YEŞİLÇAM

Geçenlerde bir kız öldürüldü sözde sevgilisi tarafından. Daha doğrusu en son o öldürüldü. Geçmişi hiç saymıyorum bile. Kaçırma, yaralama, tecavüz olaylarını da. Bizim sevgi anlayışımızda bir gariplik var. Ya da fazlalık mı demeli? Belimizdeki silahla, kafamızdaki kuşkuyla ve fena halde kıskançlıkla seviyoruz. Feminist filan değilim, kıskançlık sevginin doğasındandır lakırdılarını da iyi biliyorum. Ama seviyorum öyleyse vururum, hatta Yeşilçam’a uyarlarsak; ‘Ya benimsin ya kara toprağın’ mantığını anlamakta güçlük çekiyorum.

Kim icat etti bu silahı? Kim icat etti bu seviyorum o halde öldürürüm mantığını. Gençliğinin baharındaki bir kızı -seviyorum- diyerek öldürünce mi sevgimiz sahici oluyor. Ya da sevgimizin büyüklüğüyle intikamımız boy mu ölçüşüyor?

Sevdiğimizden sövüyoruz, sevdiğimizden dövüyoruz, sevdiğimizden can alıyoruz. Sebep ister kıskançlık olsun, ister gurur, bir bahane paklamaya yetiyor bizi!

Sevmek can almak mıdır yoksa dokunmaya kıyamamak mı? Bu da fazla melankolik oldu değil mi? Yeşilçam’la başladık yine Yeşilçam’a dönelim o halde;

Sevgi neydi?

Sevgi iyilikti

Sevgi dostluktu

Sevgi emekti



İyilik, dostluk, emek üçlüsüne yeni bir boyut kazandırdık. Sevmek güzel de kafamızı bozan olunca işin rengi değişiyor. Biraz mora boyanıyor, biraz kan kokuyor. Eline silah alıp önce kızın kafasına sonra kendi kafana dayatıyor, daha yirmi yaşında son noktayı koyduruyor, olmadı toplu katliam bile yaptırıyor. Depresyonlar, intiharlar bunların yanında hafif kalıyor. Mevlana haklı, aşk girince akıl çıkıyor.

Ne yaşına, gençliğine veriyorum insanların, ne mevkilerine. Zira karısını döven profesör de tanıyorum, 16 yaşında intihar eden liseli de. Erzurum’da birkaç hafta evvel öldürülen üniversiteli Havva Ay çoktan silindi hafızalardan. Ayşe Paşalı ve Münevver gibi bir cinayet daha kayıtlara geçti, defteri kapatıldı. Haydi cümlemize geçmiş ola.
YORUM EKLE
YORUMLAR
hanefi coşkun
hanefi coşkun - 12 yıl Önce

bunların hepsi geri kalmış kara cahiller diyelim ve bu olaylar tamamen tek taraflı aşklardan kaynaklanıyo oysaki hayat yaşamaya ve yaşatmaya değer........