“Değişir mevsimler sonbahar olur.
Ruhuma taht kurar bir beyaz örtü.”
İnsan ruhu tıpkı evren gibi mevsimler yaşar. Gün olur güllük gülistanlık olur. Şölen yeri gibi zevkten zevke taşır bedeni… Gün olur sonbahar gibi yaprak yaprak dökülür yere. Sararır, bozarır ve toprakla bir olur.
Gün olur cıvıl cıvıl olur. İlkbahardır artık. Döner mevsimler ve beyaza bürünür her yer. Ve nihayet gökten tane tane, lapa lapa yağar kar. Kimileri buna ölmek der. Kimileri yeniden dirilmek üzere uzun-derin bir uykuya dalmak…
Kim ne derse desin bembeyaz giysisiyle büyüleyici güzelliğiyle kıştır o. Temiz ve alabildiğine gizemli bir örtü bürür her yeri.
Seyrine doyulmayan gizemli beyazlık beraberinde soğuğu da getirir. Hâl böyleyken göz için ayrı bir zevk, çocuklar için neşe kaynağıdır artık.
Âşıklara ilham, münzevi yaşamı seçenlere bir sırdaştır kar. Aylarca örtü gibi bürüdüğü toprağa rahmettir o.
İnsan ruhunu sarıp sarmalayan bir duygu gibi aylarca içimizde taht kuran bu beyaz örtü, özünde soğuk olsa da sımsıcak kucaklar pencere önünde babasının yolunu gözleyen küçük Aybikeleri…
Soğuk kış gecelerinde köylerde kurulan sobaların fırınlarında pişirilen patatesleri köy çökeleğine bandıra bandıra yemek, şehrin debdebesinde hayalini bile kuramayacağımız bir özlemdir. Sobanın fırınında nar gibi kızaran kestaneleri kabuğundan ayırarak koklaya koklaya yemek, kaç kişiye nasip olur acaba.
Rüzgârı uyutan, suları donduran, ağaçları mahzun bir dünyaya salan kış. Buz tutan gecelerde yoksulları tir tir titretirken varsılları nar gibi kızartan kış. Sen her hâlinle güzelsin. Her dansında gökleri büyüleyici güzelliğinle süslersin. Gökyüzünden salına salına indiğin her toprak seni özlemle bekler. Sen bu özlemi bilmesen de seni bekleyenlere sormak en doğrusu olacağından seni kalbinde sevgi taşıyan herkese sormak istiyorum. Alınacak her cevap bir şiir olurdu kuşkusuz.
Kendi çapımda şiirler yazmış olsam da şair sayılır mıyım bilmiyorum. Ancak şunu iyi biliyorum ki çocukluğumdan beri her kar yağdığında şiirin dünyasına dalıp gidiyorum. Sen, beyaz örtünle yaşam kaynağı olan toprağı gizlesen de benim için sen toprak üzerinde gezinen pek çok insanın çirkinliklerini gizleyensin. Senin beyazlığın yârin güzelliğine telmih olurken benim gönlümde taht kuran biricik sevgiliye yazılmış mektupsun sen.
“Çünkü sen benim en temiz yanımsın.
Aşkıyla mutluluğu tattığım Sultanımsın.”