Bir şehri sevmek, aşka sebep aramaktır, demiş Ahmet Hamdi Tanpınar. Şehirler her biri ayrı bir ruh taşıyan ve içinde yaşayanlara havaya, toprağa, sokağa, mimariye üflediği bu ruhu aksettiren; onları kendisine ait, kendisiyle ilişkili kılan kuvvetli bir duygusal varlığa sâhiptir.
Tarihi eserleri bir şehir için sadece geçmişten artan malzeme olarak görmek, zannedildiğinin aksine şehrin geçmişini görememektir. Şehir kendisini bünyesinde barındırdığı eserleri ile ifade ettirebiliyorsa şehirdir.
Şehirdeki kültür varlıkları aynı zamanda şehrin yarını için yol haritası niteliğindedir. Şehrin nerelerden geldiğini gösterdiği kadar, nereye gideceğine de işaret eder. İpek Yolu üzerinde bulunması ve maden ocaklarına sahip olması nedeniyle 16. yüzyıldan itibaren Avrupalı tüccarların önemli bir uğrak yeri olan Gümüşhane, nefes kesen doğasının yanı sıra Roma döneminden kalma antik kalıntılar, çok sayıda tarihi kale ve manastırla ilgi çeker.
Gümüşhane yöresinin eski tarihi ve şehrin ne zaman kurulduğu hakkında kesin bilgi yoktur. Bununla birlikte şehrin ilk kurulduğu yerin, yukarıda belirtilen alanda olmadığı ve iki defa yer değiştirdikten sonra bugünkü mevkiine yerleştiği bilinmektedir.
Medeniyetler, kendilerini büyük ölçüde üzerlerine kuruldukları şehirlerde ifade etmişler, şehirler de eserleri ile bugüne gelmişlerdir. Eski Gümüşhane'den bugüne intikal eden eserler şunlardır;
Hagios Stephanos Kilisesi: Süleymaniye Mahallesinde bulunan üç nefli bazilikal plan şemasında, üst örtüsü ve güney duvarı büyük ölçüde yıkık olan Kilisenin, üslup özelliklerinden hareketle XIX. yüzyıl eseri olduğu anlaşılmaktadır. Doğusundaki üçlü apsis, içten ve dıştan yarım yuvarlak düzenlenmiştir. Kilisenin kuzey duvarı ayakta olup, üç kemer içine alınmış, her kemer içinde birer düzgün kesme taştan, diğer kısımları moloz taş ile yapılmıştır.
Köprü I: Süleymaniye Mahallesindeki köprü, sivri kemerli ve tek gözlüdür. 6 metre kemer açıklığına sahip olan köprünün kemeri kesme taştan, tempan ve tahliyesi moloz taştan inşa edilmiştir. Köprü 3. 40 m. genişliğinde ve 5. 70 cm. yüksekliğindedir. Üzerinde kitabesi bulunmayan eserin, mimari özelliklerinden dolayı Osmanlı döneminde inşa edildiğini söylemek mümkündür.
Dükkân: Eski Gümüşhane'de ayakta kalabilen nadir örneklerden biridir. 5.60x 6.18 m. ebatlarındaki yapının duvar kalınlığı 0.80 m.'dir . Ana yol üzerinde inşa edilen ve tek bir mekândan ibaret dükkânın, yola bakan cephesinde üç açıklık bulunmaktadır. Bunlardan ortadaki kapı yanlardaki penceredir. Bir küçük pencere de kapı üzerinde yer almaktadır. Moloz taş malzeme ile inşa edilen dükkânın üzeri tonozla örtülüdür. Osmanlı dönemi yapısıdır.
