SÜLEYMAN KÖPRÜLÜ: SÜLEYMAN KÖPRÜLÜ İLE SÖYLEŞİ

Gümüşhane’nin yetiştirdiği mütevazı, güler yüzlü iş adamı Sayın Süleyman Köprülü ile 2012 Mart ayının son haftasında bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sizleri, Sayın Köprülü ile yaptığımız söyleşi ile başbaşa bırakıyorum.


 
Hasan PİR - Bize kendinizi tanıtır mısınız, Süleyman Köprülü kimdir?
Süleyman KÖPRÜLÜ -
1959 yılında Gümüşhane merkez Yukarı Alıçlı köyünde doğdum. Köyümüzün eski adı “Yukarı Tezene”. Şimdi imkân olsa da yine “Tezene” ismini geri verseler… Köyümüz o zaman da şimdi de diğer çevre köylerden nüfus olarak büyüktür. Köyümüzün arazisi kıt olduğundan geçim şartları zordu. Dedem Hacı Ali, demirci idi. Babam Hacı Şükrü Köprülü de ilkokulu bitirdikten sonra köyde demirci olarak iş hayatına başladı.

1961 yılında Kelkit ilçesine göç ettik. Çocukluğum Kelkit'te geçti. İlkokulu Kelkit Çiftlik İlkokulu’nda okudum. O zaman Kelkit’te elektrik yok, evlerde su yok, evler tek kat toprak bacalı idi. Halk geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlıyordu. Babam çalışkan olduğu kadar çalışmayı da çok sever. Kelkit ilçemize jeneratör sistemi ile elektrik geldiğinde ilk elektrik kaynak makinasını o getirdi. İlçenin demir kafes elektrik direklerini babam yaptı. Kelkit’te kömür çıkarılmaya başlandığında kömür yakmak için sobalar yaptı. Yaptığı kömür sobaları Erzincan, Gümüşhane ve ilçelerde beğeni ile kullanıldı.1974 yılında Kelkit’ten Gümüşhane’ye göç ettik. Gümüşhane’de devam eden öğrenim hayatımı 1978 yılında Gümüşhane Ticaret Lisesi’ni bitirerek tamamladım.

Lise yıllarında Gümüşhane’deki işyerimizde çalışmaya da başladım. Demirle ilgili imalat, montaj ve inşaat malzemeleri ticareti yapıyorduk.1979 yılında askere gittim. Kütahya’da başlayan askerlik hayatımı 1980 Ekim ayında Mardin Hava Radar’da tamamladım. Evliyim. Biri Allah’ın rahmetine kavuşmuş olan üç çocuğum var.

Hasan PİR- Küçük yaşlardan beri ticaretin içindesiniz. Sizin benzeriniz pek çok kişi belirli bir zaman sonra işini Gümüşhane dışına taşıdığı halde, siz Gümüşhane’de kalmayı tercih ettiniz. Ticari olarak Gümüşhane’de kalmak sizi korkutmadı mı?
Süleyman KÖPRÜLÜ -
Gümüşhane'de iş hayatı demek ekmeğini taşdan çıkarma gayreti ile çalışmak demektir. İlimizde ticari alt yapı oldukça zayıf. Sanayi kurmak, tarım ve hayvancılık yapmak için de şartlar çok uygun değil.

1980 li yıllar ülke genelinde anarşi, terör, kargaşa, siyasi uyumsuzluk ve can güvenliği bakımından zordu. Bu sıkıntılı ve istikrarsız dönemde ilimizin şartlarını değerlendirerek işimizi geliştirmeye ve yanımızda başkalarının da çalışmasına fırsat oluşturmaya çalıştık.1992 yılında eksikliğini tesbit ettiğimiz akaryakıt sektörüne de girdik.    

Göç, Gümüşhanelinin kaderidir. Gidenlerin çoğu gittikleri yerlerde başarılı oldular. Bulundukları yerlere uyum sağladılar. Kendilerine ve çocuklarına ekonomik, sosyal ve eğitim bakımından daha iyi imkânlar hazırladılar. Ben göçleri saygı ve takdirle karşılıyorum. Gümüşhane dışında başarılı olanlar aynı zamanda memleketleriyle bağlarını kesmediler. Sevgilerini ve ilgilerini devam ettirdiler. İlimizde, onların da teşvik ve destekleriyle bir takım olumlu gelişmeler sağlandı. Yanlarına giden hemşerilerine kucak açtılar, öğrenciye ve iş ihtiyacı olanlara, hastası olanlara destek sağladılar.

