İstiklal Mahkemeleri ile başlayan, Yassıada Mahkemeleri-Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve Özel Yetkili Mahkemelerce devam eden “Ümraniye ve Balyoz davaları” hukuk sistemine olan inancı ve devlete olan güveni zedelemiştir.
Tamamen siyasi yargılama olan bu davalar, insanımız üzerinde etkili olmaktadır. Toplum geçmişte olduğu gibi bilenmekte, gerilmektedir. Haksızlığa uğrayanların intikam almak istemeleri aşikardır. Bu son davada iyice anlaşıldı ki toplumumuz tamamen ayrışmış, insanların devlete olan güvenleri zedelenmiştir. Özellikle KCK davasından tutuklu olanların tek tek salıverilmeleri, Öcalan'a lüks bir yaşantı temin edilmesi, her söylemine itibar edilmesi Türk Milletinin sinir uçlarını hoplatmaktadır.
Artık bu kısır döngüden çıkılmalı, herkes sevgiyle kucaklanmalı, birlik ve bütünlük sağlanmalı ve Türkiye bir an önce normalleştirilmelidir.
Ümraniye ve Balyoz Davalarında Özel Yetkili Mahkemelerce verilen ağır mahkûmiyet kararları; Yargıtay safhasında mutlaka bozulmalı, bu mümkün olmazsa mesele TBMM tarafından ele alınarak noktalanmalı ve Türk Milleti rahatlatılmalıdır. Bundan böyle mahkemeler siyasi amaçlar veya geçmişin rövanşını ve intikamını almak için kullanılmamalı, toptancı yaklaşımlardan kaçınmalı, kin ve nefret tohumları dökülmesine vesile olunmamalı ve verdikleri kararlar ile kamu vicdanı yaralanmamalıdır.
T.C. Devleti adına iddianame hazırlayan Cumhuriyet Savcıları da, Türk Milleti adına karar veren Hakimler de “adil ve tarafsız olmaya, meşruiyet sınırları içinde kalmaya, vatan için savaşan askerler ile teröristleri aynı kefeye koyarak yargılamamaya, çok zor şartlarda terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin moral ve motivasyonunu bozmamaya, Türk Ordusunun manevi şahsiyetini yıpratmamaya, kamu kurum ve kuruluşlarını çatıştırmamaya, kamu vicdanını sızlatmamaya, milleti kutuplaştırmamaya ve devleti zayıflatmamaya” dikkat etmelidir.
Bugün yapılan bu siyasi haksız tutumlar asker, polis ve diğer güvenlik güçleri üzerinde büyük etki yapmaktadır. Devletin kademelerinde öne çıkan önemli insanların geleceği, ailelerinin güvenliği bugün tamamen tehdit altındadır. Türkiye hala Menderes ve arkadaşlarının idamının kaosunu üzerinden atmamışken, arkadan gelen şok dalgalarla bu ülke gelişme, motivasyon açısından hep erozyona uğramıştır. Son Ümraniye ve Balyoz davaları birilerinin çok hoşuna gitse de, ülkemizin geleceği açısından hiç de iyi olmamıştır. Tamamen güdümlü siyasi davranılarak, birkaç suçlu olsa bile ,diğer suçsuz insanlar adaletsizliğin tankları altında aileleri ile birlikte ezilmişlerdir.
Özellikle eski Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ’a yapılan muamele ve verilen cezayı vicdanlarımız asla kabul etmemektedir. Başbuğ’u Genelkurmay Başkanlığına getirenlerin kim olduğu da ortada iken, askere karşı bu kin ve hasedi anlamakta zorluk çekiyoruz. Apo'yu çuval gibi getirip Türk adaletine teslim eden, yıllarca diğer tutuklu askerlerle birlikte PKK ya karşı mücadele eden Engin Alan Paşaya yapılan haksızlık, bu insanlara verilen armış gibi cezalar Türk Milletinin vicdanında hep kanayan yara olarak kalacaktır. Bu yiğit insanlar ne yapmıştır? Vatanımızı bölmeye çalışanlarla mücadele etmiştirler.
BU AKŞAM YILDIZLAR KARARMIŞ GİBİ,
TEPELER TİTRİYOR HAVA KIŞ GİBİ,
BİR DAĞIN ÜSTÜNDE DAĞ VARMIŞ GİBİ,
OMUZLAMIŞ BİR MEHMEDİ MEHMEDİM...
Hainlerle mücadele eden bu Mehmetlere bu zulüm reva görülmemelidir. Sayın Süleyman Demirel'in bir sözü çok önemlidir: SAP DÖNER KESER DÖNER, GÜN GELİR HESAP DÖNER… Bu sözü herkes aklından çıkarmamalıdır. Herkesin bir hesabı var, ancak en adil olanı Allah’ın hesabıdır. Bu davada suçlu olanlar varsa, inançlarımıza karşı eylemde bulunanlar varsa elbette cezalarını çekmelidirler. Bizler özellikle İlker Başbuğların suçlu olduğuna inanmıyoruz. Tamamen siyasi hırsızlık ve kindarlık var işin içinde PKK’ya elini verip, kolunu kaptıranlar Türkiye'yi tamamen bölünmenin eşiğine getirenler, vebal altındadır. Binlerce yeni devşirilen PKK’lı dağa çıkarılırken, şehir yapılanmaları güçlendirilirken, Apo çeşitli oyunlarla dışarı çıkarılmaya çalışılırken, bu millet uyuyor sanılmasın!
Türkiye’yi siyasi hırs için “ALLAH korusun” parçalanan Yugoslavya ve BOP ile kan gölüne çevrilen Arap ülkeleri gibi, iç ve dış düşman hileleri ile bölünme dahil tehlikeli mecralara sürüklemeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Allah Türk'ü Korusun. Amin...