Ulu Cami (Süleymaniye Camii): Cami, Eski Gümüşhane yerleşim merkezinde, Süleymaniye Mahallesinde bulunmaktadır. Cami, türbe, hazire, çeşme ve günümüze ulaşmayan, varlığını kaynaklardan öğrendiğimiz medrese yapısıyla küçük bir külliye konumunda inşa edilmiştir. Üzerinde yapım kitabesi bulunmayan caminin kuruluşu XVI. yüzyıla kadar indirilmektedir. Kanuni Sultan Süleyman yöreden geçerken gümüş madeninin çıkarıldığı bölgede evlerin yapılmasını emretmiş, ayrıca bir caminin yapılmasını da istemiştir. Bu istek doğrultusunda yaptırıldığı kabul edilen Süleymaniye Camii, günümüze gelinceye kadar geçirdiği onarımlarda orijinal özelliklerinin bir kısmını kaybetmiştir. Son olarak 2006 yılında gerçekleştirilen onarımda, caminin içi ve son cemaat yeri yenilenmiş, avlusuna tuvaletler ve gasılhane yaptırılmıştır. Güney cephede üstte üç, altta iki pencere, doğu cephede ise altta ve üstte dörder pencere açılmıştır. Bu pencerelerin ikisi son cemaat yerine aittir. Caminin kare kaideli, silindirik gövdeli, kesme taş minaresi güneydoğu köşesinde, doğu duvarına bitişik yapılmıştır. Yapının kuzeyinde iki kat olarak düzenlenen son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinin üst kat dış mahfiline, mekânın dışından başlayan ve batı duvarına içten bitişik merdivenle çıkılmaktadır. Basık yuvarlak kemerli giriş kesme taş örgülüdür. Girişin üzerinde yer alan ikinci bir kapı ile iç mahfile girilmektedir. Cami düz ahşap tavanla örtülüdür. Mihrap kesme taştır ve kavsarası üç sıra fisto bordürle bezelidir.
Süleymaniye Camii içerisinde yer alan levhalar, 1868, 1874, 1881 ve 1900 tarihlidir. 1868 ve 1874 tarihli hatların hattatı Muhammed Şefik'tir. Mihrap üzerindeki Ayet-i Kerimenin hattatı ise Salih adında bir sanatkârdır.
Ulu Cami Çeşmesi: Caminin güney cephesine bitişik çeşme sivri kemerli olup, 2.40 x 2.35 m. ebatlarındadır . Ulu Caminin güney duvarında doğu köşesine yakın, duvara bitişik olarak inşa edilmiştir. Sivri kemerli bir niş içerisinde yer alan çeşme lüleleri İki adettir. Cami ile birlikte XVI. yüzyılda yapılmış olmalıdır.
Ulu Cami Haziresi: Caminin doğusunda bulunan nazirede çeşitli tarihlere ait 9 mezar taşı yer almaktadır. XIX. ve XX. yüzyıla ait bu mezar taşlarının hatları nestâlik ve sülüstür .
Hacı Tahir Efendi Türbesi: Ulu Caminin kuzeydoğusunda yer alan türbe 5.50x5.82 m. ebatlarında olup; duvar kalınlığı 0.60 ın.'dir . Türbe içerisinde biri büyük diğeri küçük iki sanduka yer almaktadır. Kare planlı türbenin girişi doğudandır. Diğer üç yönde birer pencere bulunmaktadır.
Mısır El-Ezher Üniversitesinde din âlimi olduğunu, girişi üzerinde yer alan kitabeden öğrendiğimiz türbede yatan kişi hakkında fazla bir bilgi edinilememiştir. Yine kitabede 1755-1834 tarihi yer almaktadır. Bu yıllar arasında yaşamış olan Tahir Efendi, zamanla Cami naziresinin oluşmasına da sebep teşkil etmiştir. Mezar yapısının da XIX. Yüzyılın ilk yarısında inşa edildiğini söylemek mümkündür'.
Hagios lonnes Kaya Kilisesi: Süleymaniye Mahallesinde yer alır. Plan ve mimari özelliklerinden XIX. yüzyılda yapılmış olduğu anlaşılır. Yoldan yaklaşık 100 m. yükseklikte 20.40 x 7.80 m. ebatlarındaki tek nefli kilisenin içerisinde fresk kalıntıları yer almaktadır .
