Bir zamanlar sevdalısı olduğumuz Trabzonspor’a teşekkür ederek başlamak istiyorum. Niye mi?......
83,84 ve 85’li yıllardı. O yıllarda ortaokul öğrencisiydim, Erzincan’da. Yaşımız küçük olduğu için kahvelerde maç seyredemiyorduk. Onun için maç seyretme mekanlarımız beyaz eşya satan dükkanların önüydü. Özellikle Trabzonspor’un derbi maçlarını hep buralarda izlerdik. Kış günlerinde maçları seyrederken üşüsek de maçın sonucuyla ısınırdık.Aradan otuz yıl geçmiş. Artık hey gidi günler hey diye haykırmak geliyor içime ama……
Ve 90’lı, 2000’li yıllar derken 2016 yılına geldik. Hala yüzümüz gülmedi. Trabzonspor’a gönül veren sevdalılar statlardan, kahvelerden başları eğik çıkmaya devam ediyorlar.
Bu da yetmezmiş gibi birde kendini bilmez taraftarlar yüzünden, takım olaylarla anılmaya başladı. (Çoğu taraftarı tenzih ederim.) Ama gerçekte bu. Takım zaten başarısız. Birde sizin yaptıklarınızla takım iyice prestij kaybediyor. Hani Fatih Terim diyor ya: ‘‘içimizdeki İrlandalılar ‘’İşte bunlarda onlardan olsa gerek.
Her ne kadar sevdamız buzdolabında olsa da insan yinede üzülüyor.
Biz bu sevdayı Fenerbahçe’ye kendi evimizde yenilerek buzdolabına koyduk.O zamandan bu zamana kadar da çıkarmadık. Son otuz yıl gösterdi ki bu başarısızlık sürdükçe sevdamızda buzdolabından çıkmayacak. Bu durum sürdükçe buzdolabının da kapısı açılmayacak.
Yukarı da teşekkürden sonra niye mi sorusunun işte cevabı:
Beni otuz yıldır strese sokmadığı için Trabzonspor’a teşekkür ediyorum.
TEŞEKKÜRLER TRABZONSPOR