“Pusuda” Cahit Atay’ın kaleme aldığı ünlü tiyatro eserinin adı.
Olay, candan iki arkadaş arasında geçer. Yılanlıoğlu göz koyduğu kızın Yaşar’a varmasını engellemek ve Yaşar’ı öldürmesi için arkadaşı Dursun’dan pusu kurmasını ister.
Günümüz olaylarına baktığımız zaman oluş biçimlerinin buna benzerlik arz ettiğini görmekteyiz.
Dünyayı idare eden başta ABD olmak üzere dost gibi görünüp düşmanca hareket eden emperyalist güçlerin Türkiye’yi ve onu yönetenleri bertaraf etmek için yaptıkları hainlik özellikle 15 Temmuz kalkışımı bu tür eylemlerin en bariz örneği değil mi?
Kalkışmanın göbeğinde olan kimi oportünistler ise sanki hiç ilgisi yokmuş gibi isimleri öne çıkan kimi hemşerilerimizi karalamak için sosyal paylaşım sitelerine mesaj atıyorlar. Bu tipler cinayet işleyen katiller gibi maktulü öldürdükleri yerde bir süre dolaşıp durur. İz kaybetme amacına yönelik olarak yapılan bu eylem bir süre sonra tabiiki anlaşılır.
15 Temmuz 2016 kalkışmasını destekleyen kişilerde tıpkı böyle asıl kimliğini gizleyerek yani pusu kurarak çamur atarken kin ve nefretini ya postaneden yada dış ülkelerdeki e-postalardan sosyal medya üzerinden yalan-yanlış olarak kamu oyuyla paylaşmaya çalışıyorlar.
Haklarında suç duyurusu bulunmasına rağmen bulunamayan bu oportünistler belli ki manipülasyonlarını yurt dışından yapıyorlar.
Neyse ki hükümet “belge ve kanıta dayanmayan” ihbarlara itibar edilmemesi yönünde aldığı bir kararla bu ajitasyon meraklılarının önüne set çekmiş olması toplumda memnuniyetle karşılanmıştır.
Geçen hafta yerel gazetemizin birinde değerli bir dostun (T. Tuğlu) konuyu “kurt sisli havayı sever” başlığı ile enine boyuna irdelemesi yararlı olmuştur.
Bizde bu yazımızda olabildiğince yakaladıkları fırsatı olumsuz yönde değerlendirmeye çalışan, kuzu postuna bürünmüş kurtlara ve kötü emelleri için pusuda bekleyen hainlere itibar edilmemesini değerlendirmeğe çalıştık. Ve konumuzu özlü iki sözle bitirelim.
Altına pas yakışmaz.
Altın yere düşmeyle pul olmaz.
'PUSUDA'KİLER!