Doğum: 31 Aralık 1954
Ölüm: Şehitler Ölmez...
Hayatı çilelerle hemhal olan ve gayesi Türk İslam sentezinde alperenleri yetiştirmek ve “Vatan sevgisi imandandır” düsturundaki canımız, şehidimiz Muhsin YAZICIOĞLU'nu doğumunun 57. yılında rahmetle ve özlemle anıyoruz.
Kimse bilmedi doğum tarihini. Şahadete ulaştığı tarihi de unutuverdik hemen. Gençlik ah gençlik onlarda bugün bira ve kuruyemiş almakla meşguller. Kafayı çekmenin derdindeler. Koca bir yıl geride kalırken ve ömrümüz bir yıl daha yaşlanırken bu neyin kutlaması bu neyin eğlencesi bilebilmiş değiliz. Ömürden bir koca yıl daha geçti neden muhasebesini yapmıyorsun kardeşim? Geçen o koca yılı yatırdın mı masaya? O yılda kimler vardı ve kimler koptu gitti hayatından. Neler oldu o yılın içinde. Kaç mazlum zalime yenildi? Kaç mazlumun gözyaşları ıslattı seccadeleri?
Arif Nihat Asya’ya kulak verelim dilerseniz;
Müslüman'a:
“Sen Hıristiyan mısın” diye sorsan darılır.
Amma yılbaşında hindi, kaz; yemesine bayılır...
Çam deviren hindici, nasıl mümin sayılır...
Bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz:
Batı, Batı diyerek, eyvah! Hep batıyoruz!
Yaklaşınca her sene, öz yurdumda yılbaşı:
Yapılır milletime Frenkçe türlü aşı!..
Buna, ağlar ağacı; hem toprağı, hem taşı:
Müslüman'ız (!) onlarla, Noel de yapıyoruz.
Batı, Batı diyerek, eyvah! Hep batıyoruz!
Şehidim Muhsin’im. Yüzü güzel kalbi güzel, ahlakı güzel ve varlığı güzellerden güzel olan liderim, ağabeyim, kardeşim. Unutuverdik hemen seni. Tacettin Dergâhı’nda dirileceğimiz o günün hayalindesin elbet. Akif’in Asım’ın Nesli diye çerçevesini çizdiği o gençliği arıyoruz biz. Ancak öte yanda Conilere teslim olan gençlerimizin de ıstırabı yakıyor hayallerimizi. Yaşamı, kültürü, inancı bizden olan insanların bile bu kadar başkalaşması, bile bile günaha yelken açması, anne ve babaların evlatlarını çirkin mezbeleliklerde kaybetmesi derinden yaralıyor bizleri.
Ama biz her şeye rağmen Muhammedi bir sevda ile Gümüşhanevi Hazretlerinin hayat sürdüğü bu mahrum coğrafyada kalbi güzel, ahlakı güzel, yaşantısı güzel gençleri görmenin, onları yetiştirmenin derdi ve ıstırabındayız. Mekânın Cennet, Hz Hamza komşu olsun.
Güzel insanlar vardı güzel atlara bindiler ve gittiler. Rabbim hepsinin ve hepimizin yâr ve yardımcısı olsun. (AMİN)
Ölüm: Şehitler Ölmez...
Hayatı çilelerle hemhal olan ve gayesi Türk İslam sentezinde alperenleri yetiştirmek ve “Vatan sevgisi imandandır” düsturundaki canımız, şehidimiz Muhsin YAZICIOĞLU'nu doğumunun 57. yılında rahmetle ve özlemle anıyoruz.
Kimse bilmedi doğum tarihini. Şahadete ulaştığı tarihi de unutuverdik hemen. Gençlik ah gençlik onlarda bugün bira ve kuruyemiş almakla meşguller. Kafayı çekmenin derdindeler. Koca bir yıl geride kalırken ve ömrümüz bir yıl daha yaşlanırken bu neyin kutlaması bu neyin eğlencesi bilebilmiş değiliz. Ömürden bir koca yıl daha geçti neden muhasebesini yapmıyorsun kardeşim? Geçen o koca yılı yatırdın mı masaya? O yılda kimler vardı ve kimler koptu gitti hayatından. Neler oldu o yılın içinde. Kaç mazlum zalime yenildi? Kaç mazlumun gözyaşları ıslattı seccadeleri?
Arif Nihat Asya’ya kulak verelim dilerseniz;
Müslüman'a:
“Sen Hıristiyan mısın” diye sorsan darılır.
Amma yılbaşında hindi, kaz; yemesine bayılır...
Çam deviren hindici, nasıl mümin sayılır...
Bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz:
Batı, Batı diyerek, eyvah! Hep batıyoruz!
Yaklaşınca her sene, öz yurdumda yılbaşı:
Yapılır milletime Frenkçe türlü aşı!..
Buna, ağlar ağacı; hem toprağı, hem taşı:
Müslüman'ız (!) onlarla, Noel de yapıyoruz.
Batı, Batı diyerek, eyvah! Hep batıyoruz!
Şehidim Muhsin’im. Yüzü güzel kalbi güzel, ahlakı güzel ve varlığı güzellerden güzel olan liderim, ağabeyim, kardeşim. Unutuverdik hemen seni. Tacettin Dergâhı’nda dirileceğimiz o günün hayalindesin elbet. Akif’in Asım’ın Nesli diye çerçevesini çizdiği o gençliği arıyoruz biz. Ancak öte yanda Conilere teslim olan gençlerimizin de ıstırabı yakıyor hayallerimizi. Yaşamı, kültürü, inancı bizden olan insanların bile bu kadar başkalaşması, bile bile günaha yelken açması, anne ve babaların evlatlarını çirkin mezbeleliklerde kaybetmesi derinden yaralıyor bizleri.
Ama biz her şeye rağmen Muhammedi bir sevda ile Gümüşhanevi Hazretlerinin hayat sürdüğü bu mahrum coğrafyada kalbi güzel, ahlakı güzel, yaşantısı güzel gençleri görmenin, onları yetiştirmenin derdi ve ıstırabındayız. Mekânın Cennet, Hz Hamza komşu olsun.
Güzel insanlar vardı güzel atlara bindiler ve gittiler. Rabbim hepsinin ve hepimizin yâr ve yardımcısı olsun. (AMİN)