“Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür”
Jean Paul SARTRE
Bir zamanlar Trabzonspor’da da oynayan giyimi, kuşamı, sakalı ve felsefesi ile diğerlerinden farklı bir özellik arz eden Aykut Demir. Oynadığı futbol ile değil bu sefer yaptığı haklı bir eylem ile Türkiye gündeminde yer aldı.
Malum Rusya ile Ukrayna arasında savaş başladı. Öncelikle şahsımın felsefesi ‘en kötü barış en haklı savaştan daha evladır’ hükmünden hareketle her türlü savaşı reddediyorum.
Evet, o yüzden her savaşın en mağduru çocuklar adına, suçsuz günahsız masumlar adına, küresel sermayeye ve hırslara canını vermek zorunda kalanlar adına ben de yüreğimin en bam telinden ‘NO WAR’ yani ‘SAVAŞA HAYIR!’ diye haykırıyorum.
Birileri daha çok mal, makam, servet, itibar adına çözümü savaşlarda arıyorsa ve bu ihtirasları yüzünden mazlumlar ve masumlar yurtlarından, evlerinden barklarından uzaklaşıyorsa, birileri gülerken diğerleri ağlıyorsa orada muhakkak bir şeyler yanlış gidiyor demektir.
Geçen hafta Erzurumspor ile Ankaragücü maçı seremonisinde Erzurumsporlu futbolcular ‘No War’ tişörtü ile haklı olarak savaşa hayır diyerek tüm dünyaya mesaj verdiler. Ama takımın kaptanı olan Aykut Demir bu tişörtü giymeyerek o da daha da önemli bir mesajı verdi tüm dünyaya.
Ama bizim devekuşu malum zihniyetimiz Aykut’un orada vermek istediği mesajı bırakın anlamayı hemen yanlı olarak onu linç etmeye kalkıştık. Birkaç ağacı bahane ederek ülkemizin temellerine dinamit yerleştirmeye kalkan zihniyetlerden bu muhteşem protestoyu anlama becerisini zaten beklemiyorduk.
Ama Aykut bu tişörtü giymeyerek içimizdeki ve dışımızdaki millete şu mesajı haklı ve net olarak;
"Yıllardır dünyanın dört bir yanında özellikle İslam ve Türk coğrafyalarında, Arakan’da, Keşmir’de, Bosna’da, Türkistan’da, Afganistan’da, Azerbaycan’da, burnumuzun dibinde Suriye’de, Irak’ta ve adını sanını bilemediğimiz bir ücra köşede masum insanların, Müslümanların, günahsız yavruların kanları oluk oluk akıtılırken sizler neredeydiniz” demek istedi.
Ve yine Aykut o haklı protestosu ile yine dedi ki;
“O zamanlar Aylan bebeğin masum minicik bedeni sahile vurduğunda, binlerce mülteci sularda can verdiğinde, en yakın komşumuz Yunanistan’ın onlarca masumu soyup tecavüz ederek ölüme terk ettiğinde neden hiçbir medeni devletten, başkanlarından, dünya ve Türk kulüplerinden, sözüm ona sanatçı müsveddelerinden, topçu ve popçuklardan, edebiyatçılarımızdan, entel dantellerimizden küçücük bir tepki, küçücük bir yerme, sitem, beddua, dua duymadık. Ama işin ucu az onlara değince duy feryad-ı figanı.
Çok değerli ağabeyim Aras Perekli’nin konu hakkında yorumu ile yazımı noktalıyorum;
“Aykut’un sakalına bakıp kızmayın. Ortadoğu’da ölen çocuklara gözlerini kapatan Batı, çomak kendilerine girince ‘No War’ diyorsa bu işte bir yanlışlık ve taraf var diyor. ABD’nin Irak, Suriye ve 15 Temmuz planı tutsa idi bu bölgelerde ölecek insanların ve çocukların değeri hiç mi yoktu?”
Ve ben de bu durum karşısında cesaretinden, verdiği haklı ve akli tepkisinden dolayı aferin Aykut’a diyorum.