Bir asırı geride bıraktık… Birinci dünya savaşı, Osmanlının son demleri… Sarıkamış Harekatı ve sonrası… O günleri hatırlama babında bir tarihe göz atarak hafızamızı tazelemek istiyoruz. Hem bu hani hep 15 Şubatta kutladığımız Gümüşhane’mizin Düşman işgalinden kurtuluşunu da adım adım takip etmemizi, idrak etmemizi daha kolaylaştıracak, biraz daha şuurlandıracaktır. Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz.
28 Haziran 1914; Avusturya veliaht prensi ve karısı öldürüldü.
27 Temmuz; Sırbistan'a resmen savaş açan Avusturya, ertesi gün Belgrad'ı bombaladı.
10 Ağustos; Alman muhripleri "Goeben" ve "Breslau" Marmara’ya girdi. İtilaf Devletleri'nin protestosu üzerine, bu Alman muhripleri Osmanlı Devleti'ne satılmış gibi gösterildi ve "Goeben"e "Yavuz", "Breslau"ya ise "Midili" adı verildi.
29-30 Ekim; "Yavuz" Karadeniz'e geçerek Odessa ve öteki Rus limanlarını bombaladı.
1 Kasım; Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş açtılar.
5 Kasım; İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti'ne savaş açtılar.
6-7 Kasım; Donanma'nın kuralları gereği askeri personel taşıyan yük gemilerine olası düşman saldırısına karşı mutlaka bir, hatta birkaç savaş gemisi eşlik ederdi. Ancak Enver Paşa'nın ani kararıyla 6 Kasım 1914'te İstanbul Boğazı'ndan demir alan bu 3 kuru yük gemisine hiçbir savaş gemisi koruma yapmıyordu. Söz konusu 3 gemi Zonguldak açıklarına geldiklerinde karşılarında dev gibi Rus savaş gemilerini buldu. Ruslar Zonguldak'taki kömür madenlerini bombalamış, üslerine dönüyorlardı. Ruslar kucaklarına düşen bu 3 yük gemisine Kandilli-Ereğli açıklarında ateş açtı. 7 Kasım 1914 sabahı saat 7.45'te 3 yük gemimiz içindeki 3 bin asker ve Sarıkamış'a götürülen malzemelerle birlikte çok kısa süre içinde denize gömüldü.
22 Aralık; Sarıkamış Harekatı başladı. 9. 10. kolordular Oltu ve Bardız yönünde ilerleyerek Ruslara büyük kayıplar verdiler.
25 Aralık; Göle'ye girildi.
26 Aralık gecesi Ruslar esir aldıkları 28. Tümen'in kurmay başkanının üzerinden çıkan emirlerden Türk Harekatı hakkında gereken bilgiye ulaştı ve buna uygun tahkimat yaptı. (Doç.Dr. Seçuk Ural, Sarıkamış Şehitler 2008)
28 Aralık; 10. Kolordu cepheye ulaştığında artık yapacak bir şey kalmamıştı. 9. ve 10. Kolorduların 29 Aralık'taki taarruzu cephede yaşanan son Türk taarruzudur.( Doç.Dr. Seçuk Ural, Sarıkamış Şehitleri 2008)
29Aralık; mevzii taarruz yapıyorduk. Elimize geçen beş-on neferi hücuma kaldırıyorduk. Ruslar mukavemet ediyor, top mermilerini ormanın içine savurup duruyorlardı. Bu esnada yakınımızdaki bir neferin bacağının obus parçasıyla ağır surette yaralandığını gördüm. Hava o kadar soğuktu ki hiçbir cerrahi aleti tutarak müdahale yapmak mümkün değildi. Koştum hemen sardım, nakledecek vasıtam olmadığı için neferi olduğu yerde bıraktım. Tesadüfen oradan geçen Hafız Hakkı paşaya hitaben: "Bu neferin yarası ve hali çok ağırdır, geriye gönderecek bir vasıtam yoktur, ne yapayım" dedim. Cevap olarak "Şimdi Sarıkamış'ı alırız. En yakın yer orasıdır" dedi. Görünüşe göre; -25 derecede, çaresizlik içinde olan bir hekimin, bir kolordu komutanına yaptığı konuşma, askeri teamülleri aşmaktadır, fakat ordu komutanının verdiği cevapta ise hiçbir mantık yoktur.(1914 Sarıkamış Dramı sırasında şehit olan 165 sağlık personeli anısına Prof.Dr. Bingür Sönmez)
29 Aralık; Sarıkamış'a küçük bir güç girdi. Ama bu üstünlük bir iki saat sürdü. Rus Türkistan Kolordusu komutanı Yudeniç'in karşı saldırısı sonunda 9. Kolordu çekilmeye bile olanak bulamadan teslim oldu.
