İçinde bulunduğumuz ekonomik zorluklar "Seçim değil, geçimin derdinde" olduğumuzu gösteriyor.
Nasıl göstermesin ki!
Akşam evde çocuklarına “acaba bugün ne pişireceğim” diye düşünen annelerin tenceresinde et değil dert kaynıyor.
Evlatlarının okul ihtiyaçlarını her ay zar zor öderken üstüne birde bugün yarın gelmesi muhtemel üç rakamlı kabarık doğalgaz faturasını nasıl ödeyeceğini kara kara düşünen babanın gündeminde seçim yok bence geçim var.
Dişinden tırnağından arttırıp “aman çocuğum üniversite okusun da bir meslek sahibi olsun. Kimseye muhtaç olmasın” diyerek her ay düzenli olarak gönderdiği harçlığını daha ay sonu gelmeden tüketen üniversite öğrencisi Berkay’ında gündemin de seçim yok geçim var.
Otomatiğe bağlanmış zamlar yetmiyormuş gibi yeni yılda artan vergilerin, kiraların karşısında inim inim inleyen mahalle bakkalı Serkan Bey’in, aynı şekilde kasap Mahir Beyin de gündeminde de seçim yok canım. Geçim var.
İcraya düşmemek için ödemelerini aksatmamak adına kredi çekerek çarkı döndürmeye çalışan küçük esnafında zihninde seçim yok.
Bu kadar zam yükü altında alım gücü düşen, aldığı paranın pula döndüğü bir zamanda kamu işçisi Kadir Bey ile Memur Yıldıray Beyinde inanın gündeminde seçim yok geçim var.
Bu şartlar altında seçim olsa ne olmasa ne diyor yurdum insanı!
Başka…
Tam 40 yıl bu aziz vatana hizmet etmiş, binlerce gence okuma yazma öğretmiş, kuş uçmaz kervan geçmez dedikleri Anadolu Köylerinde ilim irfan hizmetlerinde bulunarak emekli olmuş öğretmen Mehmet hocamızın da gündeminde emin olun seçim yok geçim var.
Adı üzerinde emekli. Emek vererek ömür tüketmiş vatan evlatları.
Çevrenizdeki emeklileri gördüğünüzde lütfen sorun. Hallerinden memnunlar mı diye! Ya da aldıkları maaşla nasıl geçiniyorlar?
Zaten emekli sözcüğü aklıma gelince yüreğim sızlıyor.
Bu vatana yıllarını vererek emekli olmuş bir işçi babanın evladı olarak biliyorum gerçekleri.
O sebeple kim ne derse desin bu ülkede emekli olmak çekilmez dert!
Avrupa’da yaşayan bir emekli maaşının dörtte biriyle gelip benim ülkemde en kral yerde tatilini yapıp gidebiliyor.
Ya bizim emekliler!
Ülkemizde çalışırken aldığı maaşın, emekli olduğunda yarı yarıya düştüğünü ve bununla son nefesini verinceye kadar yaşamak zorunda kalan bir emeklinin ruh halini düşünebiliyor musunuz?
Adı üzerinde emekli….
Sahi neden kesilir emeklinin maaşı!
Bilen varsa anlatsın da bizde öğrenelim?
Şaka gibi!
1500 -2000 TL maaşla mı geçinsin bu insanlar!
Yazıktır, günahtır!
Bu acı gerçeğin siyaseti olmaz.
Bu husus yıllardır içimde hep bir yaradır.
Böyle SGK düzeni olmaz olsun.
Medeniyetimizde “devlet baba”dır. Babanın görevi vatandaşının önce sağlığını, yaşam standartını sağlamak, huzurunu mutluluğunu düşünmektir.
Bu kadar fakir bir ülke miyiz?
Değiliz…
Torunu evlenirken bugün ki şartlarda koluna bir bilezik dahi takamayan geçtim bileziği bir çeyrek altın dahi alamayan bir dedenin ya da bir babaannenin halini düşünmek ne kadar acı.
Neyse…
Demem o ki, ekonomik krizle birlikte geçim derdine düşen vatandaşların gündeminde seçim yok geçim var.
Her geçen gün ağırlaşan hayat şartları ve yarın ne olacağını kestiremeyen toplumun gelinen noktada siyasetten siyasetçiden elini eteğini çektiği bir dönemdeyiz.
Her gece televizyonlara çıkıp iktidara ya da muhalefete güzellemeler yapan aboneli yorumcuların dedikleri vatandaşın çok umurunda değil.
Ekranlar ile vatandaşın yaşadığı gerçekler arasında dağlar kadar farklar var.
Aş evlerinden faydalananların sayısının her geçen gün artması, ekmek kuyruklarının ise uzaması, askıda ekmek ve askıda fatura kampanyalarının yapılması hadiseyi açık seçik önümüze koyuyor.
Alışverişin kilodan çok gramla yapılacağı günlerin arifesinde olduğumuzu düşünerek ticaretin durma noktasına geldiği ülkemizde, esnafta kepenk kapatmaya başladı.
Mızrak artık çuvala sığmıyor ki, meslek odaları bile bu vahim gidişata daha fazla sessiz kalamadı.
Herkes üzerine düşeni yapmalı!
Fedakarlık ise istisnasız hepimiz yapmalıyız!
Evet….
Değerli okuyucularım, yazımızı usta şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” adlı şiirinden birkaç mısra ile bitirelim.
“Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.”
Vesselam….