Eğitim yönetiminde mevzuatta yapılan değişiklik sayısı son yıllarda katlanarak artmaktadır. Bunu iki açıdan değerlendirebiliriz. Birincisi: nasıl ki dünya değişiyor, ihtiyaçlar, kullanılan araçlar, teknik yöntem ve metotlar değişiyorsa öyleyse bu değişikliğe paralel olarak mevzuatında değişmesi ve yenilenmesi, formasyona uğraması kaçınılmazdır. İkinci bakış açısı ise: bir türlü yerli yerine oturmayan bir sistemle karşı karşıyayız, sürekli bir şeyler deniyoruz olmuyor yeniden yapıyoruz, bozuyoruz bir daha, bir daha yeniden yazıyoruz…
Bu iki görüşü de dillendirenler olmasına rağmen ikinci görüş daha fazla eleştiriliyor ve eleştirenlerin sesi diğerlerinden daha gür çıkıyor. Şimdi burada açıklık getirilmesi gereken bir konu var, şöyle ki; madem herkes fazla değişiklikten şikayet ediyor öyle ise mevzuatın bu kadar formasyona uğraması nedendir. Nedeni şu: aslında her değişiklik bir talepten doğuyor, bizler zaman zaman mevcut eğitim sistemlerinin işlemediğine verimli olmadığına, işe yaramadığına eğitim ve öğretimde istenilen kalitenin yakalanmadığına dair bir sürü eleştiri getiriyoruz ve sistemin değişmesi gerektiğini savunuyoruz, özellikle vurgulamak isterim ki; eğitimcilerin en çok tekrarladığı bir sözcük, sistemin sorunları ve sistemin değişmesi üzerinedir. Taleplere göre bir değişiklik sonrasında ise sistemin çok değiştiğinden şikayet ediyoruz. Anlaşıldığı üzere talep var, talebe yönelik değişiklik var sonrasında ise genel bir şikayet var. Oldukça karışık bir cümle oldu kanaatindeyim ama ancak böyle ifade edebildim af ola..
Bir basit örnek vermek isterim. Bizim üniversite sınavına girdiğimiz yıllarda iki aşamalı sınav vardı. Eğitimciler sürekli öğrencilerin sınav stresi yaşadığını ve sınavın teke indirilmesi gerektiği savundular. Sonrasında ÖSYM sınavı teke düşürdü. Bu seferde veliler ve öğretmenler ve öğrenciler dediler ki; bir tek sınavla öğrencinin başarısını ölçmek yanlıştır. Düşünelim ki öğrenci o gün hasta olduğunu farz edelim ne olacak? İşte bu eleştireler üzerine ÖSYM sınav sayısını artırdı. Hem iki aşamalı sınavı yeniden getirdi hem de ikinci aşamada her dersin ayrı zamanlarda sınavının yapıldığı 6 ayrı sınav ihdas etti. Böylece tek gün eleştirilerine ciddi bir çözüm getirdi ama eleştiriler kesilmedi. Yeni sınav sistemleri üzerinde araştırmalar devam ediyor…!
Başlıkta kast edilen asıl niyetim yönetici atamaları ile ilgili yapılması düşünülen son değişiklik üzerineydi ama yapanlara haksızlık olmasın diye lafı dolandırıp durdum. Gelelim sadede son 15 yılda yönetici atama ve yer değiştirme yönetmeliği defalarca değişikliğe uğradı. Bu değişikliğin bir kısmı yönetmenliğin tamamında, birkaç tanesi ise kısmen oldu. Son günlerde taslak halinde mecliste görüşülen yönetmelik talepten midir doğrusu bilemiyoruz ama bu kadar değişiklik faydalı mıdır derseniz cevabımız net bir şekilde “hayır” diyoruz. Değişiklikler ihtiyaçlar doğrultusunda gerektiği oranda yapılmalı, aslını bozmadan, aslına zarar vermeden yapılmalı, aslı tekamüle götürecek hamleler şeklinde yapılmalıdır ki hem yönetmenlikten etkilenenler hem de yararlananlar endişeye düşmesin. Yapılması düşünülen yönetmelikle dört yılını dolduran müdür ve müdür yardımcılarının görevlerini sona erdirecek bir değişikliğin aceleye getirilmemesi gerekir kanaatindeyiz.
