TÜRK TARİHİNDE KADIN

İslamiyet öncesi Türk devletlerinde kadın, toplumda önemli bir konuma ve erkeklerle eşit haklara sahipti.

Evlilikte eşitlik esastı, kadın ve erkek arasında katı bir hiyerarşi yoktu. Kadınlar miras hakkına sahipti ve mülk edinebilirdi.

Evliliklerde kadın zorla evlendirilmezdi ve kendi isteğiyle evlenme hakkına sahipti.

Boşanma hakkı kadına da tanınmıştı.

Kadınlar, sadece ev işleriyle ilgilenmez, Hayvancılık, dokumacılık, ticaret gibi ekonomik faaliyetlere de katılırdı. 

Türklerde annelik kutsal sayılırdı ve kadına büyük saygı gösterilirdi.

Eski Türklerde kağanın eşi (hatun), devlet yönetiminde söz sahibiydi. Hatunlar, kağanlarla birlikte törenlere katılır, elçiler kabul eder, hatta zaman zaman siyasi kararlar alırlardı. Kurultaya katılabilir ve devlet meselelerinde görüş bildirebilirlerdi.

Göktürk Devleti’nde ve Uygur Kağanlığı’nda hatunlar diplomatik görevler üstlenmiştir. Çin kaynaklarında, Türk hatunlarının elçilerle görüştüğü ve antlaşmalarda rol oynadığı belirtilmiştir.

Türk kültüründe kadınlar savaşçı kimliğiyle de bilinir. Kadınlar, gerektiğinde orduya katılır ve savaşta aktif rol oynardı.

Eski Türklerde Kadın Savaşçılar ve Hükümdarlar arasında en bilineni 

Tomris Hatun (M.Ö. 6. yüzyıl) olup, İskit (Saka) Türklerinin hükümdarıdır.Pers Kralı II. Kiros’u savaşta yenerek öldürmüştür.

Alp Kızlar; Göktürk ve Uygur destanlarında adı geçen savaşçı kadınlardır. Türk kültüründe “Alp” (kahraman, savaşçı) unvanı kadınlara da verilmiştir. Kadınların ok atma, kılıç kullanma ve ata binme konusunda erkeklerle eşit olduğu anlatılır.

TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE KADIN

İslamiyet’le birlikte Türk Toplumlarında kadın ve erkek arasındaki roller daha belirgin hale gelmiştir. Kadının aile içindeki önemi korunmuş, ancak toplumsal alandaki etkinliği azalmıştır. Kadınların eğitimi önemsenmiştir. Özellikle Büyük Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde sarayda eğitim alan kadınlar önemli roller üstlenmiştir. Kadının miras, boşanma ve mülk edinme hakları korunmuş ancak bazı kısıtlamalar getirilmiştir.

Türk-İslam toplumlarında annelik kutsal bir görev olarak görülmüş ve “cennet annelerin ayakları altındadır” anlayışı yaygınlaşmıştır. Toplumun temel taşı olan aileyi korumak ve yetiştirmek  kadının öncelikli görevi olmuştur. Mahremiyet esas alınmış ancak bu durum coğrafyaya ve döneme göre değişiklik göstermiştir.

İlk Türk-İslam devletlerinde kadim Türk geleneğinin etkisiyle hatunlar yönetimde etkili olmuştur.

Terken Hatun (11.yy– Büyük Selçuklu):

Melikşah’ın eşi olup, devlet yönetiminde etkili, Devlet adamlarını ve vezirleri yönlendiren güçlü bir siyasi figürdür.

Türkan Hatun:(12.yy) Harzemşahlar Devleti’nde yönetimde söz sahibi olmuştur. Devletin idaresinde etkin bir rol almıştır. 

Satı Beg Hatun (İlhanlılar, 14. yüzyıl):

İlhanlılar Devleti’nde hükümdarlık yapan ilk ve tek kadın hükümdardır. Doğrudan devletin başına geçmiş ve güçlü ve etkili siyasi kararlar almıştır.

Osmanlı’da özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda “Kadınlar Saltanatı” dönemi yaşanmış ve padişah eşleri ile valide sultanlar yönetimde söz sahibi olmuştur.

Hürrem Sultan (16. yy): Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi olup, Osmanlı tarihinde padişahla resmi nikah kıyan ilk kadındır. 

Saray içinde büyük bir siyasi güce sahipti ve dış politikada etkili oldu. Hayır işleri için vakıflarla toplumsal alanda da iz bıraktı.

Kösem Sultan (17. yüzyıl): Oğulları IV. Murad ve Sultan İbrahim’in dönemlerinde devleti uzun yıllar perde arkasından yönetmiş, sadrazamları ve devlet erkânını güçlü biçimde yönlendirmiştir.

Nene Hatun:1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Erzurum’da düşmana karşı direniş göstermiştir. Cephede fiilen savaşarak Osmanlı kadınlarının kahramanlık sembollerinden biri olmuştur.

TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE KADIN

Cumhuriyet dönemi, Türk kadınlarının birçok alanda ön plana çıktığı bir dönem olmuştur. Atatürk’ün önderliğinde kadın erkek eşitliği getirilerek, kadınlara eğitim, siyaset, sanat ve bilim gibi birçok alanda fırsatlar sunulmuş, pek çok kadın önemli başarılar elde etmiştir. Bu öncü kadınlar, Türkiye’de kadının yerini güçlendirmiş ve gelecek nesillere ilham kaynağı olmuştur. 

Öncü kadınların en önemlileri şunlardır:

*Nezihe Muhiddin (1889-1958) – İlk Kadın Partisi Kurucusu. 1923’te Kadınlar Halk Fırkası’nı kurmaya çalışmış, ancak kadınların siyasi hakları olmadığı için parti kapatılmıştır. Kadın hakları konusunda önemli mücadeleler vermiştir.

*Sabiha Gökçül Erbay (1900-1998) – 1935 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ilk giren 18 kadın milletvekilinden biridir.

*Süreyya Ağaoğlu (1903-1989) – Türkiye’nin İlk Kadın Avukatı. Hukuk alanında büyük başarılar elde etmiş ve kadınların meslek hayatında daha fazla yer alması için mücadele etmiştir.

*Prof. Dr. Türkan Saylan (1935-2009) – Tıp ve Eğitim Alanında Öncü. Cüzzam hastalığında önemli çalışmalar yapmıştır.

*Prof. Dr. Remziye Hisar (1902-1992) – Türkiye’nin İlk Kadın Kimyacılarındandır.

*Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan (1910-2003) – Türkiye’nin İlk Kadın Astronomi Profesörü

*Afife Jale (1902-1941) – İlk Türk Kadın Tiyatro Oyuncusu

*Sabiha Gökçen (1913-2001) –Atatürk’ün manevi kızı olup, Türk Hava Kuvvetleri’nin ve dünyanın ilk kadın savaş pilotudur. 

*Bedia Muvahhit (1897-1994) – İlk Kadın Gazetecilerdendir. 

*Türkan Akyol (1928-2017) –1971 yılında Türkiye’nin ilk kadın bakanı (Sağlık Bakanı) 

*Tansu Çiller (1946-) –1993-1996 yılları arasında Türkiye’nin ilk ve tek kadın başbakanı olmuştur.

Cumhuriyet döneminde tesettürlü kadını 2. sınıf vatandaş sayan, kamuda görev yapmasına izin vermeyen, asker analarını yemin törenine türbanla almayan zihniyet, 28 Şubat döneminde zirveye ulaşarak, özellikle tesettürlü üniversite öğrencilerine yönelik büyük zulümlere sebep olmuştur. 
1 Ekim 2013’te AK Parti Hükümeti tarafından açıklanan demokratikleşme paketi ile, kamuda kılık kıyafet yönetmeliğinin 5. maddesinde değişiklik yapılmış, kısıtlayıcı hükümler iptal edilerek, kadın haklarındaki anayasal eşitliğe aykırı son engelde ortadan kaldırılmıştır. 

Yılda sadece bir gün değil, her gün değerlerinin bilinmesi dileğiyle, başta şehit anneleri olmak üzere, tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun…

10.03.2025     Av. Ali Haydar DERELİ

YORUM EKLE
YORUMLAR
Kadın
Kadın - 3 gün Önce

Türkler her zaman kadına önem vermiştir ama eski türklerdeki saygıya ve haklara hayran kaldım ozaman bu kadar ileri iken sonra nasıl geriledik inanasıö gelmiyo

Başyapıt
Başyapıt - 3 gün Önce

Biz kadınlar için saklanması gerekenbir başyapıt olmuş elinize sağlık eski türklerdeki hemcinslerime hayran oldumvalla

Anne
Anne - 3 gün Önce

Kadına türkler her zaman yüksek değer vermişlerdir. Eskiyi avukat bey güzel anlatmış. Anne her zaman baştacıdırAtalarımızın izinden gitsek yeter

Kades
Kades - 3 gün Önce

Sayın dereli tarihten güzel örnekler verdiniz ama günümüzdeki kadesin aileyi yokettiğini anlatmadınız herhalde çok uzun olur diye sadece tarihi anlattınız artık bir yazıda kades ve aile ilişkisini bekliyoruz

yusuf sadık eğitimci yazar -- gazeteci eleştirmen
yusuf sadık eğitimci yazar -- gazeteci eleştirmen - 2 gün Önce

sayın avukat bey..
güzel özetledini BELKIS danda bahsetmek gerekir.
Ve 8 mart kadınlar gününde bu yazı gerekli idi. ancak.
, önümüzdeki süreçte özellikle ecddımız ı yöneten Osman oğullarında saray hanedanları hatunların öz çocuklarını nasıl boğazlattırdıklarından da dem vuracak olursak çarpıcı sonuçlara ulaşmak mümkün..