Bize gitmek nasip olmadı. Memleketimizde kaldık. Çalıştık, katma değer oluşturduk, işlerimizden başkalarının da faydalanmasını sağlamanın mutluluğunu yaşadık. Düşünüyorum da göçler olmasa idi, Gümüşhane o kadar nüfusu o zamanın ekonomik ve sosyal şartlarında nasıl barındırırdı? İş hayatının kendine mahsus kuralları var, arz talep dengesini tutturmak lazım, göçü önlemek için insanımızın her türlü refahını artıracak gelişmeleri sağlamak ve iş alanlarını oluşturmak gerekir.

Nedenleri tartışılabilir ama Gümüşhane'de kamu kesimini temsil edenler, yetki kullanımında, insanımızı yüreklendirmede, yönlendirmede, işlerinde kolaylık göstermede istekli olamadılar.

Hasan PİR - 1990’lı yıllarda Sayın Oltan Sungurlu ile siyaset yaptınız. Ticarette olduğu gibi siyasette de önemli bir tecrübeniz var. Dünün ve bugünün Türkiye’si ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Süleyman KÖPRÜLÜ -
12 Eylül ihtilali sonrası 1983 yılında demokrasiye geçiş için siyasi partiler yeniden kurulmaya başlandı. Rahmetli Sayın Turgut Özal'ın kurduğu ANAVATAN PARTİSİ’ni Gümüşhane'de Sayın M. Oltan Sungurlu kurdu. Onun teşvikiyle ANAP'a katıldım. Ülke genelinde 6 Kasım 1983 seçimlerini ANAVATAN PARTİSİ kazandı. Rahmetli Sayın Turgut Özal Başbakan oldu. Türkiye'de Dünya çapında vizyon sahibi, bilgili, tecrübeli, memleket meselelerine hakim bir büyük lider ve Gümüşhane'de de memleket sevdalısı, insanî değerleri yüksek bir kişilik olan Sayın M.Oltan Sungurlu  ile  siyaset hayatımız başlamış oldu.

O zamanlar dar anlamda insanlar, sağcı, solcu veya başka farklı vasıflarla değerlendiriliyordu. Birbirleri ile sağlıklı barış ortamı ve iletişim kuramıyorlardı. ÖZALLI, ANAPLI yıllar hem resmi ideolojinin sorgulandığı hem de insanların inanç ve kültür değerlerinin korunarak, medeni dünya standardına kavuşturulma mücadelesinin başladığı dönem olmuştur. “Halka hizmet Hakka hizmet” ilkesi ile düşünce hürriyetini, fikir hürriyetini, inanç hürriyetini ve teşebbüs hürriyetinin sağlanması yolunda çalışmalar yapılırken “insanı yaşat ki devlet yaşasın” prensibi ile öncelikli acil ihtiyaçlar; altyapı yatırımları, otoyollar, köprüler, barajlar, okullar, turizm yatırımları, iletişim ve haberleşme yatırımları hem hükümet hem de hür teşebbüs tarafından hızlı bir şekilde yapılmaya başlandı. Statükonun yerini medeni dünya ölçeğinde geniş vizyon almaya başladı. Gümüşhane’de de Sayın M.Oltan Sungurlu’nun milletvekilliği ve bakanlığı döneminde köylere, ilçelere ve şehir merkezine ihtiyacı olan hizmetler yapılırken, insanımızın birlik ve beraberliği ve gönül hoşnutluğu içerisinde bulunmasının sağlanması yolunda çalışmalar yapılmıştır.

Sayın M.Oltan Sungurlu, engin hoşgörüsü ve insan sevgisiyle Gümüşhanelinin bütün Türkiye’de iftiharı ve övüncü olarak gönüllerde taht kurmuştur. Bütün Türkiye’de ve özellikle Ankara’da Gümüşhane insanı kendilerine dert ortağı ve işlerinin çözümünde destek olacak birinin varlığı ile rahat hareket etme imkânına kavuştu. Maalesef bizler Gümüşhane’de sonradan vefa gösterip adını üniversiteye, bir mahalleye, bir caddeye veya bir okula veremedik. Bu vefasızlığımızı tarih ve temiz vicdanlar sorgular diye düşünüyorum. Bugün artık dünyada varlığı ve gücü hesap edilen, hissedilen, değer verilen bir Türkiye varsa ÖZALLI ve ANAPLI politikaların devamının şimdi de sürdürülmesiyle sağlanmıştır.



Hasan PİR - Gümüşhane’nin nabzını tutan çok az kişiden birisiniz. Dünün ve bugünün Gümüşhane’si ile ilgili görüşleriniz nelerdir?
Süleyman KÖPRÜLÜ -
Türkiyemiz güçlendikçe, zenginleştikçe Gümüşhane de bundan payını alıyor. Üniversitemiz kuruldu, geliştikçe Gümüşhane’yi daha iyi yerlere taşıyacağına inanıyorum. Çok zengin ve değerli madenlerimiz var, işletiliyor. Çok güzel katma değer üretiyor. Bizim biraz şanssızlığımız nüfusumuzun azlığı ve halkımızın sosyal ve ekonomik yönden fakirliğidir. Hükümetlerimiz gerekli olan destek ve teşvikleri yüzeysel değil de Gümüşhane gerçeklerine ve coğrafi yapısına uygun olarak merdiven basamağı gibi kademeli, rasyonel, ciddi ve akılcı düzenlemeler yaparsa iller arası yarışta bize hak ettiğimiz desteği kanuni düzenlemelerle verirse Gümüşhane’nin de gelişme şansı olur.

