Trabzonsporlu bir taraftarın üzerine “ekümenik patrik” yazılı formayı Bartholomeos’a vermesi son günlerde yaşadığımız en can sıkıcı moral bozan hadiselerin başında geliyor.
Böyle bir akıl tutulması sadece bize has bir davranış.
İçimizde “entübe olmuş beyinlerin” yarın ne yapacağını kestiremiyoruz!
Trabzonspor başta olmak üzere diğer yetkililerden bunu kınayan bir açıklama henüz duymadık!
Bu davranışın perde arkası mutlaka incelenip, araştırılmalı ve kanunları hiçe sayan failler ortaya çıkarılıp cezalandırılmalıdır.
***
Yine Gaziantep ve Mardin’de meydana gelen trafik kazaları. 35 Vatan evladı can verdi. Hepimizin yüreği dağlandı.
Mekanları cennet olsun. Yaralılara acil şifalar diliyoruz.
***
Bu girizgahtan sonra maalesef kaza, savaş, kıtlık, yoksulluk ve afetlerin olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Özelikle yanı başımızda aylardır devam eden “Ukrayna-Rusya” savaşı
nedeniyle, evinden, vatanından, toprağından göç etmek zorunda kalan milyonlarca insan perişan durumda.
Savaşın ne zaman biteceği belli değil!
Bu savaş gösterdi ki, dünya tahıl ürünleriyle imtihandan geçiyor/geçti.
Neyse ki ülkemizin girişimleriyle varılan mutabakat sonucu denizde oluşturulan “tahıl koridoru” ile dünya, gıda krizi eşiğinden şimdilik dönmüş durumda!
Bu satırları yazarken düşünüyorum da…
Ülkemiz gıdada / tahıl ürünlerinde kaynakları kendi kendine yeten “yedi ülkeden” biri diye öğrencilik yıllarımızda ders kitaplarından okurduk.
Hocalarımız çoğu kez sınıflarda “Öyle bir coğrafyadayız ki Erzurum’da kar yağıyorken Antalya’da denize girilebilen bir ülkemiz var. Kıymetini bilin gençler” diye anlata anlata bitiremezlerdi.
Ancak tahıl ürünleri bakımından başta “buğday” olmak üzere dışa bağımlı hale geldiğimizi biz değil işin uzmanları söylüyor.
Geçmişte böyle iken şimdi tahıl ürünlerini neden biz yetiştir(e)miyoruz?
Ya da soruyu şöyle soralım.
Biz kendi tahıl potansiyelimizi zamanında ne kadar kullanıyorduk, şimdi ne durumdayız?
Kısa bir araştırma yaptığımızda;
603.700 km alana sahip Ukrayna yaklaşık 30 milyon tahıl ürününü yetiştirerek gemilerle dünyaya ihraç ediyor.
Peki ya Türkiye?
783.562 km yüz ölçümü olan bir ülkeyiz. Topraklarımız 179.862 km daha büyük Ukrayna’dan.
Bu rakamlardan yola çıkarsak, tarım sektörüne yeterli ilgi ve destek verilseydi belki de dünya bizim limanlardan hareket edecek tahıl yüklü gemileri bekleyecekti!
Bunları şunun için yazdım.
Dün Eskişehir’de geçimini çiftçilikle sağlayan hatırı sayılır bir arkadaşımızın misafiriydik.
Geniş tarım arazileri olan çiftçi dostumuzla sohbet ederken harman mevsimi olması nedeniyle de bu seneki tahıl üretimini ve verimini sordum.
Verdiği kısa ve net cevap bugünü özetliyordu…
Biraz düşündü ve şu cümleler döküldü dudaklarından: “Hüseyin Bey! Devletimizin yapması gereken biz üreticilere mazot-gübre ve tohum desteği vermek. Aksi halde yüksek girdi maliyetlerle arazilerimizi ekip biçmede zorlanıyoruz. Gelirimizin çoğu mazota, gübreye ve tohuma gidiyor. Emeğimizin karşılığını inanın alamıyoruz…” diye karşılık verdi.
Haksız değildi.
Cep telefonundan 17.08.2022 tarihli Tarım Kredi Kooperatifine ait vadeli olmayan peşin gübre ve tohum fiyatlarını gösterdi.
Eğer vadeli alınırsa 1 tonda 100-200 TL fiyat artışı olacağını sözlerine ekledi.
İşte o fiyatlar!
33 Nitropower gübre 11.580 TL.
Dap : 18340 TL.
15.15.15 çinkolu :12.820 TL.
Bir de aynı tarihli yem fiyatları da şu şekilde:
Arpa tahılı (Flake) Yemi:316 TL.
Mısır Tahılı (Flake) Yemi:321 TL.
Buzağı büyütme pelet :320 TL.
Liste aşağıya doğru uzayıp gidiyor…
Hemen yanımızda sohbetimizi dinleyen hayvancılık sektörüyle uğraşan bir başka üretici ise daha fazla dayanamayıp söze girdi: ”Bizde aynı durumdayız. Bir çuval hayvan yemi 300 TL’yi geçti. Besicilik yapıyorum. Ancak kırmızı etin kilogram fiyatıyla masraflarımı karşılayamıyorum. Bu şekilde devam ederse hayvancılığı bırakmayı düşünüyorum” diye içinde yaşadığı ekonomik zorlukları bizimle paylaştı.
Anladım ki kırsalda çiftçi durumundan memnun değil.
Çiftçiye belki destek veriliyor.Yeterli değil kanımca.
Bu satırları yazarken ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Milli ekonominin temeli tarımdır” sözleri geldi aklıma.
Aynı şekilde yıllar önce bir konuşmasında Prof.Dr.Haydar Baş hocamızın şu veciz sözleri:“Askerinizin eline en modern silahları verin cepheye gönderin. Eğer o askerin karnını doyuramazsanız elindeki silah bir işe yaramaz” sözleri aslında tarım sektörüne bakış açımız olmalı diye düşünüyorum.
Eğer böyle olsaydı o gemiler bugün bizim limanlardan hareket edeceklerdi belki de.