SYKES-PİÇOT ‘UN İZDÜŞÜMLERİ

Sykes-Piçot Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletlerini bölmek,parçalamak ve yok etmek amacına yönelik dış düşmanlarca yapılan gizli antlaşmalar içerisinde içeriği son derece tehlikeli olan bir antlaşmadır. 1916 yılında imzalanan   bu antlaşma hakkında yeterince bilgi sahibi olamadığımız için  Orta Doğuda yeniden çizilecek olan harita ve  BOP hakkında yapılan yanlış yorumlarla doğru neticelere ulaşılmaya çalışılmıştır. Hatta iktidar partisi Lideri öyle eleştirildi ki nerde ise vatanı sattı teraneleriyle küçük düşürülmeye çalışıldı.haksız yere suçlamalara muhatap oldu. Oysaki ,böl parçala yut mantığı ile örtüşen  BOP , 1916 yılında yapılan adını ettiğimiz Sykes-Piçot antlaşmasıyla 100 yıllık bir plan çerçevesinde uygulama alnına çoktan  konmuştu bile. Şayet bu yüz yıl yetmez ise ikinci bir yüzyıllık devreye girecek ne zamana kadar? Taki Türkiye bölününceye kadar. Ancak yapılan hesaplar tutmadı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti son yıllarda  özellikle Savunma Sanayinde sahip olduğu güçle, Sykes-Piçot 'u, Tunus eski Cumhurbaşkanı Munsif  MARZUKİ 'nin dediği gibi.: "çoktan aştı" bile....

Bu kararlılık müstevlilerin hoşuna gitmedi. Çünkü anladılar ki Türkiye'siz bir Orta Doğu haritası çizmek artık mümkün değil.  Bu  kezde Pkk, Ypg, Pyd, Işid ve diğer doğu ve güney doğudaki legal ve illegal derneklerin idareye karşı saldırı niteliğindeki eylemleri ile  Yüce devletimizi Ekonomik ve sosyal yapıdan sarsarak diz çöktürmeyi denemeye başladılar. Bununla da yetinmeyen dost ve düşman Emperyalist güçler. Sykes-Piçot'un  iz düşümü olan, Mekke İsyanı, uçak krizi,7-8 Ekim olayları, Sevr ve Lozan gibi  İnsanlık vahşeti olarak nitelenen  Ankara saldırısını da düzenlemekte geç kalmadılar.…

Sykes-Piçot'u  İki yıl önce bir öğretmen arkadaşımla sohbet sırasında  öğrenmiştim. Benim gibi çoğu okur yazarın  hatta milletvekillerinin Sykes-Piçot ‘tan haberi olmadığını adım gibi biliyorum. Eğer bilseydiler, Gezi olayları, 25 Aralık darbe girişimi, paralel yapı, Türkiye elden gitti-gidiyor, RTE, BOP'un eş başkanı gibi dozunu aşan  suçlayıcı salvolar kanımca yapılmazdı. Bu nedenledir ki  benim gibi herkesin özellikle her kademedeki siyasetçinin Sykes-Piçot ‘u çalışması ve öğrenmesi  gerekir diye düşünmekteyim..,

İşte SYKES-PİÇOT'un geçmişi:

(SYKES-PİCOT) ANTLAŞMASI (26 NİSAN - 9 MAYIS 1916)

Son aylarda büyük devletler tarafından değiştirilmeye çalışılan Ortadoğu haritasının geçmişi 1916 yılında  İngiliz Sir Mark Sykes ile Fransız Albay GeorgePiçot tarafından kaleme alındığı için adına SYKES-PİÇOT antlaşması denmiştir. Ancak 1917 yılında Rusya da iktidar el değiştirince Çarlık dönemindeki tüm gizli anlaşmalar kamuya açıklanınca Sykes-Piçot da böylece deşifre olmuş oldu.. Yoksa kimsenin haberi olmayacaktı. Kısaca bu antlaşma, İngiltere, Fransa ve Rusya’nın I. Dünya savaşı sonrasında Osmanlı topraklarını aralarında paylaşmak amacıyla imzaladıkları antlaşmadır. Buna göre; İtalya’ya pay verip yanlarına çeken Antlaşma devletleri Arap Yarımadası ile birlikte Güney ve Güneydoğu Anadolu da bu devletlerce bölüşülüyor yine bir Arap Hilafeti ve onun hemen yanında özel yönetime sahip Filistin öngörülüyordu.
İngiltere’ ye: Ürdün, Irak (Bağdat ve Basra illerini içeren Güney Irak)
Fransa’ya: Suriye,(Halep, Şam’ın bir kısmı Cebelilübnan sancağının tamamı) Beyrut,  Kuzey Irak, Adana, Mersin’den Mardin’e kadar uzanan bölge ile Çukurova’dan Sivas’a kadar uzanan iç bölgeler Harput’un bir kısmı,
Rusya’ya: Boğazlar ve Doğu Anadolu’nun verilmesi kararlaştırılmıştır. Van, Erzurum, Trabzon ve Bitlis illerinin doğu bölümlerini  Sivas, Harput, Diyarbakır illerinin bir kısmı.

Rusya’nın I. Dünya savaşından çekilmesi üzerine bu paylaşma planın da değişiklik olmuştur. Rusya’nın payına düşen boğazlarda uluslararası bir komisyon kurmayı Doğu Anadolu da ise kendilerine bağlı bir uydu Ermeni devleti yaratmayı hedeflemişlerdir.

Tüm bu ve benzeri anlaşmalarda  hedef Türkiye'dir.  Hedef  Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan'dır. Hedef Hatay'dır. Hedef İskenderun limanını ele geçirmektir. Ne var ki bunu hayal edenler yanıldıklarını anlayacaklar, kendi kurdukları tuzağa er geç düşeceklerdir

Bu gerçeklere rağmen hırsını aklının önüne alan kimi yazar veya sözde aydınlar,  acemis-yenler, Tayyib ‘e kafayı taktılar tıpkı geçmişteki ittihatçılar gibi.. Sultan Abdülhamit giderse Osmanlı  zafere erişecek. Evet, nah erişti.  En zeki padişah gidince arkasından Balkan savaşı, ardından 1. Cihan Harbi ve koca İmparatorluğun çöküşü. Bunu yapanlarda  yaptıranlarda ülkelerinde ölmedi.

Dün, “Ali Osman olurda Ali Cemal” neden olmasın, yine  bir ittihatçı olan ”Kinim, Dinim den önce gelir” diyen , Hüseyin Avni Paşa gibi olmayalım. Vatan savunması üzerine verilen kavganın destekçisi olalım. Suriye'de yangın varken ne işimiz vardı orada  diyerek yan gelip yatmayalım.  Allah korusun.Yarın yangın bacamızı sardığında kaçacak delik aramayalım. Suriye bataklıksa bu bataklıktan ileri demokratik ülkeler nasiplenmeye  çalışıyorsa  bizde bu nasipten, hissemize düşen payı neden  almayalım.

Gün Birlik günü olmaktır.

Korkmayalım. Cesur olalım. Çünkü; Zaferi cesur komutanlar kazanır. Zafer inananlarındır.

Biz kazanacağız. Milletimiz kazanacaktır.
YORUM EKLE