Hasan PİR - Sizin gibi sevilen insanlara Gümüşhane’nin her zaman ihtiyacı vardır. Bundan sonraki süreçte yeniden siyasete girmeyi düşünür müsünüz?
Süleyman KÖPRÜLÜ -
İnsan olmak, insanları sevmek çok güzel bir duygu ben de çocuğu ile genci ile yaşlısı ile insanımızı seviyor ve sayıyorum. Sevmek çok güzel bir duygu, hem de bedava, paylaştıkça da çoğalır. Karşılığı da aynı şekilde gelir.

Siyaset hayatın gerçeği, “ben de varım” demenin en güzel yolu. Ülkem ve insanım adına sorumluluk taşımanın en güzel ifadesi. Düşünceye, inanca, teşebbüse hürmet ederek çalışmayı ve çalıştırmayı, üretmeyi, paylaşmayı benimseyerek siyaset yapmak siyasi faaliyette bulunmak bir vatan görevidir.

Kuşatılmış, bencil, kendi ihtiyacı kadar siyaset hak gaspıdır. Günümüzde maalesef gurup oluşturarak bu şekilde siyaset yaptığını zannedenler siyasi kirliliğe, seviye düşüklüğüne ve yozlaşmalara yol açabiliyorlar. Katılımcı, seviyeli, uzlaşmacı, ülke meselelerine duyarlı her zeminde fırsat olursa siyasette yer almak gerekir.

Hasan PİR - Gümüşhane’nin gelecek 20 yılı için öngörünüz nedir?
Süleyman KÖPRÜLÜ -
Gümüşhane vatan toprağı, memleket parçası. Öncelikle devlet adına, hükümet adına buraya hizmet için gönderilen ve gelen idarecilerimiz halkın ihtiyaçlarını ve beklentilerini bilerek hareket etmeli. Göstermelik değil, halkla bütünleşerek sevgiyi ve birliği gözeterek hareket etmeli. Yetki kullanmaktan kaçınmamalı, bunu da vatandaşın memnuniyetini sağlayarak yapmalıdır. Bulundukları makamlar kendilerinin geçim yerleri değil halka hizmet birimleridir.

Geleceğin Gümüşhane’si modern ve çağdaş şehirciliğe göre yolu, suyu, park ve bahçeleri sağlıklı konutları, çarşı ve pazarları, sağlık ve eğitim kurumları olan huzuru ve güveni sağlanmış, halkın geçim şartları iyileştirilmiş işi, aşı olan mutlu insanların yaşadığı bir belde olmalıdır.



Hasan PİR - Süleyman Köprülü’nün hayattaki üç doğrusu nedir?
Süleyman KÖPRÜLÜ -
Hayattaki doğrularımı şöyle sıralayabilirim: 
        a) Serbestlik, adalet ve fırsat eşitliği.
         b) Güvenilir ve emin olmak.
        c) Doğru ve çalışkan olmak.

Hasan PİR - Gençlere tavsiyeleriniz neler olur?
Süleyman KÖPRÜLÜ -
Ülkemizin ve geleceğimizin teminatı övüncümüz gençlerimize;
1.        En iyi kazancın tasarruf edilen olduğunu,
2.    Zamanı iyi değerlendirmelerini,
3.    Çalışmayı sevmelerini,
4.    Kendilerine güvenmelerini, güvenilir olmalarını,
5.    Bilginin çok değerli olduğunu bilmelerini,
6.    Adalete serbestliğe ve fırsat eşitliğine önem vermelerini,
7.    İnançlı, azimli ve kararlı olmalarını,
8.    Siyasete ilgi duymalarını,
9.    Yan gelip yatmaktan uzak, netice almaya yakın olmalarını,
10.    Ailelerine ve büyüklerine saygılı olmalarını,
11.    Uzlaşmacı ve paylaşmacı olmalarını tavsiye ederim.

Hasan PİR - Son olarak sizin söylemek istedikleriniz?
Süleyman KÖPRÜLÜ -
İleri, çağdaş, modern, inançlı bir toplumu olan, can ve mal güvenliği sağlanmış, dostlarının iftiharı, düşmanlarının korkulu rüyası bir ülke haline gelmek hedefi temennisiyle saygılar sunarım.

Hasan PİR – Teşekkür ederim.