On iki on sekiz aralık tarihleri arasında ülkemizde ve tüm okullarda yerli malı haftası (ismi daha sonra değişmekle beraber)kutlanır. Birinci dünya savaşından sonra ülkemizde oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amaçlanmış. Cumhuriyetin ilk yıllarında yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararlaştırılmıştır. Dönemin siyasetçileri ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularının önemli olduğunu zaman zaman gerek ekonomi toplantılarında gerekse diğer toplantılarda dile getirmişlerdir. Bin dokuz yüz kırklı yıllardan itibaren Yerli Malı Haftası kutlamaları başladı. Seksenli yıllarda ise bu haftanın adı Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirildi. Önemli olan haftanın adı değil o haftanın içeriği ve toplumda oluşturduğu algı. Haftanın amacı, yerli tüketimin bilinçli olarak artmasıdır buna bağlı olarak da yerli üretimin artması. Bu hafta süresince tutumlu olmanın, yatırım yapmanın ve ''yerli malı kullanmanın önemi'' vurgulanır. İnsanların parasını, malını, eşyalarını, zamanını ve sağlığını gerektirdiği gibi koruması amaçlanmıştır. İhtiyaçlara harcandıktan sonra artakalan para ile yatırım yapmanın onu ekonomiye kazandırmanın ülke ekonomisi açısından önemi çok büyüktür. Tüketilecek ürünlerin ülkede üretilen ürünlerden seçilmesinin gerekliliği bu zamanlarda daha da önem kazanmaktadır.
Her geçen gün ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara bir tanesi daha ekleniyor. Askeri darbe ile başaramadıkları yıkımı acaba bir ekonomik darbe ile mi yapmaya çalışıyorlar? diye bir soru geliyor aklımıza. Maalesef bunu yani ekonomik darbeyi tam anlamı ile görmeye ve yaşamaya başladık. Ülkemizin ekonomisini çökertmek adına bütün argümanları birer birer devreye sokmaya başladılar. Ekonomik darboğazın içine girmemizde dolar ve faiz baskısının da etkili olduğunu söyleyebiliriz. Küresel dalgalanmaların bu kadar yüksek, belirsizliklerin bu denli hat safhaya ulaştığı bir dünyada herkes gibi biz de mutlaka etkileneceğiz.
Bu hareketli günleri de kendi çıkarları için fırsata çevirmeye çalışan odaklar elbette var. Bu buhranlı günlerde vatansever insanlar öncelikle kendi çıkarları için değil ülkenin ali menfaatleri için çaba göstermesi gerekiyor. Umutluyum ki bu sıkıntıların üstesinden geleceğiz ve zamanla ülke olarak bu durumu da fırsata çevireceğiz.
Ekonomik darbe girişiminin yine bilindik aynı odaklar tarafından sahneye konulduğunun herkes farkında.15 Temmuz'dan beri Avrupa'da yapılan algı operasyonlarını siyasi ve diplomatik olarak görüyoruz. İşadamı kılığına girmiş ya da bir zamanlar işadamı olduklarını sandığımız hainler, yurtdışında kapı kapı dolaşıyorlarmış. "Türkiye'ye yatırım yapmayın. Yatırımlarınızı çekin" deyip "Senin ortağının mallarına da el konulacak" diye kara propaganda yapıyorlarmış. Tehlikenin farkında olup her alanda lobiyi elden bırakmamak gerekiyor. Ülkemize ekonomik olarak da sahip çıkmanın tam zamanıdır. Öyle bir zaman dilimindeyiz ki ya şimdi fedakârlık yapacağız. Aynen 15 Temmuzda olduğu gibi, ya da bir şey yapmayarak hainlerin ve işbirlikçilerinin ekmeğine yağ süreceğiz. Gün birlik olma günüdür, dayanışma günüdür, fedakârlık yapma günüdür. Velhasıl memleket meselelerinde duyarlı olma günüdür. Alış verişlerimizde harcama yaptığımız her alanda önceliği yerli ve milli olana vermeliyiz.
Üniversitelerimiz bilim yuvası olarak milli teknolojiler üretecek pozisyona gelmeli. İş adamlarımız, yerli ve milli olan yatırımlara yönelmeli. Vatandaş olarak bizler de varsa dolar Euro’muzu Türk lirasına çevireceğiz, altına yatırım yapacağız ya da başka yatırımlara yöneleceğiz. Böyle buhranlı zamanlarda puslu havalarda elbirliği yaparak ülkemiz üzerinde oyun oynayanlara fırsat vermeyeceğiz.
Hafta sonu kahpece yapılan bombalı saldırı sonucu vatanımızın ve milletimizin bekası için hayatını feda eden şehitlerimize rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralanan gazilerimize de Allahtan şifalar diliyorum.
YERLİ MİLLİ HEMEN ŞİMDİ