Hagios lonnes Kilisesi: Süleymaniye Mahallesinde yer alır. Üslup özelliklerinden dolayı XIX. yüzyıla tarihlendirilir. Kilise üç nefli ve bazilika] planlı olup, içten 14.20 x 17.15 m. ebatlanndadır. Yapının giriş kısmı tamamen yıkık durumdadır. Kesme taş ve moloz taş malzemenin kullanıldığı kilisenin iç kısmı sıvanmıştır.
Rum Erkek Lisesi: Süleymaniye Mahallesinde yer alır. 18.30 x 11.28 m. ebatlarındaki yapı moloz taş malzemeli, ahşap hatılh ve içi sıvalıdır. Katlar ve üst örtü tamamen yıkılmıştır.
Cami-i Sağir Mahallesi Kilise I: Kilisenin genel üslup özelliklerinden XIX. yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır. Bazilikal planlı kilisenin nefleri ana kayaya işlenmiştir. Duvarlarının büyük bir bölümü tahrip olmuş durumdadır. Kilise 11.70x8.80 m. ebatlarındadır.
Camii Sağir (Mescit): Süleymaniye Camii'nin batısında, Mahallenin yukarı kısmındadır. Kare planlı olan yapının üzeri kubbe ile örtülüdür. Kubbeye tonoz bingilerle geçilmektedir. Moloz taş malzeme ile inşa edilen Cami onarım halindedir. Osmanlının şehirdeki ilk yapılarından biridir.
Camii Sağir Mahallesi Kaya Kilisesi: Cami-i Sağir Mahallesi'nde yer almaktadır. Bölgedeki edildiği, plan ve mimari özelliklerinden anlaşılmaktadır. Apsis kısmı ana kayaya işlenmiş tek nefli kilise, yapıldığı oyuğa göre şekillenmiştir . Apsis içerisinde Pantokrator İsa freskosunun izleri bulunmaktadır. 1939 Erzincan depreminde büyük oranda tahrip olmuştur .
Süleymaniye Hamamı I: Soğukluk, ılıklık, sıcaklık ve külhan bölümlerinden oluşmaktadır. 7.60x7.30 m. ebatlarında 0.70 m. duvar kalınlığındaki hamamın sıcaklık kısmı dört eyvanlıdır. Büyük ölçüde sağlam olan hamam günümüzde ahır olarak kullanılmaktadır.
Dere Hamamı: Soğukluk, ılıklık, sıcaklık, külhan bölümlerinden oluşan hamamın sıcaklığı dört eyvanlı plan şemasındadır. Giriş eyvanı 2.70 m. genişliğinde diğer eyvanlar 2.40 x 2.40 m. ebatlarındadır. Soğukluk kısmı yıkılmış, diğer bölümleri sağlam olan hamama müdahale edilmediği takdirde kısa zamanda yıkılması mümkündür. Moloz taş ve kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir.
Kavaklık Hamamı: Kavaklık Hamamı soğukluk, ılıklık, sıcaklık ve külhan bölümlerinden oluşan klasik hamam plan şemasında tasarlanmıştır. Sıcaklık bölümü dört eyvan şemasında olup, eyvanların köşelerinde halvet hücrelerine yer verilmiştir. Ilıklık bölümü iki bölümden oluşmaktadır ve üzerleri beşik tonozla kapatılmıştır. Soğukluk bölümü yıkılmıştır. Sıva üzerinde kalem işi süslemelerin izleri görülebilmektedir.
Pasa Hamamı: Paşa hamamından günümüze sadece sıcaklık bölümüne ait kubbeli mekân ulaşabilmiş diğer kısımları yıkılmıştır. Bu nedenle planı ancak yapılacak kazılarla ortaya çıkarılacaktır.
Güzeller Mahallesi Çeşmesi: Eski Gümüşhane Güzeller Mahallesinde yer almaktadır. Düzgün kaliteli kesme taş ile yapılmış çeşme H. 1202-M. 1787 tarihli ve tek lülelidir. 4.70 x 2.66 m. Ebatlarındadır.
