Önceki yazılarımda çokça vurguladığım gibi bu şehrin kısıtlı inovasyonlarından belki en önemlisidir Gümüşhanespor. Trabzon için Trabzonspor ne ise Gümüşhane içinde Gümüşhanespor o derece mühimdir. Gümüşhanespor bu şehrin dış dünyaya açılan kapısı, gençlerin umudu, kısıtlı sosyo-kültürel hayatımızın can damarıdır.
Tarih tekerrür ediyor galiba diyerek bundan üç yıl öncesinin benzer senaryosu üzerinde varacağımız menzilin hayalini yaşıyoruz adeta. Bu yılın taraflı tarafsız her kesimden övgüler alan, bu ligin en derli toplu takımı olan Gümüşhanespor biraz şansızlıklar yaşasa da adeta milli takımımızın kaderi misali playofa kalması için önce küme düşmesi kesinleşen Ankara Demirspor’u sahasında 1-0 yenip rakiplerin maçlarını beklemeye başladı. Amedspor eski topçumuz Tekin Adar’ın 90 artıda attığı golle Aydınspor’u 2-1 yenmesi, küme düşecek olan Eyüpspor’un diğer rakimiz İnegölspor’u 1-0 yenmesi bize adeta ilaç oldu ve biz playofa beşinci sıradan katıldık.
Çeyrek Finalin ilk maçını 5 Mayıs’ta kendi sahamızda Kocaeli Birlikspor ile oynadık ve bizi mutlu etmeyen 1-1’lik skorla 9 Mayıs’ta Kocaeli’de oynanacak olan maça çıktık. Mükemmel bir futbolla Kocaeli Birlikspor’u kendi saha ve seyircisi önünde darmadağın ederek 3-1’lik skorla yarı finale çıktık.
Yarı finalin ilk maçını Ankara’da 13 Mayıs’ta Keçiörengücü ile oynadık ve baştan sona üstün oynadığımız maçı ofsayttan yediğimiz golle 1-0 kaybettik. Ama bunun 17 Mayıs’ta Gümüşhane’de bir rövanşsı vardı ve Fatih’in talebeleri henüz son sözü söylememişlerdi.
Gümüşhane Yenişehir Stadyumu adeta hınca hınç dolmuş, taraftarlar ise ilk defa böylesine coşkulu bir kalabalıkla şehirlerinin takımına sahip çıkıyorlardı. Seremoni sonrasında görülen o ki maç başladığından itibaren 1-0’ın avantajına yatan Keçiören takımının oyuncuları yatmaya ve kalkmamaya başladılar. Özellikle 28 sırt numaralı oyuncuları taraftarı tahrik ediyor, oyuncularımızı tetikliyor kısacası elinden geleni yapıyordu. Ve Süper Lig maçları yöneten Hakan Ceylan yatmalara ve tahriklere adeta göz yumuyordu.
Dakikalar 35’i gösterirken rakip oyuncu Yıldıray kalecimizin de kalesini terk etmesiyle golü bulunca bütün stad adeta buz kesmiş, PTT hayallerimiz bir başka bahara mı kaldı diyerek eyvah demeye başladık. Ancak Gümüşhanespor inanmıştı ve yılmayacaktı. Golden 7 dakika sonra 42’de ki atağımızda rakip topu elle kesince hakem penaltı noktasını gösterdi. Takımın bu yıl ki en önemli yıldızlarından Taşkın topun başına geçerek topu ve kaleciyi ayrı köşelere gönderdi. Skor tabelasında 1-1 yazıyordu. Bize şimdi 2 gol gerekiyordu. Ancak rakip Keçiören yatmaya, oyunu çirkinleştirmeye, oyuncularımızı ve tribünleri tahrik etmeye devam ediyordu. İlk yarı bu skorla bitti.
İkinci yarı sağanak şeklinde başlayan yağmurla birlikte Gümüşhanespor’un rakibini kendi sahasına hapsetmesi, sağlı ve sollu ataklarımız golün ve gollerin habercisiydi adeta. Ve dakikalar 79 derken sağdan yapılan ortaya iyi yükselen Hüseyin Ali Pala topu ağlara gönderdi. Tribünler yıkılıyordu adeta ve bir gol bizi finale götürecekti. Ataklarımız sıklaştı ve dakika 84’te Raşit Sevindir ayağına oturan topa öyle muhteşem bir vurdu ki soyadı gibi bizi sevinçlere gark ederek sevindirdi.
Tribünler yıkılıyordu. Kalan 6 ve uzatma 4 toplamda 10 dakika bitmek bilmiyordu. Son ataklarında şut kale direğini sıyırıp gidince gerçekten derin bir “ohh” çektik. Hakemin bitiş düdüğüyle şeref tribününde valimiz ile belediye başkanımız birbirlerine sarılmış, taraftarlar sahaya inerek bu tarihi günün zaferine iştirak ediyordu. Yenilen ve elenen Keçiören malzemecisi, sağlıkçısı, topçuları ve teknik ekip o kadar çirkinleşti ki tribünlere küfretmeye ve el kol hareketleri yapmaya başladı.
Tebrikler Gümüşhanespor. Bu şehrin böylesi başarılara ve mutluluklara ihtiyacı var. 21 Mayıs’ta bu takım destan yazarak bir üst lige çıkacak. Buna adım gibi eminim.
TARİH TEKERRÜR EDER Mİ?