Acısı ve tatlısıyla, hüznü ve sevinciyle miladî bir yılı daha geride bırakıp yeni bir yılın ilk günlerini yaşıyoruz.
Aslında hayat sermayemiz azalıyor belki farkında değiliz. Dünyaya ağlayarak gelip, dünyadan ağlayarak giden insanoğluyuz işte!
Sizler bu yazıyı okurken takvimler 3 Ocak 2023 Salı gününü gösterecek.
Günler birbirini kovalarken geliniz nasıl geçtiğini dahi anla(ya)madığımız o kocaman yıl(lar)ımızın esaslı bir muhasebesini yapalım. Nefsimizi hesaba çekip kendimizle yüzleşelim!
Var mısınız?
Bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz hata ve günahlardan vazgeçip tövbe edelim en başta.
Rabbimize, kendimize, ailemize, komşumuza, dünyayı birlikte paylaştığımız hayvanlara karşı sorumluluklarımızı hatırlayalım.
Hatırlayalım ki gelecek günlerimizi Allah’ın rızası doğrultusunda yaşamaya gayret gösterelim.
Bitmez tükenmez dünyevî heves ve arzuların, ihtirasların peşinden hırsla koşarken ebedi bir hayat olan ahiretimizi heba etmeyelim!
Dünyaya sarıldığımız gibi birazda ebedi yurdumuzda işe yarayacak davranışlarda bulunalım!
Nede olsa misafiri olduğumuz geçici bir dünyadayız!
Aldığımız her kararın, söylediğimiz her sözün, işlediğimiz her davranışın, verilen nimetlerin hülasa her şeyimizin mülk evinin sahibi yüce Allah tarafından görüldüğünü, duyulduğunu, bilindiğini ve bütün bunlardan bir gün hesaba çekileceğimizi unutmayalım.
Şu fani hayat, akıp giden su gibi... Bir varsın bir yoksun.
Geçen yıl bu mevsimde yeni yılı birlikte karşıladığımız birçok yakınımız, eşimiz, dostumuz bu sene aramızda yok.
Bazı anlar var ki ders niteliğinde…
Geçtiğimiz gün Sümer mahallesinde bir tanıdığın cenazesinde namaz öncesi cami avlusunda Eskişehir Müftü ’sünün şu sözleri böyle bir yazıyı kaleme almamda etkili oldu.
Yazmak istedim.
Müftü Bey konuşmasının bir yerinde “ezanla başlayıp salâyla biten ömür yolculuğunda doğumun neşesi kadar, ölümün hüznü de hakikattir.” Sözleri kıymetliydi.
Musallada bulunan o ağabeyimize bakarak bir anda düşündüm. Tarihler ve takvimler bir bir değişirken aldığımız her nefeste o büyük güne aslında biraz daha yaklaştığımızı bir kez daha fark ettim.
En büyük vaaz karşımızdaydı!
Evet değerli dostlar!
Günlerimiz, aylarımız ve yıllarımız birer birer geride kalıyor.
Kur'an-ı Kerim'de "Nihayet o gün, bütün nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz." Hükmü gereği her yıl başında muhasebe yapmanın zarureti ortaya çıkıyor aslında!
Neticede bütün yaptıklarımızın kayıt edildiği bir amel defteri, mahşerde kurulacak şaşmaz bir terazide tartılacağız.
Bu dünyada ki haksız davranışların mağdurları işte o ilahi teraziye güveniyor…
Rabbim hepimizin yardımcısı olsun.
Henüz yeni bir yılın başında iken; vakit, başta israf, bencillik ve sınırsız tüketim arzusuna dur deme zamanıdır. Yolumuzu doğrultma, yönümüzü bulma vaktidir.
Vakit, vicdan mahkememizi kurup, hakikat aynasında kendimizi görme vaktidir.
Kırdığımız kalplerden, incittiğimiz gönüllerden gidip helallik alma vaktidir!
“İmtihan dünyasındayız” deriz ya…! O sebeple bu imtihanın telafisi hayatın ise tekrarı yok dostlar!
Yüce Allah bizleri yapıp ettiklerimizden ve imkânımız olduğu halde ihmal edip terk ettiklerimizden de hesaba çekecektir. Öyleyse vakit geçmeden, can bedenden ayrılmadan bir karar verelim.
Kerim kitabımızda "O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder." Hükmü doğrultusunda Rabbimize kulak verip, birazda öteleri hesaba katalım.
Her türlü haramdan, kötülükten, yalandan, kul hakkından kaçınalım.
Yaşadığımız bu çağda;
Helalin harama, günahın sevaba karıştığı, ölçünün bozulduğu, terazinin yanlış tarttığı bir dünyada ömür tüketiyoruz.
Erdemli davranışların insanlığın vicdanından hızla çekildiğini görüyoruz.
Netice olarak… Ahlaki yozlaşmalar ve vicdani duygulardan yoksunluk, nemelazımcılık, vurdumduymazlık hayatın her alanında gün geçtikçe artıyor.
İnsanlık bu hengâmede var oluş ve yaratılış hikmetinden uzaklaşıyor.
Şiddet maalesef; kültür, inanç, ırk ve coğrafya tanımaksızın bütün dünyayı kasıp kavuruyor.
Hemen her günümüzü, zulüm, cinayet ve haksızlıklara şahit olmanın vicdanımızda açtığı yaralar ve yüreğimizde bıraktığı sızılarla yaşamaktayız.
Masum insanlar özellikle kadınlar hayattan koparılıyor! Gün geçmiyor ki bir cinayet haberi almayalım.
Yetmedi hayvanlar başlarına vurularak vahşice öldürülüyor.
Tüm bunların yaşandığı günümüzde henüz yeni bir yılın başında iken sizce de bir muhasebe yapma vakti değil mi?