Saygılarımla.
Tamamen siyasi yargılama olan bu davalar, insanımız üzerinde etkili olmaktadır. Toplum geçmişte olduğu gibi bilenmekte, gerilmektedir. Haksızlığa uğrayanların intikam almak istemeleri aşikardır. Bu son davada iyice anlaşıldı ki toplumumuz tamamen ayrışmış, insanların devlete olan güvenleri zedelenmiştir. Özellikle KCK davasından tutuklu olanların tek tek salıverilmeleri, Öcalan'a lüks bir yaşantı temin edilmesi, her söylemine itibar edilmesi Türk Milletinin sinir uçlarını hoplatmaktadır.
Artık bu kısır döngüden çıkılmalı, herkes sevgiyle kucaklanmalı, birlik ve bütünlük sağlanmalı ve Türkiye bir an önce normalleştirilmelidir.
Ümraniye ve Balyoz Davalarında Özel Yetkili Mahkemelerce verilen ağır mahkûmiyet kararları; Yargıtay safhasında mutlaka bozulmalı, bu mümkün olmazsa mesele TBMM tarafından ele alınarak noktalanmalı ve Türk Milleti rahatlatılmalıdır. Bundan böyle mahkemeler siyasi amaçlar veya geçmişin rövanşını ve intikamını almak için kullanılmamalı, toptancı yaklaşımlardan kaçınmalı, kin ve nefret tohumları dökülmesine vesile olunmamalı ve verdikleri kararlar ile kamu vicdanı yaralanmamalıdır.
T.C. Devleti adına iddianame hazırlayan Cumhuriyet Savcıları da, Türk Milleti adına karar veren Hakimler de “adil ve tarafsız olmaya, meşruiyet sınırları içinde kalmaya, vatan için savaşan askerler ile teröristleri aynı kefeye koyarak yargılamamaya, çok zor şartlarda terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin moral ve motivasyonunu bozmamaya, Türk Ordusunun manevi şahsiyetini yıpratmamaya, kamu kurum ve kuruluşlarını çatıştırmamaya, kamu vicdanını sızlatmamaya, milleti kutuplaştırmamaya ve devleti zayıflatmamaya” dikkat etmelidir.
Bugün yapılan bu siyasi haksız tutumlar asker, polis ve diğer güvenlik güçleri üzerinde büyük etki yapmaktadır. Devletin kademelerinde öne çıkan önemli insanların geleceği, ailelerinin güvenliği bugün tamamen tehdit altındadır. Türkiye hala Menderes ve arkadaşlarının idamının kaosunu üzerinden atmamışken, arkadan gelen şok dalgalarla bu ülke gelişme, motivasyon açısından hep erozyona uğramıştır. Son Ümraniye ve Balyoz davaları birilerinin çok hoşuna gitse de, ülkemizin geleceği açısından hiç de iyi olmamıştır. Tamamen güdümlü siyasi davranılarak, birkaç suçlu olsa bile ,diğer suçsuz insanlar adaletsizliğin tankları altında aileleri ile birlikte ezilmişlerdir.
Özellikle eski Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ’a yapılan muamele ve verilen cezayı vicdanlarımız asla kabul etmemektedir. Başbuğ’u Genelkurmay Başkanlığına getirenlerin kim olduğu da ortada iken, askere karşı bu kin ve hasedi anlamakta zorluk çekiyoruz. Apo'yu çuval gibi getirip Türk adaletine teslim eden, yıllarca diğer tutuklu askerlerle birlikte PKK ya karşı mücadele eden Engin Alan Paşaya yapılan haksızlık, bu insanlara verilen armış gibi cezalar Türk Milletinin vicdanında hep kanayan yara olarak kalacaktır. Bu yiğit insanlar ne yapmıştır? Vatanımızı bölmeye çalışanlarla mücadele etmiştirler.
BU AKŞAM YILDIZLAR KARARMIŞ GİBİ,
TEPELER TİTRİYOR HAVA KIŞ GİBİ,
BİR DAĞIN ÜSTÜNDE DAĞ VARMIŞ GİBİ,
OMUZLAMIŞ BİR MEHMEDİ MEHMEDİM...
Hainlerle mücadele eden bu Mehmetlere bu zulüm reva görülmemelidir. Sayın Süleyman Demirel'in bir sözü çok önemlidir: SAP DÖNER KESER DÖNER, GÜN GELİR HESAP DÖNER… Bu sözü herkes aklından çıkarmamalıdır. Herkesin bir hesabı var, ancak en adil olanı Allah’ın hesabıdır. Bu davada suçlu olanlar varsa, inançlarımıza karşı eylemde bulunanlar varsa elbette cezalarını çekmelidirler. Bizler özellikle İlker Başbuğların suçlu olduğuna inanmıyoruz. Tamamen siyasi hırsızlık ve kindarlık var işin içinde PKK’ya elini verip, kolunu kaptıranlar Türkiye'yi tamamen bölünmenin eşiğine getirenler, vebal altındadır. Binlerce yeni devşirilen PKK’lı dağa çıkarılırken, şehir yapılanmaları güçlendirilirken, Apo çeşitli oyunlarla dışarı çıkarılmaya çalışılırken, bu millet uyuyor sanılmasın!
Türkiye’yi siyasi hırs için “ALLAH korusun” parçalanan Yugoslavya ve BOP ile kan gölüne çevrilen Arap ülkeleri gibi, iç ve dış düşman hileleri ile bölünme dahil tehlikeli mecralara sürüklemeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Allah Türk'ü Korusun. Amin...
Saygılarımla.