Türkiye’nin son 50 yıldır tanımlayamadığı ve doğru anlam yükleyemediği için boğuştuğu ve kavgalı olduğu "milliyetçilik" hususu devlet politikasında hükümetleri ulusal çıkarlarımıza uygun olmayan söylem ve eylemlere zorlamakta, ülke çıkarlarımıza yönelik politika geliştirmemize engel olmaktadır. Öyle ki yanlışlara inandırılmış halka doğruları anlatmanın sıkıntısı yaşanmaktadır.
Irkçılığı men eden Kur'an ayetleri üzerinden insanımızın kendi millet aidiyetini söylemesini yanlış ve islama karşı gören anlayış, ülkemizin akraba topluluklarla iletişimini, ticaretini, birlik ve beraberliğini baltalamak için bilmeyerek elinden geleni yapıyor. Akrabalık ile ırkçılığı karıştırıyor. Ben Türk milletindenim demekle ırkçılığı karıştırıyor, ben ülkemi ve milletimi severim demekle ırkçılığı karıştırıyor. Kendi sosyal çevresinde daha etkin ve daha çok kabul görmek için millete ait hangi değeri söyleseniz, o sizi ırkçılıkla itham ediyor. Örnek bir kaç cümle yazayım
Türkler misafirperverdir. Türkçe yazılışı ve okunuşu aynı olan sondan eklemeli kolay anlaşılır bir dildir. Türkler kadınlara toyda, kurultayda söz hakkı veren öncü milletlerdendir.(v.b) Bu örnekler çoğaltılabilir. Bunlar üzerinden bir "Türk" fobisi oluşturabiliyor ve sizi akrabalarınızdan uzaklaştırıp aranıza set çekebiliyorlar. Cumhurbaşkanımızın Azerbaycan devlet başkanı ile bir resmi toplantıda sarılarak bir birini selamlaması ve bir birinin gözünün içine bakarken "sen benim kardeşimsin, ben senin için gerekirse canımı veririm" diyebilmeleri bu tür düşünenlere en büyük cevap olsada onlar bildiği şarkıdan vaz geçmek istemiyorlar.
Oysaki bizim insanımızı mutlu etmek onları müreffeh kılmak, barış ve huzur içinde gelecek kuşaklarla buluşturabilmemiz için elbette ki din birliği olan ülkelerle de münasebetimizi geliştirmemiz gereklidir. Onlar bizim müslüman kardeşlerimizdir, başlarına bir halel gelsin istemeyiz fakat İslam kardeşlerimizle yakın olmaya çalışırken neden akrabalarımızı yok sayalım? neden akrabalarımıza "onlarda bizim garındaşımız, gardaşımız demekten korkalım hatta Türk cumhuriyetleri derken neden ırkçılık yapmışız gibi çekingen davranalım? Neden? soruyorum neden?
Suudi Arabistan, PYD terör örgütüne gözünü kırpmadan milyonlarca dolar yardım yaparken, Birleşik Arap Emirlikleri açık açık hain 15 Temmuz darbesini desteklerken neyi hesap ediyorlar? Biz onların müslüman kardeşleri değilmiyiz? Elbette müslüman kardeşleriyiz ama Arap birliğini, Arap kardeşliğini daha önde görüyorlar. Türkiye ile Araplar arasında kurulacak bir kürt devletini çıkarlarına uygun buluyorlar. Dahası büyüyen Türkiye’nin Arap dünyasına nüfüz etmemesi için Kürt devletini tampon devlet olarak kullanmak istiyorlar. Asıl soru yu sorayım ? Azerbeycan pkk ya yardım eder mi? Türkmenistan, Kazakistan böyle bir hamle yapar mı? Yapmaz çünkü akrabalık bağı bazen din kardeşliğinden bile daha öncelikli olabiliyor.
Bütün bunları neden anlatıyoruz?
Çünkü ülkemin aydın Müslümanları ve tüm tebası daha esnek, daha geniş açıyla, daha evrensel düşünmelidir. Vaazlarda dinlediğimiz din alimlerinin anlattığı ırkçılıkla akrabalık aynı şey değildir. Kendi ırkına ilahi bir misyon yükleyip diğer ırkları insanlık dışı veya köle görmek ırkçılıktır.(yahudilerin ve 1940 Almanyasının yaptığı) "Benim milletim nezih bir millettir" demek ırkçılık değildir. Türkmenistan’a giderken kardeşine gitmenin sevinciyle dolmak ırkçılık değildir. Orhun anıtlarını, eski Türk mezar taşlarını, kurganları araştırmak ve atalarımızla ilgili araştırma yapmak ırkçılık değildir.
Hülasa müslüman ülkelerle işbirliği sevap, akraba milletlerle işbirliği günah değildir? İnsanın akrabasını araması sorması, yardımına koşması, yardım ederken yakınından başlaması dinin emirlerindendir. Bütün bunları yaparken ölçülü olmalı, akrabalara yakın olalım derken islam dünyasından kopmadan, bulunduğumuz coğrafyayı göz ardı etmeden dengeli yapmalıyız. Hükümeti kurunca İlk resmi ziyaretimizi KKTC’ye yaparsak bizi kardeşçe bağrına basacakları kesindir. Aynı şeyi Libya için söyleyemeyiz.
-İnsanların en hayırlısı takvaca üstün olanıdır. Arabın aceme, acemin araba üstünlüğü yoktur.(Hadisi şerif)
-Birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve akrabalara ayırdık (Kur'an ayeti)
Devletimizin görevi Hadisi şerifte belirtildiği üzere iyi insan yetiştirmektir. İyi insan yetiştirirken dini kurallar, ahlak kuralları, gelenekler, örf ve adetler, evrensel normların hepsi birden dikkate alınmalıdır. Yalnızca birisini esas alan eğitim kamil insan yetiştiremez. Yine devlet yetiştirdiği insanı ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan dünya insanı ile yarışa sokarken yani devlet politikası belirlerken çevresine, komşularına, akrabalarına ve çıkarlarına iyice bakmalı devlet atını sadece bir yöne sürmemelidir.
Selam ve dualarımız tüm dostlara...