Güzeller Mahallesi Camii: Çeşmenin hemen yanında bulunan cami büyük oranda kerpiç malzeme ile yapılmıştır. 20x7.65 m. ebatlarındaki caminin duvar kalınlığı 0.80 m.'dir. Üst örtüsü tamamen yıkılmış durumdadır.
Daldaban Çeşmesi: Daldaban Çeşmesi I. Dünya Savaşı sırasında "Cihâd ı Ekber" hatırasına yapılmıştır. Yapılış tarihi, güney cephedeki kitabesinde Rumi 1331-1333 olarak belirtilmiştir. Bu tarih Miladi 1915-1917 yıllarına tekabül etmektedir.Çeşme sekizgen mermer kaide üzerine dört cephelidir. Üç bölüm halinde yükselen çeşme küfeki taşından yapılmıştır. Çeşmenin musluklarının yer aldığı birinci bölümde yaprak motifleri arasında musluklara yer verilmiştir. Çeşmenin ikinci bölümünün doğu, kuzey ve güney cephelerinde madalyon şeklinde birer mermer kitabe yer almaktadır. Batı cephesindeki kitabe yeri boştur. Kuzey cephede top, tüfek, tabanca, kılıç ve borazan motiflerinin simetrik olarak işlendiği Osmanlı arması vardır.
Harşit Çayı Köprüsü: Gümüşhane Trabzon yolu üzerinde Gümüşhane il merkezine 5 km. uzaklıktaki köprü, 28.60 m. uzunluğunda 3.75 m. genişliğinde, sivri kemerli tek gözlüdür. Kitabesi bulunmayan eserin Osmanlı döneminde inşa edildiği mimari özelliklerinden anlaşılmaktadır.
Zeki Kadir Bey Zade Konağı: Süleymaniye Mahallesinde yer alan bu konak, Gümüşhane'nin Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi milletvekillerinden Zeki Kadir Bey Zade'ye aittir. Konağın kuzey cephesinin sağ üst köşesinde yer alan kitabeden H. 1278 / M. 1861 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Konak, geniş bir bahçe içerisinde, kare bir plan üzerine iki katlı olarak inşa edilmiştir (. Zemin kat duvarları taştan örülmüştür. Birinci kat duvarları bağdadidir. Konak iç sofalı, kırma çatılı ve kiremitle kaplıdır. Barok özellikli ahşap oymalar, alçı ve kalem işi süslemelerin görüldüğü odaların dolap, gusülhane ve yüklük gibi bölümleri ayaktadır. Konağın doğu ve kuzey cephelerindeki pencerelerin üzerlerinde Kuran'dan ayetler, dualar ve isimler kalem işi olarak yazılmıştır. Eski Gümüşhane yerleşim alanı tarihi eserlerle birlikte geleceği beklemektedir. Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın neresine bakarsanız bakın her tarafı tarihsel malzemelerin doğal olarak sergilendiği müthiş bir açık hava müzesi gibidir.
KAYNAKLAR;
ÇİĞDEM S.- H. ÖZKAN. - H. YURTTAŞ., "2002 Yılı Gümüşhane ve Bayburt İlleri Yüzey Araştırması", 21. Araştırma Sonuçları Toplantısı, C. II, Ankara, 2004, s. 167-178.
ÇİĞDEM S.-H. ÖZKAN-H. YURTTAŞ, "2003 Yılı Gümüşhane Yüzey Araştırması", 22. Araştırma Sonuçları Toplantısı, C. I, Ankara, 2005, s. 285-299.
ÇİĞDEM S., Gümüşhane Bölgesinin Tarih ve Arkeoloji Araştırmaları, Erzurum, 2008.
DEYROLLE T,, 1869'da Trabzon'dan Erzurum'a (trc. R.Ekrem Koçu) İstanbul, s.27-34.
EVLİYA ÇELEBİ, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, (Sadeleştirenler, T. Temelkuran, N. Aktaş, M. Çevik), C.2, istanbul, 1966.
