Temmuz ayının ortalarında kuytu bir köşede içimdeki sesi dinliyorum. Dışarıda hem sıcak hem de ara sıra esen rüzgâr var. Güneş ne yakacak kadar sıcak ne de terletecek kadar bunaltıcı. Rüzgâr ise bazen yaprakları kımıldatacak kadar şiddetli, bazen de kapının tülünü oynatacak kadar hafif esiyor. İşte bu ortamda içimdeki sesi dinliyorum.
Bazen şiir yazıyorum. Bazen kitap okuyorum. Bazen çekyatın üzerine uzanıyor ,düş kuruyorum.Hedeflerimi gerçekleştirme rüyalarını görmek ise bir harika oluyor.Bazen de Özcan Türe’den:
Ne sılam var ne gurbetim
Yar yüzünden avareyim
Dağlardan büyük hasretim
Yar derdinden divaneyim
Yaralıdır oy oy ömrüm yaralı
Yaralıdır oy oy ömrüm yaralı
Yar perişan ben dertliğim
Benim efendim yaralıdır
Oy oy gülüm yaralı
………………………………….
Türküsüne bazen mırıldanarak eşlik ediyor, bazen de manasını düşünerek hayallere dalıyorum. Bütün bunlar olup biterken içimde iyi bir haber gelecekmiş gibi his var.İçim içime sığmıyor.Boş oda da bir sağa bir sola dönüp duruyorum.Bazen oda da volta atıyor,heyecandan yerimde duramıyorum.
Dışarıda vaktin geldiğini bildiren horoz sesini duyuyorum. Rüzgâr bazen beni uyarmak için şiddetini artırıp, yüzüme ılık ılık serinlik veriyor.
Temmuz ortaları ,tatil,ramazan ve bayram yaklaşırken ömürden giden saatler.Giden gitti.Yarın mı ? Geleceği meçhul.O zaman yaşadığın anı iyi değerlendirmek lazım.Değil mi?
İçimdeki tatlı his mi? İşte alaca karga çatıda .Hayallerin ,hedeflerin gerçekleşecek der gibi ötüyor.Ve ben mesajı aldım.Artık gitme zamanı.Nereye mi ? Tabi ki hayatın tam ortasına. Anı değerlendirmeye.
Sizde var mısınız?
SİZDE VAR MISINIZ?