UTANIYORUZ

Nasıl kaybettiniz siz özünüzü,

Kirlettiniz kalbi hem sözünüzü.

Kapattı söyleyin kim gözünüzü,

Vallahi sizlerden utanıyoruz.
İsmail HAYAL

Güzel ülkemizin bir bölgesinde deprem olur. Genelde gece yarısı ve mevsimsel şartların en zor olduğu dönemlerde deprem, sel felaketi, orman yangını, otel yangını, heyelan, trafik kazası başta olmak üzere birçok felaketi yaşarız. Devletimiz ve devletimizin bu işlerle sorumlu birçok organı felaketi duyar duymaz havadan, karadan, denizden olay mahalline en acil şekilde koşmaya çalışır.  

Onca masum canın hesabı nerde,

O kirli kalplere kim çekti perde.

Bir hesap çıkacak öteki yerde,

Vallahi sizlerden utanıyoruz.

Ama bizler anında devletimiz yetişse de o anki psikoloji veya başka sebeplerden dolayı başlarız devlete, hükümete veryansın etmeye. Devletin askerine, polisine, öğretmenine, mühendisine sahip çıkmayan, teröre ister istemez göz yuman bazı malum güruhlar halkın içinde kendisine yardıma gelenlere hakaretler etmeye başlayarak;

“Hani nerede devlet, nerede AFAD, hani itfaiye, hani kepçe, hani asker, nerede dozer” gibi başlarız veryansına. Bazı malum güruhlar dedim ya şimdi beni eleştirecek olanların sayısı artacak eminim. Ama ben burada kesinlikle siyaset değil azıcık sabır, tahammül ve hoşgörü istiyorum.

İçimiz yanarken bu nasıl izan,

Ötede bilin ki kurulur mizan.

Kahrolsun böylesi kepaze düzen,

Vallahi sizlerden utanıyoruz.

Marmara Depremini yaşayanların büyük bir kesimi 6 Şubat Depreminde ki çalışmaları görünce;

“Keşke o zamanda böyle erken müdahale edilseydi, imkânlar olsaydı sevdiklerimiz bugün belki de yanımızda olacaktı” dediklerine bizzat şahit oldum.      

Deprem sonrasında devletimiz adeta bütün imkânlarını o bölgeye sevk ederek depremzedelere en kısa zamanda kalıcı sağlam konutları yapıp teslim ederken ülkemizin şanlı bayrağının balkonda asılmasına tahammülü olmayan terör artıklarını da unutmayacağız şüphesiz.  

Zenginin keyfi var demiş birisi,

Neye yarar bunun ölü dirisi.

İnsan değil belli itin gerisi.

Vallahi sizlerden utanıyoruz.

Ve gelelim yüreğimizi yakan Bolu’daki bir başka felakete. Sırf heybesine daha çok dünyalık koymaya çalışanlar, belediyenin ve sorumluların görevlerini yapmamaları yahut eksik yapmaları, denetimsizlik, ihmal ve benzeri birçok etmenin birleşmesi ile masum onca vatandaşımızın ölümü ile sonuçlanan hezeyanlar zinciri.  

Maalesef memleketimizde felaket gelecek ki tedbirler alınsın mantığı hâkim. Yıllar önce bir yabancı Gümüşhane Zigana Dağı’nda yol çalışması yapan birine sormuştu;

“Şu yol kenarında neden bariyerler yok?”

Bizim görevlinin verdiği cevap aslında felaketler öncesi ve sonrasında ki fotoğrafımızı net ortaya koyuyor;

“Çünkü oradan araç yuvarlanmadı da ondan..”

Evet, maalesef durumumuz bundan ibaret. 12 katlı otelde ve benzer binalarda yangın sistemi, yağmurlama, alarm, tüp ve benzeri ekipmanlar yok. Felaket yaşandıktan sonra suçlu arıyoruz ama suçlu aynaya bakılınca görülüyor zaten. İsmi üstünde felaket. Gelmez gelmez ama bir gün gelir onca masum cana mal olur.   

Kendinize gelin azıcık durun,

Klavye başında yazın kudurun.

Dilerim Allah'tan yerlerde sürün,

Vallahi sizlerden utanıyoruz.

Son sözüm de oturduğu koltuklardan korkak olduğu için gizli hesaplar üzerinden salya sümük nefretini akıtan şu klavye kahramanlarına gelsin.

“Ölenlerden bana ne. Geceliği bilmem kaç dolar olan yerlerde gününü gün eden onlar.” Bunu aşikâr ve gizli ifade edenler eğer insan ise beni lütfen onların sınıfında saymayın ne olur.

Diğer yandan her felaket sonrası türeyen rantiyeciler ki Rabbim onların şerrinden bizleri ıslah etsin. Çaresiz insanlara yardım eli uzatacağına arabasıyla hakkının çok üstünü talep edenler, malına anında fahiş zam uygulayanlar ve daha da kötüsü deprem ve benzeri felaketlerde yağmaya çıkan şerefsizler insan ise eğer ben insan değilim.

Devlet evin yapmış içine koymuş,

Onca nimet ile karnınız doymuş.

Besbelli o iğrenç huyunuz buymuş,

Vallahi sizlerden utanıyoruz.

Ne zaman, nasıl biz bu hale geldik diye sormuyorum zira bizlere küçük yaşlardan itibaren dayatılan, beyinlerimize sokulan batının kültürünü destek alırsak sonuç maalesef bu olur.

Hâlbuki çok korktuğumuz, emirlerini yapmaktan imtina ettiğimiz yol haritamız, reçetemiz Kuran’ı Kerim’i gerçek manada okuyup anlayabilseydik şimdi ortalarda çocuk istismarcıları, katilleri, sapıkları, haramzadeleri, hırsızları olmayacaktı.

Rabbim nefsimizi ve neslimizi ıslah etsin. Rabbim bu aziz milleti kendine getirecek şuur ihsan etsin. Rabbim felaketlerden ders çıkarabilmeyi bizlere nasip etsin. Rabbim o otel yangınında canlarını veren masum vatandaşlarımıza rahmetiyle muamele eylesin inşallah.      

Kul Hayalî der ki utanmaz mısın,

Ders alıp olandan uslanmaz mısın.

Hak yoluna varıp yaslanmaz mısın,

Vallahi sizlerden utanıyoruz.

YORUM EKLE