Bir gün Rüzgâr ile Güneş iddiaya girmişler. Kim daha güçlü diye. Rüzgâr ben güçlüyüm demiş. Güneş ise hayır yanılıyorsun ben daha güçlüyüm, demiş.
Bu iki cengâver kozlarını paylaşmaya karar vermişler. Şehrin göbeğinde buluşmuşlar. Rüzgâr kalabalığı görünce iyice kabarmış. Hatta bak oğlum çek git diye de laf atmış. Güneş bunları sonra konuşuruz diyerek, kenara çekilmiş.
Rüzgâr, Güneş’e dönerek: ‘’Şu adamları görüyor musun? Ben Onların sırtlarındaki paltolarını rüzgârımla çıkaracağım,’’ demiş. Başlamış esmeye. Ama o da ne… İnsanlar paltolarını çıkarmayı bırak, paltolarına daha çok sarılıyorlarmış. Rüzgâr bu duruma öfkelenmiş ama nafile. Rüzgâr, size yaptıklarım, ettiklerim burnunuzdan gelsin diyerek ayrıca kızgınlığını da belirtmiş.
Ne ettiyse kimsenin paltosunu çıkaramamış. Rüzgâr bakmış olacak gibi değil, pes etmiş.
Sıra gelmiş Güneş’e. Bulutların arkasından yavaş yavaş çıkmış. Çarşı pazarda toplanan adamlara tebessüm etmesi, adamların paltolarını çıkarmalarına yetmiş.
İddiayı kazanan Güneş, Rüzgâr’a:’’İnsanlara sevgiyle yaklaş. Onlara karşı samimi ol. Onları küçük görme.Onlara tepeden bakma.Onlara dostça,kardeşçe yaklaş.Yaptığın iyiliği unut.Onlara kaba davranma.Ben güçlüyüm diyerek onları ezmeğe kalkma.Yoksa eninde sonunda yenilmeğe mahkum olursun,’’demiş .
Rüzgâr hatasını anlar ve bakar ki eskisi kadar güçlü değil. Gümüşhane’nin en yüksek tepesine çıkar ve Güneş’e seslenir:’’Pastayı ikiye bölelim mi, Güneş kardeş.’’
Eee ne de olsa …. ……. yakın. Pastanın yarısı da olsa yeter diyor galiba. Ne dersiniz?
Bu iki cengâver kozlarını paylaşmaya karar vermişler. Şehrin göbeğinde buluşmuşlar. Rüzgâr kalabalığı görünce iyice kabarmış. Hatta bak oğlum çek git diye de laf atmış. Güneş bunları sonra konuşuruz diyerek, kenara çekilmiş.
Rüzgâr, Güneş’e dönerek: ‘’Şu adamları görüyor musun? Ben Onların sırtlarındaki paltolarını rüzgârımla çıkaracağım,’’ demiş. Başlamış esmeye. Ama o da ne… İnsanlar paltolarını çıkarmayı bırak, paltolarına daha çok sarılıyorlarmış. Rüzgâr bu duruma öfkelenmiş ama nafile. Rüzgâr, size yaptıklarım, ettiklerim burnunuzdan gelsin diyerek ayrıca kızgınlığını da belirtmiş.
Ne ettiyse kimsenin paltosunu çıkaramamış. Rüzgâr bakmış olacak gibi değil, pes etmiş.
Sıra gelmiş Güneş’e. Bulutların arkasından yavaş yavaş çıkmış. Çarşı pazarda toplanan adamlara tebessüm etmesi, adamların paltolarını çıkarmalarına yetmiş.
İddiayı kazanan Güneş, Rüzgâr’a:’’İnsanlara sevgiyle yaklaş. Onlara karşı samimi ol. Onları küçük görme.Onlara tepeden bakma.Onlara dostça,kardeşçe yaklaş.Yaptığın iyiliği unut.Onlara kaba davranma.Ben güçlüyüm diyerek onları ezmeğe kalkma.Yoksa eninde sonunda yenilmeğe mahkum olursun,’’demiş .
Rüzgâr hatasını anlar ve bakar ki eskisi kadar güçlü değil. Gümüşhane’nin en yüksek tepesine çıkar ve Güneş’e seslenir:’’Pastayı ikiye bölelim mi, Güneş kardeş.’’
Eee ne de olsa …. ……. yakın. Pastanın yarısı da olsa yeter diyor galiba. Ne dersiniz?