İstanbul Hasköy Musevi (Yahudi) Mezarlığına gece yarısı haksız ve yersiz bir saldırı oldu.
Güvenlik ekipleri, zanlıları kısa sürede yakaladı.
Devletin üst yöneticilerinden de olay anında kınandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: “Bu menfur saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Kutsal değerlere saldıran ve toplumumuzda fitne ve husumet tohumları ekmeye çalışanlara asla müsaade etmeyeceğiz.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da saldırı nedeniyle Hahambaşına geçmiş olsun dileklerini iletti. (1)
Şimdi bizlerin bu konu üzerinde düşünmemiz gerekiyor.
Bu olayı çocukların yapması bence daha da acil bir durumdur. Çünkü çocuk yaşlarda kutsal değerlere saldırı düzenlemek yerine onlara o değerlere saygı göstermeyi öğretmeliyiz.
Bugün altı milyon vatandaşımız Avrupa’da yaşıyor.
Onların da çok çeşitli bölgelerde Müslüman Mezarlıkları var.
Bu mezarlıklara her ne amaçla olursa olsun bir saldırıyı kim kabul eder? Hiç kimse.
Kaldı ki bizim kültürümüzde ve tarihimizde başka ırktan ve dinden olanlara hep sahip çıkmak vardır. Yahudiler, 2400 yıldır Anadolu’da yaşamaktadırlar.
YAHUDİ SÜRGÜNÜ
1492 yılında İspanya’da engizisyondan yani ölümden kaçan 150 bin Yahudi Osmanlı İmparatorluğu’na sığındı.
Osmanlı onlara kucak açtı bağrına bastı. Bugün onlar, 500 yıldır İstanbul’da güven ve barış içinde yaşamaktadırlar.
Yahudiler, özellikle ticaret ve diplomaside güç sahibiydiler.
Onun için kendilerini kısa sürede topluma kabul ettirdiler.
KURTULUŞ SAVAŞINDA YAHUDİLER
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zamanda Türkiye’de 200.000 Yahudi vardı. Yeni kurulan devlete ve Atatürk’e Yahudiler bağlılık gösterdiler. Kurtuluş Savaşında Türk davasına sadık kalıp Atatürk’ün yanında yer aldılar.
Yahudi aydınlarından Davit Fresko, bakınız bu konuyu ne güzel dile getirmiş:
“Yahudiler dört yüzyıldır Türkiye'de yaşıyorlar. Bu uzun yıllar içinde din özgürlüğü, adalet ve hoşgörü buldular. Bütün arzumuz kutsal ve sevgili vatanımızın her alanda ilerlemesini görmektir. Vatanımıza içtenlikle bağlıyız. Hiçbir art düşüncemiz yoktur. Bunu dinimiz emreder. (Yahudiliğin temel ilkelerinden: "Yaşadığım ülkenin yasaları yasalarımdır".) Biz yeni açılan bu dönemdeki gelişmelerle ilgilenmeliyiz ki görevlerimizi yerine getirelim. Çünkü biz bu vatanın çocuklarıyız.” (2)
FATİH VE YAHUDİLER
“Biz toprakları değil, gönülleri fethetmeye gidiyoruz,” diyen Fatih Sultan Mehmet, 1453 tarihinde İstanbul’u fethettikten sonra bütün dünyaya örnek olacak dinlere bakışını da şu sözlerle özetlemiştir:
“Ben tebaamdan Müslümanları camide, Hıristiyanları kilisede, Yahudileri havrada görmek isterim. Aralarında başka bir fark yoktur”.
İSLAM ve YAHUDİLER
İslam Dini de zaten dinler arasında bir ayrım yapmıyor. Bakınız Kuran’ın Bakara Suresi’nin 62. Ayetinde bu konu Diyanet’in yeni meali ile nasıl açıklanıyor?
“Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükâfat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir).
Öyleyse biz yetişkinler olarak bu konuları doğru öğrenelim ve çocuklarımıza da doğru öğretelim.
Bekir Cebeci
(Eğitimci Araştırmacı ve Yazar)
Trabzon, 19 Temmuz 2022
E-mail: info@bekircebeci.com
Kaynakça;
1) Hürriyet, 16 Temmuz 2022
2) Vikipedi