OKUYAN TARİHİMİZ

Milletleri millet yapan onun inanç ve idealleridir. Bu bizim için, iki bin yıllık Türk Tarihi ve Türk kültürü anlamına gelir. Türk kültürü; milli birlik ve beraberliğimizin, yücelişimizin maddi ve manevi simgesidir. Bu anlamda kültürümüze tarih boyu hizmette bulunmuş, dünya çapında birçok bilgin, düşünür, sanatkâr komutan ve devlet adamımız vardır.

Selçuklular döneminde özellikle Sultan Alparslan, Melikşah, Sencer, Baybars ve Vezir Nizam-ül, Mülk’ün okumaya, ilim ve tahsile çok önem verdiğini, tahsilin, eğitim ve öğretimin ilim ocağı olan medreselerde ücretsiz yapılması için vakıflar kurdurduğunu biliyoruz.

Dünyanın en büyük âlimlerini yetiştirmiş ve en büyük kütüphane arşivine sahip Osmanlının, önemli işler başarmasının ve toplumlara yön vermiş olmasının temelinde de bilgi paylaşımının ve okumanın geldiği bilinir. Bu bağlamda Osmanlının büyümesinde Osman Bey ve Şeyh Edibali, Selçuklu’nun kurulmasında da Alparslan ve Nizamül mülk eş değerdedir.

Yavuz Sultan Selim’i Yavuz yapan özelliği sadece cesareti olmayıp, kitaplarla olan diyaloguna bakılmalıdır. Fatih sultan Mehmed’ in İstanbul ‘u fethetmesi de genç bir komutanın macerası olmayıp, onun sabahlara kadar okuduğu kitaplardan aldığı bilgi ve tecrübeden kaynaklanmıştır.

Hakikaten Fatih Sultan Mehmed’in okumaya, kitaba karşı çok fazla merakının olduğunu, İstanbul’un fethinden sonra kurdurduğu zengin kütüphanesinden de anlayabilirsiniz. Kendi tarihimize ait bilgileri araştırdığı gibi, Fransa, Yunanistan ve Roma tarihçilerinin eserlerini de okumuştur.

Yine Yavuz Sultan Selim, savaşa gidiş dönüşlerinde seyyar kütüphanesini yanında bulundurur, seçtiği kitaplardan bazısını kendisi okur, bazen de nedimelerine okutur ve dinlerdi.

Kanuni Sultan Süleyman da okumaya, ilim ve alimlere çok değer verir, alimlere danışmadan bir iş yapmazdı. Muhibbi mahlasıyla yazdığı üç bin civarında gazeli bulunmaktadır.

Sultan II. Mahmut’unda en fazla önem verdiği alan eğitimdi. Mekteplerde zorunlu ilköğretimin başlatılması için ferman bile yayınlamıştır.

Atatürk’ün okuduğu kitap sayısının 3997 olduğu tespit edilmiştir. Bu okumada öyle sıradan bir okuma olmamıştır. Her bir kitap satır satır okunmuş ve önemli görülen yerlerine notlar düşülmüştür. O, siyasi ve askeri yeteneğini kitap sevgisine borçlu olduğunu her fırsatta dile getirmiştir.

Tarihte, okumaktan, kitaptan ve ilimden bahsedip de Türk İslam dünyasının en büyük alimlerinden biri olan Hz. Mevlana’dan bahsetmemek tabiki olmaz. Hz Mevlana Allah dostu, gönül insanı… Ölümünün 737. Yıldönümündeyiz. Bu günlerde Şeb-i Aruz törenleri düzenlenmekte, hayatı, eserleri, ulusal ve uluslararası boyutlarda birkez daha anlatılmaktadır. Hz Mevlana'yı ölüm yıldönümünde bir kez daha dualarla anarken yazımızı O’nun şu güzel sözüyle bitirelim. "Üzülme der Mevlana ve devam eder; Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun..., Tek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır!"

Selam ve Sevgiler.

YORUM EKLE