İnsana belki de en faydalı olacağıma inandığım mesleğin (psikolog) etiketini aldığım için mutluyum. Ancak bu alanın her ne kadar gerekli olduğu bilinse de istihdam konusunda son derece kısıtlı bir alım neticesinde bu mesleğin cazibesi gün geçtikçe artması gerekirken maalesef azalmaktadır.
Psikoloji dünyada neredeyse yüz yılı geride bırakırken bu bilim dalına yine maalesef ki ülkemizde yeterli ilginin olduğunu söyleyemeyiz. Bu bilime ve psikolog mesleğine karşı önyargıları hala kırabilmiş değiliz.
99 Marmara Depremi anında ve sonrasında bu alanda ne kadar yetersiz olduğumuzun farkına varabildik. Ancak her ne olduysa bir başka deprem (Allah göstermesin) olana kadar bu alanı kulak ardı etmeye devam edeceğiz gibi.
Deprem sonrasında psikolojik destek görenlerin sayısı artarken psikoloji alanına ilgi artmış ve gençler psikolog olma adına gayret göstermiştir. Hemen her devlet ve özel üniversiteler bu bölümü açmıştır.
O halde;
Toplum nihayet psikoloji alanı ile barışınca bu bölüm mezunları birçok alanda istihdam imkânı buldu. Ancak birkaç yıl içinde Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Aile Sosyal Bakanlığı az da olsa psikolog istihdam ederken başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere diğer bakanlıklarımızın psikolog alımı yapmaları da gerekmektedir.
Hemen her ilimizde ve ilçelerimizde faaliyet gösteren Rehberlik ve Araştırma Merkezi bünyesinde kadroları olmalarına rağmen psikolog alımı yapılmaması bu alana gönül verenleri haliyle üzmektedir.
Ve bir başka konuda şudur ki;
Bugün Aile Hekimliği uygulamasına benzer bir uygulamanın tez zamanda hayata geçirilerek bu alandan mezun olanların istihdamı yapılarak ailelerimize psikolojik desteğin sağlanması da gerekmektedir.
Psikoloji alanının dayanılmaz çekiciliğinin arka planında neler yatıyor acaba? Lise son sınıfta okuyan hemen her öğrencinin düşlerini süsleyen bu alan neden hala cazibesini yitirmiyor? Bu alanda panellerin, konuşmaların yapıldığı ve binlerce kitabın basıldığı bu alan neden bu kadar ilgi topluyor?
Bu alana meyledenlerin birinci tercihi meraktan kaynaklanmaktadır. Bu merak ile birlikte birey çevresindeki duygu ve düşüncelerin ancak psikoloji ile hayata geçirileceğini bilmektedir.
Psikoloji ile birlikte bireyler bilgi ve bilgiye paralel olarak tecrübelerde kazanmaktadır. Kısacası psikolog unvanını aldıktan sonra zor durumda olanlara yardım elini uzatabilmek önemli olan.
Bir diğer cihetten bakacak olursak insanın kapalı bir kutu olduğu bilindiğine göre bu kapalı kara kutuyu çözecek şifre bu alanın en ortak paydasıdır.
Trend denilen popülizm Psikoloji alanının cazibesini üstün kılan bir diğer etmendir.
Ve birde hayranlık basamağı var ki Psikoloji Ana Bilim Dalına gönül verenlerin Psikoloji mezunu olmakla birlikte kendilerine kazandıracağı cazibesini de asla unutmamak gerekir.
Psikoloji alanının hemen her kademede yer alması ile birlikte okul öncesinden ilk öğretime, ortaöğretimden yüksek öğrenime kadar geniş bir yelpazede olduğu asla unutulmamalıdır. Psikoloji her öğretim kademesi, iş sahası ve diğer birçok alanda kendini göstermektedir. Kısacası hemen her alanda Psikoloji ilminin izlerini görebilirsiniz.
Ve son olarak bu alan son birkaç yıla kadar iş garantisi ile revaçta iken bugün gelinen noktada maalesef cazibesini yavaş yavaş kaybetmektedir.
Değerli evladım da bizim izlerimizden gelmeyi tercih etti. Bu ilk yazısı ile yazarlığa merhaba dedi. Yolu ve bahtı açık olsun inşAllah. PSİKOLOG mesleğinin ve bu alanın ülkemizde daha çok rağbet görmesi ümit ve temennileriyle.