“Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir”
Türk Atasözü
Ülkemizde ve dünya coğrafyasında artık her yılın ardından “aman artık bir daha böylesi bir yıl yaşanmasın” diye dualar ettiğimiz bir ahir zamanı yaşıyoruz.
Öyle ki içimizdeki ve dışımızdaki vatan hainlerinin çıkarmadığı entrikalar, hainlikler, vatana ve millete zulümler, sırtından bıçaklamalar gibi zalimane durumlar ile karşılaşmayalım.
İnsanlar maalesef “septist” bir halde birbirlerinden kuşku duyan, birbirlerine güvenmeyen, geleceğinden bihaber, geçmişinden asla dersler çıkarmayan, çalışmayan, üretmeyen, sevmeyen, sevilmeyen, hiç kimseye saygı ve güven duymayan, okumayan ve de okuduğunu anlamadığı için amel edemeyen, Müslüman maskesinin ardına saklanarak her türlü melaneti yiyebilen bir halet-i ruhiye içerisinde cebelleşip duruyor.
Öte yandan dünyanın dört bir yanında zalimlerin gölgesi ardında çile çeken, yurdundan ve toprağından koparılan, şiddete, tacize ve tecavüze uğrayan, kendisine mobbing uygulanan, dini inançlarından dolayı hakir görülen, sürgün edilen, mülteci duruma düşürülen, bu durumda canından ve evladından olan masum insanların acı hikâyeleri ile yüreklerimiz tarumar olmaktadır.
Haliyle başımızda bulunan ve tüm mazlum coğrafyaların da hamisi olan, ‘dünya 5’ten ve 1’den büyüktür’ diyerek gönüllerimizde taht kuran güzel insanlara ülke ve dünya mazlumları olarak çok ama çok ihtiyacımız bulunmaktadır.
Her geçen yıl bir yaş daha ihtiyarlamamıza rağmen bizler geçen yılın ve yılların hesabını yapmak yerine vur patlasın çal oynasın hesabı içerisinde bizi hiç sevmeyen ecnebilerin yaşamına, kültürüne sevdalanmışız maalesef. % 99’u Müslüman olmakla övünmemize rağmen Rabbimizin haram kıldığı hemen her melaneti işlemek adına hiç ama hiç çekinmiyoruz.
Gümüşhane’nin arşivini tutan sevgili Recep Ergin kardeşim Gümüşhane halkına mikrofonu tutarak yeni yıldan (2018) beklentilerini sormuş. Cevaplar bir hayli enteresan ve ilginç haliyle. Ancak ortak noktada birleşebilmiş Gümüşhane. Gümüşhaneliler iş, aş, gelecek korkusu yerine hemen hepsi ağız birliği etmişçesine şunları istiyor.
“Sağlık, mutluluk, huzur, para, ucuzluk, daha iyi ve güzel bir eğitim, memleketimizin bekası, birlik ve beraberlik, dünyada ve ülkede barış, Filistin ve Kudüs’ün özgürlüğü ve en nihayetinde Gümüşhanespor’un şampiyonluğunu bekliyorlar. Bir geçen yıl gibi olmamasını bekleyenlerde çoğunluk arz ediyor. Ve ayrıca yeni yıldan hiçbir şey beklemeyen umutsuz insanların çoğunluğu da şaşırtıyor bizleri.”
Evet, bizde son söz olarak diyoruz ki;
Her yeni yıl bir öncekinden daha yaşanabilir, insan haklarına saygılı, adaletin hemen her alanda tesis edildiği barış ve huzur dolu bir dünya, insanların kardeşliğini tesis ettiği, din ve mezhep kavgalarının yaşanmadığı, mazlumların artık ağlamadığı, ağlatılmadığı bir güzel dünya olsun. Torpil, adam kayırma, liyakatsizlik, tembellik, haram yiyiciliği yerine mazlumun hakkının verildiği, liyakatin esas alındığı hiç kimsenin burnunun kanatılmayacağı bir ilahi nizam istiyoruz.
Ve kısacası Cahit Sıtkı’nın da dediği gibi;
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.