ZALİMLERE BEDDUA MİLLETE DUA

Osmanlı İmparatorluğunun en güçsüz kaldığı, tabiri caizse Avrupalı Devletlerin aç sırtlan sürüsü gibi  her yönden Osmanlıya saldırdığı, Siyonistlerin kendi emellerine ulaşmaları için alçakça her yolu denedikleri bir dönemde Sultan Abdülhamit Han, duruşu, kararlılığı, azmi, basireti, siyaseti, kişiliği ile tarihimizin yüz akı olmuştur. Osmanlı Devletini otuz üç yıl daha ayakta tutmayı başarmıştır. Abdülhamit Han’ın  Filistin meselesi karşısındaki duruşu, İttihatçılarla ilgili görüşü, devlet işlerine verdiği önem, zalimler için bedduası ve millete duasını sizlerle paylaşmak istiyorum.                  

Abdülhamit Han’ın Theodore Herzl’e Filistin Cevabı

Yahudilerin önderi Theodore Herzl, Filistin’in kendilerine satılması halinde Osmanlı’nın borçlarının kapatılacağını söylemiştir. II. Abdülhamid kendisine: “Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!” demiştir.

Abdülhamit Han’ın Emanuel Karasu’ya Filistin Cevabı

Selanik Yahudilerinden olan milletvekili Emanuel Karasu, Sultan II. Abdülhamid’in huzuruna çıkarak, Filistin’de Yahudiler için toprak satın almak istemiştir. Ama daha sözünü bitiremeden “Defol, ey sefil” cevabını almıştır.

Abdülhamit Han’ın İttihatçılar ile İlgili Sözü

Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucularından Albay Hüsamettin Ertürk’ün “İki Devrin Perde Arkası” (1964) adlı hatıralarında II. Abdülhamid’in 1909 yılında Selanik sürgünündeyken Debreli Zünnün adlı bir dostuna şöyle dediğini aktarmaktadır:

“Göreceksiniz yüzbaşım! İttihatçılar Turancılık gayretiyle hem Rusya, hem de İngiltere ile bir savaşa girerlerse Allah göstermesin Osmanlı’nın parçalandığına şahit olacağız. İnşaAllah böyle bir güç gösterisine girmezler.”

Ne yazık ki Sultan II. Abdülhamid endişesinde haklı çıkmış ve imparatorluk birkaç yıl içerisinde dağılmıştır.

Abdülhamit Han’ın Dünya Savaşı ile İlgili Sözü

II. Abdülhamid I. Dünya Savaşı ile ilgili şu sözleri söylemiştir: “Kırk yıl şu devletlerin birbirine düşmesini bekledim. Onlar birbirlerine düştü, şimdi ben  

Abdülhamit Han Gafil Değilim

II. Abdülhamid: “Beni evhamlı sanıyorlardı hayır! Ben sadece gafil değildim, o kadar.” demiştir.

Abdülhamit Han’ın Savaş Hakkında Söyledikleri

Her zaman barışçıl bir politika izlemiş olan II. Abdülhamid, savaş hakkında şu sözleri söyler: “Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin topyekûn ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer tesadüfi, yenilgi kaderdir.”

Abdestsiz Devlet İşi Olur mu?

Mabeyn Başkatibi Esad Bey’in aktardığına göre, önemli bir evrakın imzası için geceleyin Sultan II. Abdülhamid’in kapısını çaldığında, II. Abdülhamid ona ”Kusura bakmayın beklettim, geleceğinizi biliyordum kapıyı çaldığınızda ben çoktan uyanmıştım. Kapıyı açamadım çünkü abdest alıyordum, ben bugüne kadar devletin hiçbir evrakına abdestsiz imza atmadım.” demiştir.

Abdülhamit Han’ın Tahttan İndirilirken Söyledikleri

II. Abdülhamid Han tahttan indirilirken şu sözleri söylemiştir: “33 sene millet ve devletim için, memleketimin selameti için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecek de Resulullah’tır. Bu memleketi nasıl buldumsa, öylece teslim ediyorum; hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi Cenab-ı Hakkın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki, düşmanlarım bütün hizmetlerime kara bir çarşaf çekmek istediler ve muvaffak oldular.”

İstanbul’u Terk Etmeyin!

Çanakkale Savaşı sırasında her ihtimale karşı saltanatı Eskişehir’e taşımaya hazırlanan ve II. Abdülhamid’i de yanında götürmek isteyen Sultan V. Mehmed Reşad’a, : “Ceddim Fatih Hazretleri İstanbul’u alırken, son Bizans İmparatoru şehirden kaçmayı düşünmemiş, ordusu başında ölmüştür. Biz, Bizans imparatorları kadar da mı olamıyoruz ki, şehri bırakmayı düşünüyoruz? Osmanlı Hanedanı İstanbul’u terk ederse bir daha oraya dönemez. Muhterem biraderime söyleyin; İstanbul’dan bir adım bile dışarı atmam” demiştir.

Hakkımı Helal Etmiyorum!

Sultan II. Abdülhamid bir duasında : “Allah’ım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili’nin (Muhammed) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmiyorum.” demiştir.
Abdülhamit Han Milleti için de söyle dua etmiştir.

Ya Âdil! Bize acı! Resulünün, Sevgilinin, Kainatın Efendisinin nurunu kaydeder gibi olduğu için bu hale gelen millete, rahmetinle, fazlınla, lütfunla tecelli et!

Yâ Kâdir! Kundaktaki yavruyu gagasına almış, kaçıran leş kuşunu düşürüp çocuğu kurtarmak ancak senin kudretine sığabilir. Leş kuşlarının gagasında kundak çocuğuna dönen milletimi kurtar Allah’ım!

Yâ Sübhan! Şu titrek elleri, Kıyamet gününde sana "Ümmetim, ümmetim!" diye yalvaracak olan Habibinin eteğinde, şimdi "Milletim, Milletim !"diye dilenen bu ihtiyarın duasını geri çevirme.

YORUM EKLE