“Helal dairesi geniştir keyfe kâfidir, harama girmeye hiç lüzum yoktur.”
Bediüzzaman
İntihar kelimesi telaffuz edildiğinde bile insanın bütün kemiklerini sızım sızım sızlatan ve bütün uzuvlarımıza sirayet eden bir kavram. Peki, Yüce Rabbimizin Azrail meleğine verdiği bu görevi insanoğlu neden üstlenmek ister ve kaderine müdahalede bulunur.
2023 yılında ülkemizin yaşanabilir en güzel illerinden biri olan Gümüşhane’de bile üst üste gelen intihar olayları bu konu üzerine bütün dikkatlerimizi çekmeye yetti. Peş peşe iki genç kardeşimiz, sonrasında Trabzon’da görev yapan bir öğretmen kızımız ve en nihayetinde Trabzon’da yaşayan bir Gümüşhaneli hemşerimizin engelli kızını öldürmesi ve kendi canına kıyması çok vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuzun nişanesi. Soru ve sorun epeyce büyük ve karmaşık. İnsanoğlu neden Azrail’in yerine geçmek ister ve cüzi iradesini külli iradenin önüne almaya çalışır.
Hayattan zevk alamıyorum,
Her şey boş ve anlamsız geliyor,
Yaşamak için bir sebebim kalmadı,
Çocuğumun (engelli) benden sonra hali ne olur,
Nefes almak bile istemiyorum artık…
Gibi soru ve sorunlarla baş edemeyenler bu yazıyı sonuna kadar okusun. İnanın ki hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz.
22 yaşında bir genç; hayattan hiç zevk almadığını, her şeyin ters gittiğini, hayatta yapacak hiçbir şeyi kalmadığını, kullandığı psikolojik ilaçların da artık fayda vermediğini, bir çıkış yolu aradığını, hayatta kalmak gibi bir sebebinin de kalmadığını, insanların kendisini anlamadığını söylüyor ve kendini de buna iyiden iyiye alıştırdığını mesajla bildiriyor.
Çaresi var mı yok mu merak ediyorsanız yazıyı okumaya devam ediniz lütfen…
İnsan elbette yaşamak için çalışır ve hatta sıhhati, hayatının devamı için çalışmaya devam eder. Sosyal mecrada fenomen dedikleri insanların hayatlarına özenenler onların da hayatlarının aslında görünenden ibaret olmadığını, yaşadıkları sıkıntıları, bu nedenle alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduklarını bilmiyor veya bilmek istemiyorlar. Bu yüzden onlardan da intihara teşebbüs edenler de azımsanamayacak miktarda.
Onların janjanlı görünen ama aslında tam bir trajedi olan hayatlarına gıpta edenler o seviyeye ulaşamayınca hafakanlara giriyor ve neticesinde ulaşamayınca maalesef son çare intihara kadar uzanıyorlar. Peki, çözümü yok mu bunun. Var elbette. Elbette yaşamak için yaşıyoruz. İnandığımızı söylediğimiz son dinin peygamberinin (SAV);
“Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışın” hadisinin bu kısmına balıklama dalanlar diğer yandan devamı olan “yarın ölecekmiş gibi de ahirete çalışın” kısmına kör, sağır tabiri caizse Fransız kalmaktadırlar. Bu sosyal medya bizi dinimizden de uzaklaştırmaya başladı. Yaşamak için çalışmak ve yaşamak gayet normal. Ancak Üstad Bediüzzaman’ın dediği gibi “Helal dairesi geniştir keyfe kâfidir, harama girmeye hiç lüzum yoktur.”
Yani elimizde olanlar bizlere kâfi gelmeli, daha çoğu istenmemeli. Rehberimiz olan Kuran ve Efendimiz bizlere kanaati öğretiyor. Hayatının formatını buna göre ayarlaman gerektiğini bilmelisin. Unutma ki iktisat ve kanaat tükenmeyen tek hazinedir. Senin rol modelin sosyal medyanın üflediği fenomenler ve vaat ettikleri değil, tabii olmakla onur duyduğumuz Efendimiz’in (SAV) sözleri ve yaşamının ta kendisidir.
Hayatını Kuran’a ve sünnete göre dizayn edersen feraha ulaşabilirsin. Musibetler Müslümana bir kamçıdır. Allah’a dönmek için bir vesiledir. Rabbim bu sıkıntıları Eyyüp (AS) misali kendine gelmen için verdiği şefkat tokatları gibi düşünmen gerekir. Bunlar bir nevi arabandaki ikaz lambaları gibidir.
O zaman senin bu durumdan kurtulman için ne yapman gerekir. Hemen çarçabuk tertemiz bir şekilde tövbe kapısına müracaat etmen gerekir. Bir nevi geçmişine format atarak kalan hayatına sağlam bir ruhla ve kafayla devam etmen için iradeni kullanman demektir. Rabbinin razı olacağı cihette ve Resulullah Efendimiz’in gösterdiği rotada hayatını idame ettirmen kâfi gelecektir.
Bunun için sadece o ilk ama en önemli adımı atman yeterli olacaktır kardeşim.
Başta e-mail yoluyla intihar edeceğini söyleyen kardeşimiz Rabbimin inayetiyle o niyetinden vazgeçti ve şu anda hayatının kalan kısmını Rabbinin emir ve yasaklarına itaatli bir şekilde mutlu ve huzurlu bir şekilde devam ettiriyor. Bir küçük söz, bir ayet, bir hadis ve bir sebep intihardan vazgeçirir ve ebedi saadetin kapılarını ardına kadar açar. Yeter ki insanoğlu o bilinci idrak etsin, kendisine verilen emanet olan canı yalnız verenin alabileceğini anlasın yeterli olacaktır.
Hani bazen düştüğünü zannedersiniz ya aslında o yeniden ayağa kalmanız için belki de size bahşedilen bir imkân olduğunu asla unutmayınız. O yüzden acele etme, yapacağını yap ve sadece tevekkül et. Unutma ki tevekkül insanın sigortasıdır.
Allah’a emanet olunuz.
Hocam sağolasınız bilgilerinize teşekkür eder .saygilar.