USLU G, Akagün, "Gümüşhane'nin Tarihçesi ve Turistik Değerleri", Geçmişte ve Günümüzde Gümüşhane Sempozyumu (J3-17 Haziran 1990), Ankara, 1991,s. 141-153.
Tarihi eserleri bir şehir için sadece geçmişten artan malzeme olarak görmek, zannedildiğinin aksine şehrin geçmişini görememektir. Şehir kendisini bünyesinde barındırdığı eserleri ile ifade ettirebiliyorsa şehirdir.
Şehirdeki kültür varlıkları aynı zamanda şehrin yarını için yol haritası niteliğindedir. Şehrin nerelerden geldiğini gösterdiği kadar, nereye gideceğine de işaret eder. İpek Yolu üzerinde bulunması ve maden ocaklarına sahip olması nedeniyle 16. yüzyıldan itibaren Avrupalı tüccarların önemli bir uğrak yeri olan Gümüşhane, nefes kesen doğasının yanı sıra Roma döneminden kalma antik kalıntılar, çok sayıda tarihi kale ve manastırla ilgi çeker.
Gümüşhane yöresinin eski tarihi ve şehrin ne zaman kurulduğu hakkında kesin bilgi yoktur. Bununla birlikte şehrin ilk kurulduğu yerin, yukarıda belirtilen alanda olmadığı ve iki defa yer değiştirdikten sonra bugünkü mevkiine yerleştiği bilinmektedir.
Medeniyetler, kendilerini büyük ölçüde üzerlerine kuruldukları şehirlerde ifade etmişler, şehirler de eserleri ile bugüne gelmişlerdir. Eski Gümüşhane'den bugüne intikal eden eserler şunlardır;
Hagios Stephanos Kilisesi: Süleymaniye Mahallesinde bulunan üç nefli bazilikal plan şemasında, üst örtüsü ve güney duvarı büyük ölçüde yıkık olan Kilisenin, üslup özelliklerinden hareketle XIX. yüzyıl eseri olduğu anlaşılmaktadır. Doğusundaki üçlü apsis, içten ve dıştan yarım yuvarlak düzenlenmiştir. Kilisenin kuzey duvarı ayakta olup, üç kemer içine alınmış, her kemer içinde birer düzgün kesme taştan, diğer kısımları moloz taş ile yapılmıştır.
Köprü I: Süleymaniye Mahallesindeki köprü, sivri kemerli ve tek gözlüdür. 6 metre kemer açıklığına sahip olan köprünün kemeri kesme taştan, tempan ve tahliyesi moloz taştan inşa edilmiştir. Köprü 3. 40 m. genişliğinde ve 5. 70 cm. yüksekliğindedir. Üzerinde kitabesi bulunmayan eserin, mimari özelliklerinden dolayı Osmanlı döneminde inşa edildiğini söylemek mümkündür.
Dükkân: Eski Gümüşhane'de ayakta kalabilen nadir örneklerden biridir. 5.60x 6.18 m. ebatlarındaki yapının duvar kalınlığı 0.80 m.'dir . Ana yol üzerinde inşa edilen ve tek bir mekândan ibaret dükkânın, yola bakan cephesinde üç açıklık bulunmaktadır. Bunlardan ortadaki kapı yanlardaki penceredir. Bir küçük pencere de kapı üzerinde yer almaktadır. Moloz taş malzeme ile inşa edilen dükkânın üzeri tonozla örtülüdür. Osmanlı dönemi yapısıdır.
