Konu eğitim olunca herkesin bir fikri vardır. Çünkü herkes yıllarca benzer sıralarda dirsek çürütmüştür. Ancak olaya profesyonel olarak bakacak olursak yıllar içerisinde eğitim felsefeleri geleceğimize ışık tutabilmek için geçmişimizi incelemeye alarak çeşitli sonuçlara ulaşmış. Buna karşın eğitim felsefeleri genel olarak öğretmene, eğitim ortamına ve öğrenciye kafa yormuş. Örneğin; ilerlemecilik eğitim felsefesine göre: "Eğitim öğrencinin ilgi ve gereksinimlerine göre düzenlenmelidir. Öğrenci merkezde, öğretmen rehber olmalıdır. Okul yaşamın kendisi olmalıdır." Ama bu, ne kadar uygulanabilir? Okulda böylesi bir ortamı oluşturabilmek ne kadar mümkündür?
Çok sevdiğim başka eğitim felsefeleri de var. Mesela; Yeniden Kurmacılık eğitim felsefesi eğitimi şöyle tanımlamış: "Eğitim, toplumsal değişme sürecinin merkezi olmalı ve bu süreçte öğretmen etkin olmalıdır. Yaşam sürekli değiştiğinden insan her an onu yeniden kurmak zorundadır. Irk, din, cinsiyet gibi ayırımlar yapılmamalıdır. Eğitimin hedefi sevgi, barış, hoşgörü ve mutluluk sağlamaktır." Öğretmenin etkin olduğu bir eğitim anlayışı sevgi, barış, hoşgörü ve mutluluk gibi güzel paylaşımları sağlamakta başarılı olabilir. Geniş bir coğrafyayı dahi etkileyebilir. Fakat bunu başarabilmesi için öğretmenin elinde sihirli bir değnek arıyorsanız hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Peki, öğretmen bunu nasıl başarabilir?
Öğretmenin başarısını asıl belirleyen nokta acaba eğitim felsefelerinin yeterince üzerince durmadığına inandığım veli – öğretmen ilişkisi olabilir mi? Öğretmen ve öğrenci ikilisini ne lisede ne ortaokulda ne ilkokulda hatta ne de anaokulunda yalnız bırakmak mümkündür. Başarılı öğretmenlerin hayatlarını incelediğimde hep şunu gördüm ki; bir öğretmenin büyük başarılara imza atması ancak veli desteği sayesinde gerçek olmuş.
Öğretmenler olarak birer ağaç gövdesi gibiyiz, dallarımız her bir öğrencimizi temsil ediyorsa, o dalları besleyecek büyütecek olan besinlerde velilerimizdir. Bizler öğrencilerimizi ne kadar doğruya yönlendirsek de velilerimiz olmadan bir öğrencide başarıya ulaşmamız zordur. Eğitimin çaresiz kaldığı bu fasılda tek yardımcımız öğretmen –öğrenci - aile ağında kuracağımız sevgi ve güven bağlarıdır. Bu bağların gücü kadar güçlüyüz. Bir efsane olan Hababam Sınıfı filminin özellikle bu konuyu vurguladığı bir sahnesi vardır: Mahmut Hoca öğrencilerin karnelerini velilere verir ve der ki: "Bir çocuk, eline çanta verip okula yollamakla, cebine 3-5 kuruş para koyup okul köşesine atılmakla eğitilmez. Daha doğrusu ana babanın görevi burada bitmez. Bu yüzden benim kanımca tembel çocuk, hatalı çocuk, suçlu çocuk yoktur! Hatalı ve hatta suçlu ana baba vardır."
Geçtiğimiz günlerde ikincisi düzenlenen bir yarışma vesilesiyle güzel şehrimiz Gümüşhane'de de velinin eğitimdeki rolünü daha etkin bir seviyeye çıkarmak adına bir şeyler yapmak için elini taşın altına koyan insanların olduğunu fark ettim. Böylesi güzel bir niyetle düzenlenen bu yarışma bir eğitimci olarak beni çok mutlu etti. Okulun öğrencilere davranış kazandırmada yetersiz kaldığını düşünen Merkez Atatürk Ortaokulu okul yönetimi çeşitli projelere imza atmış. Bunlardan bir tanesi "Yarınlar İçin Şimdi Okuma Zamanı" ismiyle başlatılan kitap okuma yarışması. Bu yarışmaya göre her yıl projede görevli öğretmenlerin seçtiği aşırı teorik olmayan eğitim konulu bir kitap veliler tarafından okunuyor ve düzenlenen yarışma sonrası başarılı olan velilere katılım belgesi ile laptop, tablet, cep telefonu gibi çeşitli ödüller veriliyor. Yarışmaya her veli çocuğunun okuduğu okula giderek başvuru yapabiliyor. Böylece sadece Merkez Atatürk Ortaokulu velileri değil; Gümüşhane'de ki tüm velilerin bilinçlenmesi hedefleniyor.
Merkez Atatürk Ortaokulu’nun düzenlediği bu yarışma sayesinde velilere çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda bilgi vermek, okuma alışkanlığı kazandırmak ve çocuk ile veli arasındaki iletişimin daha başarılı bir şekilde kurulmasını sağlamak mümkün hale geliyor. Geçen yıl ilki yapılan yarışma ile 660 veliye ulaşılmış, bu yıl ise hedefleri en az 1000 veliye ulaşabilmek. İkincisi 09.04.2016 tarihinde yapılacak yarışma için “Canten Kaya” adlı yazarın "Çocuklar Ne İster?" isimli kitabını okumanız gerekmektedir. Kitabı başvuru yaptığınız sırada alabilirsiniz. Yarışmanın ödül töreni 12.04.2016 tarihinde yazarın katılacağı bir konferansla verilecektir.
Öğrencilerin yanında velileri de eğiterek yaşadığımız toplumun gelişimine doğrudan katkıda bulunan başta Merkez Atatürk Ortaokulu’nun kıymetli müdürü Serdal ŞEKER Bey olmak üzere tüm öğretmenlerine teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum. İnanıyorum ki güzel şehrimiz böylesi güzel projelere karşı asla duyarsız kalmayacaktır.
Yarınlar İçin Şimdi Okuma Zamanı