Geçen gün merkezden üniversiteye giden belediye otobüsündeyim. Hava, sıcak olmakla birlikte biraz da rüzgâr var. Birden bir amca ‘Camları kapatın’ diye bağırmaya başladı. Tabii herkes amcaya baktı gayri ihtiyarı. Amca devam etti bağırmaya ‘Kapat çocuğum kapat camları, öğrencisiniz siz anneniz babanız yanınızda yok, hasta olmayın. Öğrenci olmayanlar olsa da olur. Onlara annesi, babası bakar, iyileştirir. Ama siz olmayın’ dedi amca cümlesinin devamında. Camların tümü kapandı. Otobüste bir gülüşme hasıl oldu. Herkes birbirine bakıp amca gibi insanlarla aynı şehirde yaşadıklarına şükreder bir gülümsemede bulundu. Amcanın babacanlığı, şehrimize her biri bambaşka yerlerden gelen öğrencilere kendilerini iyi hissettirmişti.
Oysa memleketimizde herkes öğrenciler konusunda bu kadar hassas, bu denli duyarlı değil. Öğrencileri yalnızca ekonomik kalkınma aracı olarak gören insanlarımız da var. Şehirde kiralık daire sıkıntısı malumunuz. E öğrenci sayısı da bu yıl 4000 kişi arttı. Hal böyle olunca ev kiraları yükseldikçe yükseldi. İyi de bu öğrencilerin günahı ne? Yurt sayısı yeterli olmadığı için öğrenciler eve çıkmak durumunda kalıyor. Bütçelerine göre ev bulamayanlarsa okula kayıt yaptırmayıp, memleketlerine geri dönüyorlar. Yazık değil mi?
Bodrum katındaki (zemin kat değil) karanlık daireni 850 liraya kiraya verirken, için hiç sızlamıyor mu bey amca? Üniversite açılmadan önce geçim kaynağın neydi? Çocuklar anlatırken inanamadım dün; ‘Rutubetten, evde hepimiz hasta olduk abla.’ Dedi öğrencinin biri. 850 lira kira parasına, bir de ilaç masrafları eklenmişti anlayacağınız. Öğrencilik hayatı, yeni bitmiş biri olarak içim acıdı. Siz bir de ara katta olan birazcık düzgün dairelerin fiyatlarını düşünün. Hadi düşünmeyin, onu da ben söyleyeyim 1.500 TL. Öyle sanıyorum ki bu, ev sahibi amcaların, teyzelerin öğrenci geçimi zorluğu konusunda hiçbir fikri yok. Ki, ben de tam olarak bu yüzden buradayım.
Yalnızca ev konusunda da değil. Öğrenciye yönelik yapılacak tüm sosyal yatırımlar artırılmalı.
Kampüsteki sosyal tesislere açılan market, terzi, kuru temizleme, kırtasiye, kuaför dükkânlarının öğrenciler için oldukça faydalı olduğu aşikâr. Bu tarz öğrenci hayatını kolaylaştıracak projelerin devamını bekliyoruz.
Esnaflarımızdan da öğrenciler için kampanyalar, indirimler düzenlemesini yine öğrenci arkadaşlarım adına talep ediyorum. Ayrıca genç girişimcilerimizden de öğrencilerin beklentilerini karşılayacak kalitede sosyal mekânlar açmalarını bekliyoruz. Öğrencilerimizin hafta sonlarını Trabzon’da geçirmek istemelerine sebep olan nedenleri ortadan kaldırmak, en fazla esnaf ve girişimcilerin elinde.