Ulu Cami (Süleymaniye Camii): Cami, Eski Gümüşhane yerleşim merkezinde, Süleymaniye Mahallesinde bulunmaktadır. Cami, türbe, hazire, çeşme ve günümüze ulaşmayan, varlığını kaynaklardan öğrendiğimiz medrese yapısıyla küçük bir külliye konumunda inşa edilmiştir. Üzerinde yapım kitabesi bulunmayan caminin kuruluşu XVI. yüzyıla kadar indirilmektedir. Kanuni Sultan Süleyman yöreden geçerken gümüş madeninin çıkarıldığı bölgede evlerin yapılmasını emretmiş, ayrıca bir caminin yapılmasını da istemiştir. Bu istek doğrultusunda yaptırıldığı kabul edilen Süleymaniye Camii, günümüze gelinceye kadar geçirdiği onarımlarda orijinal özelliklerinin bir kısmını kaybetmiştir. Son olarak 2006 yılında gerçekleştirilen onarımda, caminin içi ve son cemaat yeri yenilenmiş, avlusuna tuvaletler ve gasılhane yaptırılmıştır. Güney cephede üstte üç, altta iki pencere, doğu cephede ise altta ve üstte dörder pencere açılmıştır. Bu pencerelerin ikisi son cemaat yerine aittir. Caminin kare kaideli, silindirik gövdeli, kesme taş minaresi güneydoğu köşesinde, doğu duvarına bitişik yapılmıştır. Yapının kuzeyinde iki kat olarak düzenlenen son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinin üst kat dış mahfiline, mekânın dışından başlayan ve batı duvarına içten bitişik merdivenle çıkılmaktadır. Basık yuvarlak kemerli giriş kesme taş örgülüdür. Girişin üzerinde yer alan ikinci bir kapı ile iç mahfile girilmektedir. Cami düz ahşap tavanla örtülüdür. Mihrap kesme taştır ve kavsarası üç sıra fisto bordürle bezelidir.
Süleymaniye Camii içerisinde yer alan levhalar, 1868, 1874, 1881 ve 1900 tarihlidir. 1868 ve 1874 tarihli hatların hattatı Muhammed Şefik'tir. Mihrap üzerindeki Ayet-i Kerimenin hattatı ise Salih adında bir sanatkârdır.
Ulu Cami Çeşmesi: Caminin güney cephesine bitişik çeşme sivri kemerli olup, 2.40 x 2.35 m. ebatlarındadır . Ulu Caminin güney duvarında doğu köşesine yakın, duvara bitişik olarak inşa edilmiştir. Sivri kemerli bir niş içerisinde yer alan çeşme lüleleri İki adettir. Cami ile birlikte XVI. yüzyılda yapılmış olmalıdır.
Ulu Cami Haziresi: Caminin doğusunda bulunan nazirede çeşitli tarihlere ait 9 mezar taşı yer almaktadır. XIX. ve XX. yüzyıla ait bu mezar taşlarının hatları nestâlik ve sülüstür .
Hacı Tahir Efendi Türbesi: Ulu Caminin kuzeydoğusunda yer alan türbe 5.50x5.82 m. ebatlarında olup; duvar kalınlığı 0.60 ın.'dir . Türbe içerisinde biri büyük diğeri küçük iki sanduka yer almaktadır. Kare planlı türbenin girişi doğudandır. Diğer üç yönde birer pencere bulunmaktadır.
Mısır El-Ezher Üniversitesinde din âlimi olduğunu, girişi üzerinde yer alan kitabeden öğrendiğimiz türbede yatan kişi hakkında fazla bir bilgi edinilememiştir. Yine kitabede 1755-1834 tarihi yer almaktadır. Bu yıllar arasında yaşamış olan Tahir Efendi, zamanla Cami naziresinin oluşmasına da sebep teşkil etmiştir. Mezar yapısının da XIX. Yüzyılın ilk yarısında inşa edildiğini söylemek mümkündür'.
Hagios lonnes Kaya Kilisesi: Süleymaniye Mahallesinde yer alır. Plan ve mimari özelliklerinden XIX. yüzyılda yapılmış olduğu anlaşılır. Yoldan yaklaşık 100 m. yükseklikte 20.40 x 7.80 m. ebatlarındaki tek nefli kilisenin içerisinde fresk kalıntıları yer almaktadır .
Hagios lonnes Kilisesi: Süleymaniye Mahallesinde yer alır. Üslup özelliklerinden dolayı XIX. yüzyıla tarihlendirilir. Kilise üç nefli ve bazilika] planlı olup, içten 14.20 x 17.15 m. ebatlanndadır. Yapının giriş kısmı tamamen yıkık durumdadır. Kesme taş ve moloz taş malzemenin kullanıldığı kilisenin iç kısmı sıvanmıştır.
