Yaptığı açıklamada, Kelkit ve Şiran ilçelerindeki tarımsal üretimin şeker pancarına dayandığını kaydeden Demir, Erzincan Şeker Fabrikasının da dahil olduğu 4 Şeker Fabrikasının özelleştirilmesi ve HES Projelerinin Gümüşhane’yi hem ekonomik anlamda hem ekolojik hem de sosyal anlamda yıkıma maruz bıraktığını söyledi.
Şiran ilçesinde 10 bin ton, Kelkit ilçesinde ise 40-50 bin ton arası şeker pancarı üretildiğini ifade eden Demir, bu üretimin ilçe ekonomilerine çok büyük girdi sağladığı gibi köylerin de ekonomik olarak yaşanabilirliğini sağladığını ve göçü engellediğini söyledi. AK Parti hükümetinin özelleştirme politikaları kapsamında bölgenin can damarı olan 4 şeker fabrikasının kelepir fiyatına sadece bu fabrikaların arsa değerinin bile çok altında özelleştirildiğini öne süren Demir, “Rahmetli Erbakan Hocamızın kurduğu temelini attığı ve bölgenin ekonomik ve sosyal dokusunun teminatı olan bu işletmeler bir bir elden çıkarılmaktadır. Nişasta bazlı şekerin ithaline izin verilmesi ile Amerikan menşeli sömürücülerinin iştahını kabartan Hükümet şimdide önce şeker pancarı üretime kota getirerek akabinde de Fabrikaları elden çıkararak Emperyal Kapilistlere sömürü için çok müsait zemin hazırlamışlardır. Türkiye bir zamanlar tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke iken bugün gelinen ortamda dışa bağımlı hale getirilmiştir. Tarım politikaları tam anlamı ile fiyasko olan Hükümet ilimize Sadak vb barajlar yapmakla acaba neyi hesaplıyor. Yoksa uluslar arası kural koyucuların Türkiye ye biçtiği yeni rol gereği buralar turistik tesis hailine mi getirilecektir. Tarım ve Hayvancılık yanlış politikalarla bitirilmiştir. İthal et ve canlı hayvan ticareti ile bölgemizde ki havyacılık bitirilmiştir. GDO lu ürünlerden alınan %19 luk verginin %1 e düşürülmesi ile sağlıklı ve kendi kendine yetebilen tarım bitirilmiştir. Kotalar ve yanlış desteklemeler ile çiftçi bitirilmiştir.” dedi.
-HESLERE ELEŞTİRİ
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi eleştiren Demir, açıklamasında ayrıca HES projelerini de eleştirdi. “Şimdi maalesef sıra sularımıza gelmiştir” diye konuşan Demir, “2030’da su savaşları çıkabileceği tahmin edilen uluslararası hesaplaşmalarda biz ise var olan su kaynaklarımızı ne olduğu belirsiz HES Projeleri ile bazı şirketlerin iştahına servis etmekteyiz. Ekolojik ve doğal yaşam tamamen yok olma tehdidi altındadır. Endemik bitki türleri ve karesteristik canlı türleri yok olma tehdidi altındadır. Buna duyarsız kalamayız. Biz hiçbir çıkar hesabı içerisinde olmadan hakkı söylemeye ve hakikati haykırmaya çalışacağız bu öncelikle bizim insani görevimizdir. Şehrimizin büyük bir sahraya dönüşmesine müsaade edemeyiz. Büyük hesapların ve rantların devşirildiği ortamda büyük hesap gününü hatırlatır yöneticilerimizi daha duyarlı davranmaya davet ediyoruz.” dedi.
Güncelleme Tarihi: 20 Şubat 2012, 13:17