YİTİK SEVDA İÇİN BİR UMUT

Vuruldular...
Kanlarıyla suladılar gülleri…
Yıkıldılar
Kurudu filizleri
Vuruldular yeni tutan fidanlar
Yıkıldılar
Kurudu filizleri

Azerbaycan, Ermenilerin 26 Şubat 1992'de yaptığı Hocalı Katliamı'nın kurbanları için 25 yıldır adalet arıyor.                                           

26 Şubat 1992'de, 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk olma üzere toplam 613 Azerbaycan vatandaşının katledildiği Hocalı Katliamı'nın üzerinden 25 yıl geçti ancak olayın failleri hala cezalandırılmadı.

25 YILLIK ACI: HOCALI KATLİAMI
Ermeniler, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla, 1991'in son günlerinde ablukaya aldıkları, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmek için harekete geçti. Aylar süren saldırılarını 1992'nin 25 Şubat'ında yoğunlaştıran Ermeniler, gece, üç koldan saldırdı.

TARİHTE KARA BİR LEKE...
Ermeni askerlerinin gece karanlığında yaptığı katliam 26 Şubat'tın ilk ışıklarıyla insanlık tarihine kara bir leke olarak yazıldı.
Sivillerin toplu şekilde öldürülmesi, insanların derilerinin soyulması, kafalarının kesilmesi, hamile kadınların süngülenmesi, cesetlerin tanınmaz hale getirilmesi hunharca eylemler, o dönemde çekilen görüntüler ve katliamdan sağ kurtulanların anlattıkları tarihe kanlı harflerle yazıldı.

HOCALI TOP VE TANK ATEŞİNE TUTULDU
“Sovyet Rus ordusunun o zaman Hankendi'nde bulunan 366. motorize alayının Hocalı Katliamı'nda Ermeni güçlere yardımcı olduğu belirtiliyor. Ermenilerin, 366. alayın bütün araçlarını kullanarak kenti top ve tank ateşine tuttuğu, Hocalı'ya saldırıda Rus askerlerinin de yer aldığı öne sürülüyor. Azerbaycan Askeri Savcılığının verilerine göre, 366. motorize alayın 18 subay ve askeri katliamda bizzat yer aldı.”

Çakaldan dost, Tilkiden post olmuyormuş demek ki… Her şey aslına rücu edermiş Dün de öğleydi, Bugünde öyle. Ve aslında müttefik diye bir şey yokmuş aslolan Devlet-i Alinin menfaatleriymiş. 25 yıl önce de 250 yıl öncede 2500 yıl önce de bu hep aynıydı. Hep aynı olduğunu unutmasak ne olur…

Şimdilerde Bizden Adam olmaz Psikolojisinden bir an evvel kurtulmamız gerekmektedir. Hep bir umut diyoruz. Hep ötelere söylüyoruz durmadan türkülerimizi. Büyük birliktelik, Beraberlik, Tek yürek için bir umut… Kendimize gelmemiz için bir umut. Soğuk karlar içinde açacak kardelenler için birer umut. Kafkas Dağının Hürriyet Güneşi gelecek Şeyh Şamiller için bir umut… Türkiye için bir umut, Dünya için bir Umut, İnsanlık için bir umut…
Yitik Sevda için bir umut…
Sevgi Saygılar.

YORUM EKLE