Bu iki görüşü de dillendirenler olmasına rağmen ikinci görüş daha fazla eleştiriliyor ve eleştirenlerin sesi diğerlerinden daha gür çıkıyor. Şimdi burada açıklık getirilmesi gereken bir konu var, şöyle ki; madem herkes fazla değişiklikten şikayet ediyor öyle ise mevzuatın bu kadar formasyona uğraması nedendir. Nedeni şu: aslında her değişiklik bir talepten doğuyor, bizler zaman zaman mevcut eğitim sistemlerinin işlemediğine verimli olmadığına, işe yaramadığına eğitim ve öğretimde istenilen kalitenin yakalanmadığına dair bir sürü eleştiri getiriyoruz ve sistemin değişmesi gerektiğini savunuyoruz, özellikle vurgulamak isterim ki; eğitimcilerin en çok tekrarladığı bir sözcük, sistemin sorunları ve sistemin değişmesi üzerinedir. Taleplere göre bir değişiklik sonrasında ise sistemin çok değiştiğinden şikayet ediyoruz. Anlaşıldığı üzere talep var, talebe yönelik değişiklik var sonrasında ise genel bir şikayet var. Oldukça karışık bir cümle oldu kanaatindeyim ama ancak böyle ifade edebildim af ola..
Bir basit örnek vermek isterim. Bizim üniversite sınavına girdiğimiz yıllarda iki aşamalı sınav vardı. Eğitimciler sürekli öğrencilerin sınav stresi yaşadığını ve sınavın teke indirilmesi gerektiği savundular. Sonrasında ÖSYM sınavı teke düşürdü. Bu seferde veliler ve öğretmenler ve öğrenciler dediler ki; bir tek sınavla öğrencinin başarısını ölçmek yanlıştır. Düşünelim ki öğrenci o gün hasta olduğunu farz edelim ne olacak? İşte bu eleştireler üzerine ÖSYM sınav sayısını artırdı. Hem iki aşamalı sınavı yeniden getirdi hem de ikinci aşamada her dersin ayrı zamanlarda sınavının yapıldığı 6 ayrı sınav ihdas etti. Böylece tek gün eleştirilerine ciddi bir çözüm getirdi ama eleştiriler kesilmedi. Yeni sınav sistemleri üzerinde araştırmalar devam ediyor…!
Başlıkta kast edilen asıl niyetim yönetici atamaları ile ilgili yapılması düşünülen son değişiklik üzerineydi ama yapanlara haksızlık olmasın diye lafı dolandırıp durdum. Gelelim sadede son 15 yılda yönetici atama ve yer değiştirme yönetmeliği defalarca değişikliğe uğradı. Bu değişikliğin bir kısmı yönetmenliğin tamamında, birkaç tanesi ise kısmen oldu. Son günlerde taslak halinde mecliste görüşülen yönetmelik talepten midir doğrusu bilemiyoruz ama bu kadar değişiklik faydalı mıdır derseniz cevabımız net bir şekilde “hayır” diyoruz. Değişiklikler ihtiyaçlar doğrultusunda gerektiği oranda yapılmalı, aslını bozmadan, aslına zarar vermeden yapılmalı, aslı tekamüle götürecek hamleler şeklinde yapılmalıdır ki hem yönetmenlikten etkilenenler hem de yararlananlar endişeye düşmesin. Yapılması düşünülen yönetmelikle dört yılını dolduran müdür ve müdür yardımcılarının görevlerini sona erdirecek bir değişikliğin aceleye getirilmemesi gerekir kanaatindeyiz.