SÜLEYMANİYE ÜZERİNE BİR HATIRA

“Eski anılarımız, yeni umutlarımız olmalıdır.”
Arsène HOUSSAYE

Süleymaniye Gümüşhane’nin eski yerleşim yeridir. Eski şehirdir. Üç dinin ve birçok etnik milliyetin bir arada kardeşçe yaşadığı bir mekândır, kültürdür, hayaldir, sevdanın bir diğer adıdır.

Bir eski fotoğraf yüklenmişti Gümüşhane Valiliğinin sitesine. Bu fotoğraf, Gümüşhaneli Avukat Halim Mısırlıoğlu’nun evinde, duvarda asılı. 1910 yılında genç bir Hıristiyan kızımızın cenaze töreninde çekilmiş. Bu fotoğraf aynı zamanda Mısırlıoğlu tarihinin bir parçası, yıllarca gizlide kalmış bir tarihin son tanığı. 2005 yılında Gümüşhane’deki ata topraklarını ziyarete gelen Selanikli Prof Dr Nikolai Vasiliyadis’in bu hediye fotoğrafı iki aileyi 80 yıl sonra yeniden buluşturmaya yeten bir tarihi vesikaydı.
Süleymaniye (eski şehir) Osmanlı döneminde Ermeni, Rum ve Müslümanların yıllarca birlikte yaşadığı, birlikte ağlayıp birlikte güldükleri bir tarihi şehirdi. O yıllar Gümüşhane gümüş ve altın madenleriyle ünlü bir vilayetti. Ve Gümüşhane o yıllarda şehrin kuzeybatısındaki vadinin içerisindeydi. Ve bu şehirde Ermeni, Rum Ortodoks Kilisesi ve Camilerimiz yan yana, iç içeydi. Osmanlı sübyan mektepleriyle Ermeni ve Rum okulları da bitişik ve bir aradaydı. Ve bu güzel masal 20. yüzyıl başlarında nihayete erdi. 1915 yılında Ermeniler, 1924 Mübadelesiyle de Rumlar terk-i diyar ettiler. Ve Gümüşhaneliler, yüzyıllardır iç içe yaşadıkları hatıraları ve kültürlerini yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Eski şehir kabuğuna çekildi, ıssızlaştı, mahzunlaştı. 1925 yılında alınan kararla şehir bugünkü Harşit Çayı’nın düzlüğüne taşınmaya başladı. Eski şehir Süleymaniye’de kalan evler zamanla 30-35 haneye kadar düştü.

Ve çok yıllar sonra masal kaldığı yerden yeniden ateş aldı. 2005 yılının bir yaz günüydü. Yabancı bir çift atalarının doğduğu yerlere ziyaret yapmıştı. Bunlar Prof Dr Nikolai Vasiliyadis, eşi Despina’ydı. Vasiliyadis, Selanik’te yaşayan bir Tıp Profesörüydü. Avukat Halim Mısırlıoğlu’na götürdüler çifti. Tarihin dehlizleri aydınlandı, kapılar açıldı bu misafirlere. Kahveler yudumlandı, sohbet koyulaştı ve bir zaman sonra yabancı misafir bir fotoğraf çıkardı çantasından. Ve anlatmaya başladı;

"Bu resimde oturanlardan şu bıyıklı adam, dedem Yorgo Vasiliyadis" dedi. Avukat Halim Bey, 1910’larda çekilmiş fotoğrafa iyice baktı, Yorgo Vasiliyadis’in hemen yanındaki adamı göstererek heyecanla;

"Bu da benim büyük amcam Mısırlızade Hayri Bey!" diye cevap verdi.

Nikolai Vasiliyadis gözyaşlarıyla sarıldı Halim Bey’e:

"Yahu, büyük amcanız Hayri Bey, dedemin en yakın arkadaşıymış, biliyor muydunuz?"

Mısırlızade Hayri Bey, Meclis-i Mebusan’da Gümüşhane milletvekilliği yapmış, bölgede çok sevilen bir zattı. Yorgo Vasiliyadis, 1924’te mübadele zoruyla ailesini alıp memleketini terk etmek zorunda kaldığında, onları Mısırlızade ailesi yolcu etmişti. Sarılıp ağlayarak ayrılmışlardı birbirlerinden. Çocukları, torunları birlikte büyümüştü çünkü yüzyıllar boyunca. "Kolay değil onların durumu da" diyor Avukat Halim Bey, "yurdunu, ocağını bir anda terk edip bir daha dönmemek üzere gurbete gitmek."
Vasiliyadis, iki ay sonra Halim Bey’e bir fotoğraf daha yolladı. O fotoğraf da, Vasiliyadis’in genç yaşta ölen büyük halasının cenazesinde çekilmişti. Fotoğraf şaşırtıcıydı, çünkü Rumlarla Türk komşuları yan yana durmuş, merhumeyi son yolculuğuna uğurluyordu. Halim Bey, fotoğrafa bakınca, cenaze törenine katılanlardan birini daha tanıdı. Onun ve tüm kardeşlerinin ebesi Binnaz Hanım’dı (Çubukçu) bu. Daha sonra Vasiliyadis, Halim Bey’e Gümüşhane’nin, Süleymaniye Mahallesi’nin 20. yüzyıl başlarında çekilmiş birkaç fotoğrafını daha yolladı. Halim Bey bu fotoğrafların birer kopyasını vilayet arşivine verdi. Selanik’ten gelen cenaze töreni fotoğrafını ise çerçeveleterek evinin duvarına astı. Ziyarete gelen misafirlerine mutlaka bu fotoğrafı gösteriyor: "İşte gerçek Gümüşhane bu. Başka dinden de olsalar insanların aynı muştulara sevindikleri, ölümler ve ayrılıklar için birlikte gözyaşı döktüğü Gümüşhane..."


YORUM EKLE
YORUMLAR
Bahtiyar
Bahtiyar - 3 yıl Önce

Neden kaynak göstermediniz? Bu haber millet gazetesinde ilk olarak 2008 yılında yayınlandı. Sanki kendi haberinizmiş gibi halka arzetmişsiniz. Çok uzun yazacaktım ama tesir etmeyeceğini bildiğim için burada kesiyorum.