Şehirlerin sembolü olan değerleri vardır. Markaları vardır o şehirlerin sembollerini ifade eden. Gümüşhane gibi kendine zar zor yeten şehirlerin de tutunacağı bir dalı olmalı elbette. İddialı ve abartılı olsa da çalışkan ve dürüst insanları bu şehrin en büyük değeri ve markasıdır.
Dönemin Başbakanı Sayın Tansu Çiller’in meşhur ettiği ancak bugün maalesef ekonomiye kazandıramadığımız kuşburnu, göbek elması dâhil otuz çeşit elması, Hacıhamza armudu dâhil bir o kadar sayıda armudu, pestil ve kömesi ve onların ham maddesi ceviz ile dutu, Kürtün Araköy ekşi maya ekmeği, Kelkit, Şiran, Köse başta olmak üzere kurufasulyesi ile hayata tutunmaya çalışmaktayız.
Sineması, tiyatrosu olmayan bir şehrin hafta sonları tek sosyal zevki olan Gümüşhanespor küme düştü. Gözünüz, gözümüz aydın. Gerçi diyeceksiniz ki süper lig şampiyonu olan koskoca Bursaspor üçüncü lige düştü Gümüşhanespor amatöre düştü çok mu?
İki S hakkında yazmama kararıma rağmen spor alanında bu şehrin en çok köşe yazısı ile destek veren belki de tek yazarıyım. Diğer S siyaset hakkında hem inanmadığım bir dal ve hem de devlet memuru olmam hasebiyle bir yazımı bir yerde göremezsiniz.
Evet, maalesef Gümüşhanespor sahipsiz. Kadir ve kıymetini bilemediğimiz, hemen her ilçemizde ve merkezde yurtlar, okullar ve spor salonlarını hayata geçiren bir Aydın Doğan, sonrasında süper lig takımlarında olmayan Tekke’deki muhteşem tesisleri kazandıran eski Vekilimiz Osman Akgül, alperen ve çalışkan başkanımız Kaya Büyükbayraktar ve Merhum Belediye Başkanımız Mustafa Canlı’nın üstün gayretleri de derdimize bir çare olmadı, olamadı.
Evet, plakamızla acı bir tesadüf olsa gerek tam 29 yıl sonra amatöre düştük. Takımına sahip çıkmayan, maçına gitmeyen, kombine bilet almayan biz Gümüşhanespor taraftarları, takıma gelen ancak terini akıtmayan, yan gelip yatan, kaybettiği maç sonrası sırıtan ruhsuz teknik adamlar ve ondan daha ruhsuzu olan sözüm ona topçular, bu takıma asla sahip çıkmayan, maçına dahi gitmeyen, şehrimizin dernek, STK ve diğer birimleri düştük ya mutlu musunuz?
Niye düştük hiç düşündünüz mü? Çünkü bu takımın içinde yer alacak olan topçuları yerinde izlemeden, yeteneklerini bilmeden, sipariş üzerine aldık da ondan.
Niye düştük? Çünkü takımda yer alacak öz be öz Gümüşhanelileri arayıp bulamadık. Bulduklarımıza da değer vermedik hatta oynatmadık. Terini, hırsını, mücadelesini sebil eden bir Taner Koç ile Osman Can Kömürcü daha bulamadık bu takıma.
Niye düştük? Çünkü biz bu şehrin çocuklarına inanmadık. Kendi hocalarımız Turgut Ataman, Kasım Canlı, İhsan Pelit ve bir Sezgin KÖPRÜLÜ’yü ikinci yarının başında takımın başına getirseydik bu takım kesinlikle düşmez ve hatta orta sıralarda ligi bitirirdi. Hâlbuki teknik adam konusunda, oyuncu konusunda o kadar Gümüşhaneli var ki hiçbirine ulaşamadık. Ulaştıklarımızı da beğenmedik.
Aman hocam başka işin mi yok dediğinizi duyar gibiyim. Ama ben bir Gümüşhane milliyetçisiyim. İstiyorum ki bu şehir her alanda adını duyurabilsin. Ticareti, sanayisi, turizmi, tarımı yerlerde gezen bir şehir spor alanında mı adını duyuracak?
Bugün hemen sınır komşumuz Trabzon’un en büyük değeri havaalanı, üniversitesi, hastanesi, limanı, ticareti, sanayisi değil. Ne peki? Tek zenginliği Trabzonspor’udur.
Peki ya bizim neyimiz var? Yaylalarımız, sularımız, tarihi değerlerimiz ve hatta isimlerimiz dahi istila edilmiş durumda. Gümüşhanespor düşmüş çok da umurumuzda. Yazıklar olsun.
Niye düştük ?
Ahde kafamız yok ondan düştük,
Dahah bu kulübü maddi manevi sırtlayan Kurban Karagöz başkanın adını dâhi zikredecek kadar vafanız bile yok ondan düştük.
Niye Düştük ?
Bu kulübe maddi manevi katkı sunan önceki dönemler biz yöneticileri unuttunuz ondan düştük,
Kongrelerde bir oy hakkı dahi vermediniz ondan düştük.
Niye Düştük ?
Bu kulübün bakanı bu şehrin temsilcisi olan başkana kurşun sıktınız ondan düştük.
Daha çok varya neyse.
Kıymetli hocam bu sözlerim şahsınıza değil. ☺️
Gözbebeğimiz Gümüşhanespor düşünce biraz aceleye getirerek ve o sinirle yazıyı kaleme alınca Kurban Karagöz başkanımızı ve verdiği hizmetlerini maalesef unuttum. Kendisinden özür diliyorum. Osman Kaya kardeşime hatırlattığı için de teşekkür ediyorum.