklıma gelenler.
Rusya’da yapılan dünya Kupası’nı Fransa’nın kazanması, 2024 Avrupa Şampiyonası organizasyonunu alamayışımız da önemli olaylar arasında sayılabilir.
Bu arada 20 sene Fenerbahçe’nin başında kalan Aziz Yıldırım’ın Ali Koç tarafından tahtından indirilmesi de azımsanmayacak bir olay… Hepinize beklentilerinizin karşılığını alabileceğiniz güzel bir yıl diliyorum…Selam ve Sevgiler.