TRAFİK VE EĞİTİM

Trafik dendiği zaman insanların aklına hemen  arabalar ve trafik kazaları gelir.Oysa trafik asla ne bir araç yığını nede trafik kazasıdır.Trafik, insanların gelişmişlik düzeylerini karayollarında dışa yansıtan bir kültür aynası ,aynı zamanda ortak alanı kullanma ve paylaşma biçimidir. Bu kültür zamanında ve yeterli eğitimle kazanılır. Gelişmiş ülkeler, trafik eğitimini elli yıl önce haftada iki saat mecburi ders olarak okullarında vermeye başlamışlar ve oluşan trafik bilinciyle bu sorunu çözmüşlerdir.

Gerçektende, gelişmiş ve kültür düzeyi yüksek ülkelerde trafik akışı çok sağlıklı ve güvenilirken, Türkiye gibi ülkelerde karmaşık ve düzensizdir.Bir tarafta yayalara yol veren, hız limitlerine uyan, kırmızı ışıkta geçmeyi cinayet addeden sürücüler; diğer yanda yaya geçitleri kendileri için hiçbir şey ifade etmeyen, tam gaz gitmeyi güç gösterisi kabul eden ve altındaki makinenin beygir gücüne aldanıp her şeyi yapmakta özgür olduğunu sanan sürücüler vardır.

Nereye nasıl gideceğimizi  bilmiyorsak yol bizi kendi bildiği yere götürür. Sonuçları da bizim istediğimiz gibi olmaz. Ne kadar çok eğitilirsek o kadar çok bilgileniriz ve hayatta  zorluklara karşı güçlü oluruz.Dünyada bütün başarıların temellinde doğru ve zamanında alınan insan eğitimi vardır.

 Trafik kazaları elbette beklenmeyen, planlanmamış olaylardır. Ama muhtemel nedenlerini araştırdığımızda , karşılaşılan  riskin yeterince farkında olunmayışı, yorgunluk, hayal kurma, dikkatsizlik, ihmalkârlık, vurdumduymazlık, konsantrasyon bozukluğu ve kurallara gereken önemin verilmeyişi  gibi nedenleri gördüğümüzde eğitimin önemi bir kez daha ortaya çıkar.

İnsan hayatı tesadüflere bırakılacak kadar değersiz değildir. Ülkemizde karayollarında hala çekirdekten yetişme anlayışı ile araç kullanılmaya çalışılmaktadır. İnsan çekirdekten yetişmez, insan eğitim alarak yetişir.

Türkiye’de meydana  gelen  trafik kazaları, sayısı bakımından dünya sıralamasında beşinci ülke, Avrupa ülkeleri sıralamasında da birinci ülke durumundadır. Dahası,‘trafik terörü’ söylemi ülkemizde yaşanan trafik kazaları ve sonuçlarını anlatmak için kullanılan çok acı bir kavramdır.

Bazı ülkeler eğitim programlarını bazı özel uygulamalarla da destekleyip sorunu gayet güzel halletmişler. Mesela, ABD ve Avrupa’da şehiriçi trafiği, yerel yönetimlerce kontrol ediliyor. Yerel yönetimler, kanunla belirlenmiş ve nüfusa oranlanan sayılarda trafik mühendisi ve trafik psikologları istihdam etmişler.Trafik ihlaliniz tespit edilmişse, trafik eğitim merkezlerine davet edilirsiniz.Size trafik kuralları tüm gün uzmanlar nezdinde tekrar hatırlatılır. Psikologlar nezdinde, simülasyon testleriyle psikolojik tavırlarınız test edilir.Sonuç olarak uygun davranış sergilemezseniz, ehliyetiniz bir süre dondurulur,olmadı iptal edilerek trafite sürücü olarak rolünüz bitirilir.

Ülkemizde  de trafiği düzene sokmanın en köklü çözümü, topluma eğitim yoluyla çeki düzen vermekten geçiyor. Gerçek anlamda sevecen, saygılı, hoşgörülü, güler yüzlü, sabırlı ve anlayışlı bireyler yetiştirmek, hem toplumsal huzur ve refahımız hem de canlar yakan, yuvalar yıkan trafik terörünü sona erdirmenin en kestirme yoludur. 

Selam ve Sevgiler.
YORUM EKLE