Akdeniz’de, Suriye sınırında büyük bir mücadele veriyoruz piyonlara ve piyonların arakasındakilere… Nereye dönersek dönelim ardımızda ihanet ve üçkâğıtçılık… Bir biz kalmışız, tek başına ve yapayalnız. Doğruların kaderidir yalnızlık olsa gerek. Yalnız başımıza bir oraya bir buraya koşup duruyoruz.
Bir yanda gerçek hayatı izlerken diğer yanda yaşanmış gerçekleri tv ekranlarından izliyoruz. Hatalar bir daha tekerrür etmesin, bırakalım tarih, tarihte kalsın…
İyi bir yazar olmak istiyorsanız onlar için, söveceksiniz Abdülhamit’e de, Vahdettin’e de, hülasa hepsine… Kalemi tutan parmakların kıskacında kılıç olanlar, ihanetin muştuları… Balo ve Resepsiyon Çocukları…
“Tarih, bilinç-şuur durumundan içi boşaltılmış bir bilim dalı haline dönüştürülünce ideolojik bir alana çekilip bir savaş aracı olarak kullanıldığı günden beri fert ve cemiyet olarak hafıza sorunu yaşamaya başladık.
Hadiseleri ve kişileri hakikatiyle değil ideolojik bir kavga aracı olarak kullanma hastalığımızda aynı zaman diliminde başladı. Bu yüzden gerçeklerin üstünü örten sis bulutunun ardını görecek feraseti kaybettik.
Bu basiret yoksunluğunda kaybettiğimiz en önemli değerlerimizden biri hiç şüphesiz Sultan İkinci Abdülhamit Han Hz.leridir…
Burada bir parantez açalım tarihe…
Teşkilatı Mahsusa’nın Siyonistlerin arasına sokmuş olduğu bir ajanından bahsedelim. Teşkilatın Filistin Tebaasına haber taşıyan Osmanlı tebaası bir ajan… Türk değil, Müslüman değil. Yahudi hem de bir kadın… Gertrude kod adlı Yahudi bir kadın. Bu kadın,1993-2000 yılları arasında İsrail’in 7.Cumhurbaşkanı ayrıca hava kuvvetleri komutanlığı ve Savunma Bakanlığı yapmış olan Ezer Weizmann’ın Halası aynı zamanda İsrail’in ilk Cumhurbaşkanı Haim Weizmann’ın da kız kardeşi Mina Weizmann…
Bir yanda Abdülhamit düşmanlığından gözü kör olmuş ittihatçılar diğer yanda Osmanlı hatta, Dünya coğrafyası için Abdülhamit Han siyasetini benimseyen ve kurtuluşu bu eksende bulan bir Yahudi kadın…
Bu Yahudi ajan Getrude’nin göndermiş olduğu istihbarat raporlarının ulaştığı bir isim, Enver PAŞA… Kendisine “evladım”, “kahraman asker”, “mert adamsın” hitaplarına karşın siyasette yanlış yola sapmış ve hiçbir zaman arzu etmeyeceği sonuçların doğacağı bir hareketin içinde yer almıştı. Hatta Karadeniz üzerinden Osmanlı topraklarını terk ederken ağlayarak “iki masona uyduk vatanı ne hale getirdik” dediği rivayet edilir. Tarihin tozlu sayfaları nice sırlarla dolu kim bilir?
Vefatının 102. Seneyi devriyesinde Sultan 2.Abdulhamit Han’ı ve bir cümle ecdadı rahmetle anıyoruz. Mekanları cennet olsun.
Son söz Üstad Necip Fazıl’dan…
“Abdülhamit Han’ı anlamak her şeyi anlamak olacaktır.”
Sevgi ve Saygılar…