“Bir musibet bin nasihatten evladır”
Türk Atasözü
Türkiye birkaç gün önce Ankara’da önemli yerlerde çalışan ancak insanlığını kaybetmiş, alkol belasının cenderesinde akli melekelerini kaybeden birkaç kendini bilmezin sözüm ona bir istek parçası yüzünden iki çocuk babası bir müzisyen vatandaşımızı katletmesini konuşuyor.
Ancak her fırsatta öküz altında buzağı arayan sözüm ona perde arkasında fırsat kollayan bazı müptezeller; sosyal platformlarda bakanlıklarda çalışan bu kendini bilmez güruh üzerinden neymiş bakanlıklarda çalışıyorlar bu suç devletin suçu gibi çok basit varsayımlarla sözüm ona devlete, hükümete bel altından vurmaya çalışıyorlar.
İki üç ağacı bahane eden ve bu doğrultuda ülkemizi kin ve düşmanlığa iten, devletin malına, insanına, aracına kasıtlı olarak zarar veren o gezi zekâlılarla bu genç müzisyen kardeşimizi katleden bu şerefsizler arasında zerre kadar fark yok.
Bütün kötülüklerin anası olarak bilinen bu alkol belasının bu kaçıncı yıktığı yuva, aldığı kaçıncı can. Bunun sebebini alkolde arayamayan korkaklar yitik mal bulmuş uyanıklığı içinde ellerini ovuşturup her zaman yaptıkları gibi bu bağlamda hükümete, devlete nasıl dokunabiliriz, buradan nasıl yürürüz de devlete zarar verebilirizin muhasebesini yapıyorlar akıllarınca.
Yıllardır çarpık TV dizileri, ismi lazım olmayan pembe programlarla, şiddet, çarpık ilişkiler ve fuhşiyatı reyting malzemesi yapan filmler, içki dolu masalarda kafa çeken sahnelerle yüzde 98’i sözüm ona Müslüman olan bu milleti usul usul, yavaş yavaş zehirlemeye devam ediyorlar.
Anne babaları mütedeyyin olan genç kızları baldır bacak soyarak mübarek ramazan ayında dahi ekranlarda meze gibi sunanların servetlerinin irdelenmesi, arkalarında hangi karanlık güçlerin olduğu araştırılmalıdır.
İçkiyi, çarpık ilişkiyi, haramı, yalanı, kumarı, şiddeti, çıplaklığı ve dahi her türlü melaneti normal görenlerin bu güzide memleketin muhterem insanlarına bu zulmü yapma hakları yoktur kanaatindeyim.
Bugün Gümüşhane gibi küçücük mazbut kentlerde adeta sütyen ve külotla sözüm ona okumaya (!) gelen gençlerin bulundukları şehirlerin dini, sosyal ve kültürel yapısına uyumları konularında epeyce sıkıntıları olduğu bir yana acilen ailede alamadıkları değerler eğitimine ihtiyacı olduğu aşikârdır.
Bana kimse modadır, özgürlüktür kapısından gelmesin zira çıplaklık moda olsaydı bütün hayvanlar en büyük modacıdır derim sizlere. Özgürlük cihetinden gelecek olursanız ona da derim ki;
“Senin özgürlüğün benim özgürlüğümü engellediği yerde biter…”
Trafik kazalarının yüzde bilmem kaçında, aile içi şiddetin belki tamamında, taciz ve tecavüz eylemlerinin yüzde doksan küsurunda ve isimlerini dahi buraya almaya tenezzül etmediğim her melanetin temelinde içkinin sebep olduğunu görmemek aptallık olur kanaatindeyim.
Pandemi döneminde getirilen bazı yasaklarda bile ellerinde pankartlarla içkime dokunmayın diyen güruha içkinin zararlarını bir yıl tekrar edeceğine en başta yazdığım bir genç kardeşimizin öldürüldüğü olayı göstermek daha etkili olacaktır. Zira atalarımızın asırlardır dillerine adeta pelesenk olan “bir musibet bin nasihatten evladır” hükmü gereğince hareket edilmesi yerinde olacaktır.
Su testisi su yolunda kırıldı. Diye düşünüyorum. Eline sağlık.