Rum Erkek Lisesi: Süleymaniye Mahallesinde yer alır. 18.30 x 11.28 m. ebatlarındaki yapı moloz taş malzemeli, ahşap hatılh ve içi sıvalıdır. Katlar ve üst örtü tamamen yıkılmıştır.
Cami-i Sağir Mahallesi Kilise I: Kilisenin genel üslup özelliklerinden XIX. yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır. Bazilikal planlı kilisenin nefleri ana kayaya işlenmiştir. Duvarlarının büyük bir bölümü tahrip olmuş durumdadır. Kilise 11.70x8.80 m. ebatlarındadır.
Camii Sağir (Mescit): Süleymaniye Camii'nin batısında, Mahallenin yukarı kısmındadır. Kare planlı olan yapının üzeri kubbe ile örtülüdür. Kubbeye tonoz bingilerle geçilmektedir. Moloz taş malzeme ile inşa edilen Cami onarım halindedir. Osmanlının şehirdeki ilk yapılarından biridir.
Camii Sağir Mahallesi Kaya Kilisesi: Cami-i Sağir Mahallesi'nde yer almaktadır. Bölgedeki edildiği, plan ve mimari özelliklerinden anlaşılmaktadır. Apsis kısmı ana kayaya işlenmiş tek nefli kilise, yapıldığı oyuğa göre şekillenmiştir . Apsis içerisinde Pantokrator İsa freskosunun izleri bulunmaktadır. 1939 Erzincan depreminde büyük oranda tahrip olmuştur .
Süleymaniye Hamamı I: Soğukluk, ılıklık, sıcaklık ve külhan bölümlerinden oluşmaktadır. 7.60x7.30 m. ebatlarında 0.70 m. duvar kalınlığındaki hamamın sıcaklık kısmı dört eyvanlıdır. Büyük ölçüde sağlam olan hamam günümüzde ahır olarak kullanılmaktadır.
Dere Hamamı: Soğukluk, ılıklık, sıcaklık, külhan bölümlerinden oluşan hamamın sıcaklığı dört eyvanlı plan şemasındadır. Giriş eyvanı 2.70 m. genişliğinde diğer eyvanlar 2.40 x 2.40 m. ebatlarındadır. Soğukluk kısmı yıkılmış, diğer bölümleri sağlam olan hamama müdahale edilmediği takdirde kısa zamanda yıkılması mümkündür. Moloz taş ve kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir.
Kavaklık Hamamı: Kavaklık Hamamı soğukluk, ılıklık, sıcaklık ve külhan bölümlerinden oluşan klasik hamam plan şemasında tasarlanmıştır. Sıcaklık bölümü dört eyvan şemasında olup, eyvanların köşelerinde halvet hücrelerine yer verilmiştir. Ilıklık bölümü iki bölümden oluşmaktadır ve üzerleri beşik tonozla kapatılmıştır. Soğukluk bölümü yıkılmıştır. Sıva üzerinde kalem işi süslemelerin izleri görülebilmektedir.
Pasa Hamamı: Paşa hamamından günümüze sadece sıcaklık bölümüne ait kubbeli mekân ulaşabilmiş diğer kısımları yıkılmıştır. Bu nedenle planı ancak yapılacak kazılarla ortaya çıkarılacaktır.
Güzeller Mahallesi Çeşmesi: Eski Gümüşhane Güzeller Mahallesinde yer almaktadır. Düzgün kaliteli kesme taş ile yapılmış çeşme H. 1202-M. 1787 tarihli ve tek lülelidir. 4.70 x 2.66 m. Ebatlarındadır.
Güzeller Mahallesi Camii: Çeşmenin hemen yanında bulunan cami büyük oranda kerpiç malzeme ile yapılmıştır. 20x7.65 m. ebatlarındaki caminin duvar kalınlığı 0.80 m.'dir. Üst örtüsü tamamen yıkılmış durumdadır.