Gümüşhane, yaşlı nüfusu genç nüfusa oranla oldukça fazla olan bir şehir. Ve bu nüfus dağılımındaki orantısızlık şehri geriye götürmeye başlamıştı ki, üniversite açıldı. Birden genç nüfusta artış oldu. Ve üniversite büyüdükçe bu genç nüfus daha da artacak. Öyleyse bizlere düşen, şehrimizin gelişebilmesi için ihtiyaç duyduğu genç nüfusun artmasını sağlayan öğrencilerimizin, şehrimizde huzurlu yaşamalarını ve şehrimizden memnun ayrılmalarını sağlamak. Üniversiteye kayıt yaptırmaya geldikleri günden, mezun olup gidecekleri güne kadar onlara sahip çıkmak.
İşe en yakınınızdaki pencereyi kapatarak başlayabilirsiniz.
Oysa memleketimizde herkes öğrenciler konusunda bu kadar hassas, bu denli duyarlı değil. Öğrencileri yalnızca ekonomik kalkınma aracı olarak gören insanlarımız da var. Şehirde kiralık daire sıkıntısı malumunuz. E öğrenci sayısı da bu yıl 4000 kişi arttı. Hal böyle olunca ev kiraları yükseldikçe yükseldi. İyi de bu öğrencilerin günahı ne? Yurt sayısı yeterli olmadığı için öğrenciler eve çıkmak durumunda kalıyor. Bütçelerine göre ev bulamayanlarsa okula kayıt yaptırmayıp, memleketlerine geri dönüyorlar. Yazık değil mi?
Bodrum katındaki (zemin kat değil) karanlık daireni 850 liraya kiraya verirken, için hiç sızlamıyor mu bey amca? Üniversite açılmadan önce geçim kaynağın neydi? Çocuklar anlatırken inanamadım dün; ‘Rutubetten, evde hepimiz hasta olduk abla.’ Dedi öğrencinin biri. 850 lira kira parasına, bir de ilaç masrafları eklenmişti anlayacağınız. Öğrencilik hayatı, yeni bitmiş biri olarak içim acıdı. Siz bir de ara katta olan birazcık düzgün dairelerin fiyatlarını düşünün. Hadi düşünmeyin, onu da ben söyleyeyim 1.500 TL. Öyle sanıyorum ki bu, ev sahibi amcaların, teyzelerin öğrenci geçimi zorluğu konusunda hiçbir fikri yok. Ki, ben de tam olarak bu yüzden buradayım.
Yalnızca ev konusunda da değil. Öğrenciye yönelik yapılacak tüm sosyal yatırımlar artırılmalı.
Kampüsteki sosyal tesislere açılan market, terzi, kuru temizleme, kırtasiye, kuaför dükkânlarının öğrenciler için oldukça faydalı olduğu aşikâr. Bu tarz öğrenci hayatını kolaylaştıracak projelerin devamını bekliyoruz.
Esnaflarımızdan da öğrenciler için kampanyalar, indirimler düzenlemesini yine öğrenci arkadaşlarım adına talep ediyorum. Ayrıca genç girişimcilerimizden de öğrencilerin beklentilerini karşılayacak kalitede sosyal mekânlar açmalarını bekliyoruz. Öğrencilerimizin hafta sonlarını Trabzon’da geçirmek istemelerine sebep olan nedenleri ortadan kaldırmak, en fazla esnaf ve girişimcilerin elinde.
Gümüşhane, yaşlı nüfusu genç nüfusa oranla oldukça fazla olan bir şehir. Ve bu nüfus dağılımındaki orantısızlık şehri geriye götürmeye başlamıştı ki, üniversite açıldı. Birden genç nüfusta artış oldu. Ve üniversite büyüdükçe bu genç nüfus daha da artacak. Öyleyse bizlere düşen, şehrimizin gelişebilmesi için ihtiyaç duyduğu genç nüfusun artmasını sağlayan öğrencilerimizin, şehrimizde huzurlu yaşamalarını ve şehrimizden memnun ayrılmalarını sağlamak. Üniversiteye kayıt yaptırmaya geldikleri günden, mezun olup gidecekleri güne kadar onlara sahip çıkmak.
İşe en yakınınızdaki pencereyi kapatarak başlayabilirsiniz.