TOSUNBANK

“Tilki vaaz vermeye başladığında, gözünüz tavuklarda olsun.”
Alman Atasözü

İnanın adamın tipine baktığınızda bu tam bir ‘embesil’ diyeceğiniz ve hatta kendisine selam dahi vermeyeceğiniz bir besili tosuncuk milyonların gözüne baka baka, adeta dalga geçerek ve üstelik mehter marşımızı hain emellerine alet ederek hepimizi paketlemiş, iç ettiği milyonlarla sırra kadem basarak terki diyar eylemiş.

Hal böyle olunca ve televizyonlarda günlerce gündemi meşgul edince ve içyapısı karıştırıldıkça, üstelik bu havadan yeme sistemine giren futbolcu, akademisyen, sanatçı ve dahi akil insanlar diyebileceğimiz suretleri görünce kusura kalmayın ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün şu veciz sözü geliyor aklıma;

“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.”

Öyle ya Konfüçyüs’ün dediği misal;

‘Biz birisine balık tutmayı öğretmek yerine ona her gün balık verir isek’ işte sonuç yukarıdaki gibi olur. Ve ayrıca bu tipolojiler sevgili Eyüp Demirel kardeşimin tabiriyle ‘lopçu’ olur maalesef.

Sanal âlemde bu tosuncuk ile ilgili öylesine ilginç paylaşımlar, geyikler var ki güler misin ağlar mısın şaşırıp kalıyoruz. En hoşuma giden paylaşımlardan biride şudur ki;

“Bu tipe aldananların seçme, seçilme ve hatta yaşama hakları ellerinden alınmalıdır.”

E şaşırdık mı elbette hayır. Çünkü en geri Afrika ülkesinden dahi daha geride istatistiklerle okumadığımız, araştırmadığımız, en kolay yoldan köşe dönmeyi düstur edindiğimiz, TV ve internette evlilik programları, survıvor, fal, oyun vb programları revaçta tuttuğumuz aşikâr olduğuna göre ülkemizde daha çok tosuncuğun çıkmadığına şükredelim.

Sanal âlemde lopçulukla zengin olmayı hayal etme yerine devletimizin verdiği teşviklere odaklanmış olsaydık bugün üreten, ürettiğini pazarlayan ve etrafına faydası olan, iş ve aş veren olarak güzel bir statü sahibi olurduk.

Suç bizde azizim. Çocuğumuzun yanında sayısal, piyango, iddaa benzeri oyunlarla rol model olur isek işte böylesi tosuncukları yaratır hale geliriz. Bana göre tosuncuk kardeşin hiç ama hiç suçu yok. Suç bizde, rol modellerde.  

İnanın tembelliği şiar edinen bizler oldukça inekbank, tosunbank, danabank, sazanbank, golotbank ve beleşbank türünden oluşumlar dünya var oldukça devam edecektir. Şimdi bunların zararı varmış, karşılanacakmış diye üfürükler geliyor kulağımıza. Yok, kardeşim milletimizin parasını bu sazanlara vermek yardım değil zulüm olsa gerek. Şimdi alın teriyle çalışan ve evine ekmek götüren birisi çıkar; ‘Bana ne kardeşim oradan voleyi vursaydın bana bir şey verecek miydin’ dese haklı değil mi? Atalarımız ne güzel demiş “kendi düşen ağlamaz” diye.   

O halde ey kendini akıllı zanneden ve kimsenin de aklını beğenmeyen kardeşim. Tarihten hiç mi ibret almazsın? Bu tosuncukların daha besilileri yıllar önce aynı yöntemlerle, Allah diyerek, vallah diyerek, ve de yallah diyerek bizleri sömürmedi mi? Sömürdü elbet. Peki, nedir hal çaresi? O da şudur ki; önce kendimizi bileceğiz, sonra nefsimizi bileceğiz ve daha sonra kimseye güvenilemeyeceğini öğreneceğiz. Ve yukarıda koyu renkle yazılan Atatürk’ün veciz sözünü büyüterek, çerçeve yaparak evimize, çalışma odamıza, işyerimize asacağız ancak asmakta yetmez bu söze kesinkes uyacağız.  

YORUM EKLE