Daldaban Çeşmesi: Daldaban Çeşmesi I. Dünya Savaşı sırasında "Cihâd ı Ekber" hatırasına yapılmıştır. Yapılış tarihi, güney cephedeki kitabesinde Rumi 1331-1333 olarak belirtilmiştir. Bu tarih Miladi 1915-1917 yıllarına tekabül etmektedir.Çeşme sekizgen mermer kaide üzerine dört cephelidir. Üç bölüm halinde yükselen çeşme küfeki taşından yapılmıştır. Çeşmenin musluklarının yer aldığı birinci bölümde yaprak motifleri arasında musluklara yer verilmiştir. Çeşmenin ikinci bölümünün doğu, kuzey ve güney cephelerinde madalyon şeklinde birer mermer kitabe yer almaktadır. Batı cephesindeki kitabe yeri boştur. Kuzey cephede top, tüfek, tabanca, kılıç ve borazan motiflerinin simetrik olarak işlendiği Osmanlı arması vardır.
Harşit Çayı Köprüsü: Gümüşhane Trabzon yolu üzerinde Gümüşhane il merkezine 5 km. uzaklıktaki köprü, 28.60 m. uzunluğunda 3.75 m. genişliğinde, sivri kemerli tek gözlüdür. Kitabesi bulunmayan eserin Osmanlı döneminde inşa edildiği mimari özelliklerinden anlaşılmaktadır.
Zeki Kadir Bey Zade Konağı: Süleymaniye Mahallesinde yer alan bu konak, Gümüşhane'nin Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi milletvekillerinden Zeki Kadir Bey Zade'ye aittir. Konağın kuzey cephesinin sağ üst köşesinde yer alan kitabeden H. 1278 / M. 1861 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Konak, geniş bir bahçe içerisinde, kare bir plan üzerine iki katlı olarak inşa edilmiştir (. Zemin kat duvarları taştan örülmüştür. Birinci kat duvarları bağdadidir. Konak iç sofalı, kırma çatılı ve kiremitle kaplıdır. Barok özellikli ahşap oymalar, alçı ve kalem işi süslemelerin görüldüğü odaların dolap, gusülhane ve yüklük gibi bölümleri ayaktadır. Konağın doğu ve kuzey cephelerindeki pencerelerin üzerlerinde Kuran'dan ayetler, dualar ve isimler kalem işi olarak yazılmıştır. Eski Gümüşhane yerleşim alanı tarihi eserlerle birlikte geleceği beklemektedir. Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın neresine bakarsanız bakın her tarafı tarihsel malzemelerin doğal olarak sergilendiği müthiş bir açık hava müzesi gibidir.
KAYNAKLAR;
ÇİĞDEM S.- H. ÖZKAN. - H. YURTTAŞ., "2002 Yılı Gümüşhane ve Bayburt İlleri Yüzey Araştırması", 21. Araştırma Sonuçları Toplantısı, C. II, Ankara, 2004, s. 167-178.
ÇİĞDEM S.-H. ÖZKAN-H. YURTTAŞ, "2003 Yılı Gümüşhane Yüzey Araştırması", 22. Araştırma Sonuçları Toplantısı, C. I, Ankara, 2005, s. 285-299.
ÇİĞDEM S., Gümüşhane Bölgesinin Tarih ve Arkeoloji Araştırmaları, Erzurum, 2008.
DEYROLLE T,, 1869'da Trabzon'dan Erzurum'a (trc. R.Ekrem Koçu) İstanbul, s.27-34.
EVLİYA ÇELEBİ, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, (Sadeleştirenler, T. Temelkuran, N. Aktaş, M. Çevik), C.2, istanbul, 1966.
USLU G, Akagün, "Gümüşhane'nin Tarihçesi ve Turistik Değerleri", Geçmişte ve Günümüzde Gümüşhane Sempozyumu (J3-17 Haziran 1990), Ankara, 1991,s. 141-153.