SOKAK HAYVANLARINI UYUTMAK ÖLDÜRMEKTİR!

Bu toprakların bir parçası olan tüm canlıların 'yaşam hakkının korunması için bizler kişisel olarak üzerimize düşen görev ve sorumlulukların ne kadarını yapıyoruz. Sokak hayvanlarının; bizler gibi hissedebilen, acı çekebilen ve her fırsatta “can dost” oldukları vurgulanan varlıkların ölüm fermanını vermek yahut onları ölüm kampı barınaklarda tecrit etmek ne kültürel değerlerimizle ne de 20 yıl önce yürürlüğe giren ve 3 yıl önce kapsamlı değişikliğe uğrayan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun sistematiği ile bağdaşabilir. Sokak hayvanları popülasyonu bir problem teşkil ediyorsa eğer bu sorunun çözümü yetkili tüm kurumların eş zamanlı olarak yürüteceği bir kısırlaştırma ve rehabilitasyon seferberliğidir. Bunun için semtlere mahallelere ve özellikle kırsal bölgelere kısırlaştırma merkezlerinin kurulması gerekli ve yeterlidir. Kısırlaştırma ile birlikte mutlaka uygulanması gerekli bir başka husus da evcil hayvanların üretim ve satışına yasak getirilmesi ve sahiplendiği hayvanı sokağa terk edenlere ağır idari yaptırımlar uygulanmasıdır. İki veya üç yıl süresince uygulanacak bu yöntem ile sokak hayvanlarının üremesinin önüne geçilebilecek ve varlığı iddia edilen sorun büyük ölçüde çözüme ulaşacaktır. Hayır bakamayacağın hayvanı sahiplenmek nasıl bir egoistliktir, gösteriş için yanında hayvan gezdirmek nedir. Evcil hayvan evimizin bir üyesidir o hayvana bu bakış açısıyla yaklaşırsak eğer en azında sorunun büyük bir kısmıyla olan savaşımızı kazanmış oluruz. Bakamayacağınız hayvanı lütfen sahiplenmeyiniz.

Yüzyıllardır köpeklerle paylaştığımız bu sokaklarda, dostlarımızın yanındayız. Hayvanlarla birlikte içine çekildiğimiz nefret örgütlenmesi maalesef yeni değil uzun zamandır bu nefretle biz hayvan dostları savaşıyoruz. Sokakta yaşayan hayvanları toplamak, hapsetmek ve öldürmek için hep aynı tehditle karşı karşıya bırakılıyoruz. Hayvana şiddetin her türlüsünü toplum olarak hayvanlara yaşatıyoruz. Bunu zaman zaman ulusal basında da hep beraber oturup izliyoruz. Çok üzücü her zaman eğitim aile içinde başlar vurgusu yapıyoruz. İnsana sevgiyi saygıyı, hayvana sevgi ve varlığına göstermemiz gereken saygının ev içinde öğretilmesi ve öğrenilmesi gereken etik bir kural olduğu bilinmeli. Sonrasında sokağa çıkan birey hayvana tekme atmayacak hayvana tacizde bulunmayacak ki toplum hayvan haklarına ve varlığına saygı duysun bilinçlensin. Her işimiz sorunuz bitti sıra sokaktaki canlara mı geldi diye insan bir sorguluyor. Sevmek zorunda değilsiniz saygı duyacaksınız hayvanlara. Biz hayvan dostları hayvanların uyutularak telef edilesine karşıyız. Kısırlaştıralım ve bakamayacağımız hayvanı rica ediyorum sahiplenmeyelim. Son olarak barınaktaki hayvanlarımızı ziyaret etmeyi unutmayalım. İlimizde bulunan GÜMÜŞ PATİLER ‘e desteklerimizi esirgemeyelim.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Elif güce
Elif güce - 4 ay Önce

Ne kadar doğru yazmışsınız . Çok teşekkür ederim bir hayvan dostu olarak

Hasan gök
Hasan gök - 4 ay Önce

Doğru söze ne denir