Kesmeyin artık yolumuzu, yürüyenin, koşanın, çalışanın, terleyenin, yananın, yakılanın önünde durmayın Allah aşkına…
Bırakın bu millet gönlünce ufku seyretsin ve yol alsın.
Nedir derdin ey gafil ey şaşkın ey bilmem ne..!
Zorun ne senin? Neden insanların yoluna barikat kurarsın, engel korsun ateş yakarsın, gönül yıkarsın; söylesene sen bu milletin yoluna dökülen diken mi olmak istersin, kanatmak, yara açmak hoşuna mı gider, ey gafil çekil artık yoldan.
Ne yol açarsın, ne yolu yaparsın, ne yolu bilirsin nede yordamı. Bildiğin bir şey var; yolu kapamak , yolu yıkmak, yola hendek açmak, yolu kesmek,,,ohhh ne kadar insani ne kadar ahlaki…!
Efendim elektrik parası istemeyin, vergi vermezük, sizi sevmezük, yan gelir yatar, canımız sıkılınca kalkar nefret ederiz, ateş ederiz, ateş yakar, kan içer, insan eti yeriz.. Ohh deninden de olsun…
Maduruzda maduruz, devlet ha devlet, öldük ha öldük, bittik ha bittik şarkısı ne güzel. Dünyanın en tatlı yemeği olan nefret yemeğini ısıtmak ve servis etmenin dayanılmaz hazzını yaşa ha yaşa….
Peki, bunun ötesi yok mudur kardeşim?
Devletse; hepimizindir; sevelim, koruyalım, yaşatalım.
Milletse; zaten bizleriz, kendimizi bilelim, önemseyelim, kenetlenelim, birlikte olalım.
Bayraksa; “O benimdir O benim milletimindir ancak”; daha ne isteriz ki gölgesinde serinleyelim.
Yolsa; hepimizindir. Üzerindeki taşları, çakılları, atalım. Dikenlerden arındıralım.
Topraksa; onun adı vatan olmuş artık ölünce bile bizi bağrına basan odur. Onu kem gözle gözleyenlerin istediği gibi değil torunlarımızın bizden beklediği gibi koruyalım.
Suyu birlikte içelim, hayat olsun canlara can versin, kanla gözyaşıyla kirletip susuzluk çekmeyelim.
Ekmeği paylaşalım, kazanırken birlikte olursak paylaşırken rahat oluruz, senindi benimdi kavgası olmaz. Sen kazan ama bana ver yoksa diye başlayan ve insanlığımızı öldüren eylemlerden çocuklarımıza iyi miras kalmaz.
Dağları yazlak, ovaları kışlak olarak kullanalım. Dağlarda kekik ve gelincik toplansın, ovalarda halay çekilsin, zılgıt atılsın, rüzgar bayrağı sevsin de sevsin.
Yollar bizi, sevgiliye ulaştırsın, yollar kavuştursun bizi, yollar ekmeğimizi yoksula, selamımızı dostumuza, ilacı hastamıza, umudu yasta olanımıza götürsün.
Kesmeyin yolumuzu ne olur, kesmeyin kolumuzu, yarınımızı geleceğimizi, umudumuzu yok etmeyin artık.
Açın yolları; kollarını açmış bekleyen kutlu gelecek sizi kucaklasın.
Bırakın bu millet gönlünce ufku seyretsin ve yol alsın.
Nedir derdin ey gafil ey şaşkın ey bilmem ne..!
Zorun ne senin? Neden insanların yoluna barikat kurarsın, engel korsun ateş yakarsın, gönül yıkarsın; söylesene sen bu milletin yoluna dökülen diken mi olmak istersin, kanatmak, yara açmak hoşuna mı gider, ey gafil çekil artık yoldan.
Ne yol açarsın, ne yolu yaparsın, ne yolu bilirsin nede yordamı. Bildiğin bir şey var; yolu kapamak , yolu yıkmak, yola hendek açmak, yolu kesmek,,,ohhh ne kadar insani ne kadar ahlaki…!
Efendim elektrik parası istemeyin, vergi vermezük, sizi sevmezük, yan gelir yatar, canımız sıkılınca kalkar nefret ederiz, ateş ederiz, ateş yakar, kan içer, insan eti yeriz.. Ohh deninden de olsun…
Maduruzda maduruz, devlet ha devlet, öldük ha öldük, bittik ha bittik şarkısı ne güzel. Dünyanın en tatlı yemeği olan nefret yemeğini ısıtmak ve servis etmenin dayanılmaz hazzını yaşa ha yaşa….
Peki, bunun ötesi yok mudur kardeşim?
Devletse; hepimizindir; sevelim, koruyalım, yaşatalım.
Milletse; zaten bizleriz, kendimizi bilelim, önemseyelim, kenetlenelim, birlikte olalım.
Bayraksa; “O benimdir O benim milletimindir ancak”; daha ne isteriz ki gölgesinde serinleyelim.
Yolsa; hepimizindir. Üzerindeki taşları, çakılları, atalım. Dikenlerden arındıralım.
Topraksa; onun adı vatan olmuş artık ölünce bile bizi bağrına basan odur. Onu kem gözle gözleyenlerin istediği gibi değil torunlarımızın bizden beklediği gibi koruyalım.
Suyu birlikte içelim, hayat olsun canlara can versin, kanla gözyaşıyla kirletip susuzluk çekmeyelim.
Ekmeği paylaşalım, kazanırken birlikte olursak paylaşırken rahat oluruz, senindi benimdi kavgası olmaz. Sen kazan ama bana ver yoksa diye başlayan ve insanlığımızı öldüren eylemlerden çocuklarımıza iyi miras kalmaz.
Dağları yazlak, ovaları kışlak olarak kullanalım. Dağlarda kekik ve gelincik toplansın, ovalarda halay çekilsin, zılgıt atılsın, rüzgar bayrağı sevsin de sevsin.
Yollar bizi, sevgiliye ulaştırsın, yollar kavuştursun bizi, yollar ekmeğimizi yoksula, selamımızı dostumuza, ilacı hastamıza, umudu yasta olanımıza götürsün.
Kesmeyin yolumuzu ne olur, kesmeyin kolumuzu, yarınımızı geleceğimizi, umudumuzu yok etmeyin artık.
Açın yolları; kollarını açmış bekleyen kutlu gelecek sizi kucaklasın.