“Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır;
ya da milleti cesaret ve sefalete terk eder.”
M. Kemal ATATÜRK
Gümüşhane’nin kırsal bölgelerinde engel nedeni olan risk faktörlerinin azaltılmasına yönelik eğitim çalışmaları kapsamında ÖDES tarafından finanse edilen ve Gümüşhane Valiliği ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde hayat bulan Özel Eğitim Köy Projesi start aldı.
Yaklaşık 10 ay sürecek olan proje Şiran Yeşilbük, Kürtün Üçtaş, Torul Aktaş, Köse Salyazı, Kelkit Deredolu ve Öbektaş Beldesi’nde uygulanacaktır. Özel Eğitim Köy Projesi’nin ana hedefi özürlülük oluşumu ile risk oluşturan bölgelerde eğitim ve bilgilendirme çalışmalarını gerçekleştirmek olacaktır. Bu proje ile hedeflenen grup 16–60 yaşları arasındaki anne adayları, anneler ve varsa eşleri olacaktır.
Bu proje ile risk grubu içersinde yer alan köy ve beldelerde eğitim ve bilgilendirme çalışmaları gerçekleştirerek; özürlülüğün oluşmasına neden olan durumların azaltılması, engelli bireylerin ailelerinin eğitim alternatiflerini tanıması ve özürlü bireylerin sosyal hayata entegre olabilmesi için paylaşımlarda bulunulması somut çıktılar olarak düşünülmektedir. Ayrıca etkin bir veri tabanı oluşturulması daha sonraki çalışmalar için iyi bir temel oluşturacaktır.
Unutulmasın ki; Engelli bireyler toplumun vazgeçilmez parçalarıdır. Engelli bireylerin aileleri çocuğun dünyaya gelmesiyle birlikte çok farklı duygular yaşayabilmektedir. Bu duygular şok, inkâr, kabullenmeme gibi birçok süreci içerisinde barındırmaktadır.
Bu proje kapsamında özürlü bireylerin ailelerinin; uzman ve eğitimcilerle tanışma şansı bularak onlarla iletişim fırsatları yakalayabilmesi ve içinde bulundukları durumu sadece kendilerinin yaşamadığı ve yalnız olmadıklarını görmeleri hedeflenmiştir. Bununla birlikte, ailenin içinde bulunduğu çaresizlik, kaygı ve korkularını aşması için önemli farkındalıklar kazanacağı bir gerçektir.
Aksiyon Dergisi yazarlarından Bülent Korucu’nun yazısından iktibasla;
Yatakta mışıl mışıl uyuyan oğluna bitkin gözlerle baktı. Günün bütün yorgunluğu üstüne çökmüştü. Daha fazla direnmeyecek, kendini uykunun dinlendirici kollarına bırakacaktı. Ama bu kuşlarınki gibi ilk çıtırtıda bitecek bir uyku olacaktı. Gözlerini kapamadan duasını etmeyi unutmadı. Son cümleler her zamanki gibiydi:
“Allah’ım evladımı benden sonraya bırakma!”
Allah’ım evladımı benden sonraya sakın bırakma. Bu nasıl bir duadır böyle? Anne ve babalar genelde; “Allah’ım ömrümden kes, çocuğuma ver” diye dua ederken; neden bu insanlar tam tersini söyleme gereği duyuyorlar.
Bu soruları cevaplamanın ne kadar zor olduğunu elbette idrak edebilmek için -Allah göstermesin- engelli bir çocuğunuzun olması gerekir. Dünyada Cenneti kazanmanın yolları vardır şüphesiz. Anne ve babaya itaat en başında olduğu gibi engelli bir evladını usanmadan, şikâyet etmeden ve merhamet sıfatıyla besleyip büyüten anne ve babalar inanın Cennetin kapılarını ardına kadar açacaklardır.
Dünyaya gelmek elbette onların elinde değildi. Kimi akraba evliliğinden, kimi gen ve kan uyuşmazlığından, kimi ateşli hastalıktan ve kimi de herhangi bir kaza neticesinde engelli olan onca insan bugün toplumuzda maalesef ikinci insan muamelesi görmekten kurtulamamış durumdadırlar. Acıdığımız, hakir gördüğümüz ve beğenmediğimiz bu grup aslında bizim engelli beyinlerimizle bir türlü idrak edemediğimiz hakikatlerin ta kendisidir. Ve onlar bu toplumun en hakiki gerçekleridir. Ve bizler hepimiz birer engelli adayıyız.
Bu kapsamda ilimizde ÖDES destekli Özel Eğitim Köy Projesi’ni uygulamanın mutluluğunu yaşamaktayız. Projenin eğitim çalışmalarına önemli katkılar sağlayacağına yönelik inancımız tamdır.