30 Aralık'ta üstünlük Rus tarafına geçtiğinde av avcı olmuştur. (Doç.Dr. Seçuk Ural, Sarıkamış Şehitleri 2008)
4 Ocak 1915 ; Erzincanlı Topçu Mülazım Ahmet Kahraman Sarıkamış'ta esir düştü.
5 Ocak; Enver Paşa 10. ve 11. kolordulardan arta kalan güçlerle Baldız'a çekildi. Enver Paşa durumun iyice kötüye gittiğini görünce, ‘Ben İstanbul’a dönüyorum’ diyerek cepheden ayrıldı. Bardız’dan Erzurum’a kızakla dönerken bir Rus karakol birliği ile karşılaştı. Ancak Rus askerleri karşılaştıkları kişinin Enver Paşa olduğunu farketmedi. Paşa, Erzurum’dan otomobille Refahiye - Suşehri üzerinden İstanbul’a ulaştı.
Ocak; Ziya Yergök anılarında Rusların esirlere karşı davranışların da: "Voyenni Gorodok'a ilk geldiğimiz sıralarda en soğuk mevsim olan Ocak 1915'in son günleri idi. Sabahları eksi 40 derece soğukta dışarıda ayakta tutar, yoklama yapar, kimlik yazarlardı. İnce bir kaput ve bize uygun giyimlerimiz şiddetli soğukta titrememize sebep olur, burnumuzu, kulaklarımızı üşütmemek için onları ellerimizle kapatmak zorunda kalırdık. Soğuk ciğerlerimize işlediği için hastalanıp ölenler çok oldu. Birçoğumuzun basuru depreşti.
Rütbe farkı maaşta ve ikametgâhta göz önüne alınır, başka hususlarda erlerle rütbeliler eşit muamele görürlerdi. Rus subay ve erlerine birazcık itiraz büyük bir hakaretle karşılık görür, dipçik ve kırbaç dayağı zerrece itiraz etmemize, soğukta çektirilen azaplara katlanmamıza sebep olurdu."
Ocak; ..."Sarıkamış'ta felakete uğrayanlarla ilk defa buralarda karşılaştık. Özellikle Erzincan'dan sonra, yollarda hasta, yaralı binlerce asker perişan, bitkin gerilere gitmeye çalışıyordu. Yol kenarlarında gördüğümüz cesetlerden üzüntü ve heyecan duymamak mümkün olmuyordu. Başıboş bırakılan bu sefil insanlarla konuştuğumuz vakit hepsi ağız birliği etmiş gibi Allahüekber dağlarından, Sarıkamış ormanlarından söz açıyorlarsa da henüz gerçeğin ne olduğunu anlayamıyorduk, daha doğrusu anlamak istemiyorduk… (Faik TONGUÇ’un Birinci Dünya Savaşında Bir yedek subayın anıları)
17 Şubat; İd kasabasında hastane açıldığını duydum ve yakın olduğu için gidip görmek ve arkadaşlarımla görüşmek istedim. Havanın soğuk ve her tarafın don olduğu bir günde hastanenin kapısı önünde büyük bir furgun arabası içinde birbiri üstüne yığılmış bir sürü cenaze gördüm ve şaşırdım kaldım.Hastanedeki doktorlar çaresizlik içindeydiler, her taraf buzdan taş kesildiğinden, mezar kazdırıp ölüleri (şehitleri) defnetmek mümkün olmamıştı. (1914 Sarıkamış Dramı sırasında şehit olan 165 sağlık personeli anısına Prof.Dr. Bingür Sönmez)
20 Nisan; Van şehir içinde Ermeni ayaklanması.
Temmuz 1916 ; Rusların Gümüşhane ve Erzincan’ı işgali. Ruslarla Doğu Anadolu’da sürdürülen savaşta Ermeni çeteler Rus ordusunun yanında yer aldı ve Osmanlı yönetimine karşı silahlı ayaklanma başlattı, sivil halkı hedef alan saldırılara girişti.
Şubat 1917; ekmek kıtlığı, grevler, lokavtlar ve gösteriler herkesin Rusya'nın anarşi uçurumunun kenarında olduğunu düşünmesine yol açıyordu.
12 Şubat 1918; Doğu Anadolu’da ordunun ilerlemesi. Rusların işgal bölgelerinden çekilmeleri.
15 Şubat; Gümüşhane’nin kurtuluşu…
15 Şubat 2016’da geçmişte yaşanan bu olayları düşündüğümüzde, kurtuluşu daha iyi anlayacak ve ileriki büyük kurtuluşumuzun ön belleğini yapmış olacağız.
Sevgi ve Saygılar…
SARIKAMIŞ’TAN GÜMÜŞHANE'YE