PROF.DR. ETHEM ATAY İLE 'AKİL GÜNDEM'

Bu hafta köşemizde, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi değerli Hemşerimiz Sn. Prof. Dr. Ethem ATAY ile Türkiye’nin gündemine ilişkin yaptığımız söyleşiyi sizlerle paylaşacağız.

-Sn. Hocam Akil Gündemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

“ Terörün bitirilmesi süreci içerisinde;

Birincisi Muhatap doğru tespit edilmemiştir. Terör örgütünün yetkilileri ile görüşmek doğru değildir bu manada muhatap yanlış alınmıştır.

İkincisi bu muhatapla yapılan görüşme yönetimi bu mu olmalıdır sorusunun cevabı karşılığını bulamamıştır. Sıkıntılı bir yöntem seçilmiştir. PKK Terör örgütü uluslararası bir terör örgütü olmakla birlikte siz çözümü burada tartışmalı kişiyi muhatap alarak çözmeye çalışıyorsunuz.

Hadi bunun doğru olduğunu farz edelim:

Önce alttaki kademeden başlayarak talimat verirsiniz ve gerekli adımlar atılır. Böyle davul zurna ile işin üzerine giderseniz karşı tarafın haklılığını kabul etmiş olursunuz. Güç kullanmak suretiyle hak elde etme yönteminin de yolunu açmış olursunuz bu açıdan yapılanlar yanlış olmuştur.

Akil adamlar meselesine gelince;

Akil adam devletin hukuki değerleri ile çatışmamalıdır. Listedeki birçok kişi devletin sistemini kökten değiştirmek isteyen insanlarla dolu… Akil adam soruna objektif yaklaşan insandır. Akil insan Türkiye’nin kuruluş felsefesi ile çatışma halinde olmamalıdır. Araştırılsın, bu manada bu kavram ile sorunlu olan insanlar göreceksiniz listede.

Hadi bunun da doğru olduğunu farz edelim;

O zaman önce Akil adamlar gerekli alt yapı çalışmasını yapardı sonra müzakere süreci başlatılırdı, bu da olmadı. Peki, akil adamlar modeli insanları ikna etmeye çalışacak, neye ikna etmeye çalışacak diye sorarsanız yanlış yöntemi yanlış politikaların doğruluğunu anlatmaya, ikna etmeye çalışacaklar. Akil adam objektif olursa burada o zaman muhalif seslerin de olması gerekir. Tek sesli olmak 12 Eylül Döneminde Kenan EVREN’in propaganda yöntemlerinden biriydi. Bu durum işleyiş açısından kısa vadede söz konusu olabilir ama orta ve uzun vadede sorun oluşturur. Bu sorunların başında da üniter yapı bozulur etnisite ön plana çıkar. Sonuçta bu sorun meşrulaşır, hukuki metin belki de anayasanın hükmü haline gelecektir. Dolayısıyla böyle bir sürecin doğru netice vermesi İnşallah yanılırız ama mümkün değil gibi görünüyor. Bunu burada söylemek durumundayız.

Bir diğer önemli hususta;

Siyasi tercihin sınırı devletin temel nizamıdır. Bu sürecin sonucu devletin temel nizamı ile çatışırsa hukuk normları devreye girer. Siyasi iktidar tercihlerini ortaya koyarken önce suçu suç olmaktan çıkarır sonra işletir. Eğer bunu böyle yapmazsanız terör örgütü mantığı ile hareket etmiş olursunuz. Bu manada Bu suçsa bu suçu işlemekten memnuniyet duyarım sözünü de kabul etmek mümkün değildir.”

Sn. Hocamıza söyleşi için teşekkür ediyoruz.

Sevgi ve Saygılar…
YORUM EKLE