Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin eğitim ve kültür hayatını modernleştirme noktasında büyük bir çaba sarf etmiştir. Bu çabaların içinde matematik ve geometri gibi bilimsel alanlara olan ilgisi de önemli bir yer tutmaktadır. Atatürk, bilim ve eğitimin her alanında köklü değişiklikler yapmayı hedeflemiş ve bu doğrultuda eğitim sistemini çağdaş dünya standartlarına kavuşturma için birçok adım atmıştır.
Atatürk’ün matematik ve geometriye olan ilgisi, yalnızca bir lider olarak değil, aynı zamanda bir bilim insanı ve eğitim reformcusu olarak da kendini göstermiştir. Özellikle geometriye dair yazdığı eser, onun bu alandaki bilgisini ve öğretim anlayışını yansıtan önemli bir kaynaktır. 1936-1937 yıllarında, yani ölümünden bir buçuk yıl önce, Dolmabahçe Sarayı'nda bizzat kendi el yazısıyla yazdığı "Geometri" adlı eser, Atatürk’ün bu alandaki başarısını ve öğrencilerin eğitimine verdiği önemi açıkça ortaya koymaktadır.
Atatürk, eğitimde kullanılan Arapça ve Farsça terimlerin, öğrencilerin matematiksel kavramları anlamalarını zorlaştıracağını düşünmüştü. Bu sebeple, Türkçe’ye dayalı, daha anlaşılır bir dil kullanılmasının önemine dikkat çekmiştir. "Geometri" adlı eserinde, özellikle bu dildeki karmaşanın ortadan kaldırılmasına yönelik bir yaklaşım benimsemiş ve öğrencilerin dersleri daha kolay öğrenebilmeleri için terimlerin sadeleştirilmesini sağlamıştır. Bu, onun sadece bilimsel değil, aynı zamanda pedagojik bir vizyona sahip olduğunu da göstermektedir.
Atatürk’ün matematik ve geometri alanındaki başarısı, onun analitik düşünme yeteneğini ve soyut kavramları somutlaştırma becerisini de ortaya koymaktadır. Matematiksel ve geometrik problemlerin çözümünde kullanılan yöntemleri öğretirken, mantıklı bir düşünme süreci geliştirilmesini teşvik etmiştir. Bu da, Atatürk’ün hem bir lider hem de bir eğitimci olarak, gençlerin ve toplumun düşünsel seviyesini yükseltme amacını güttüğünü gösteren bir davranış biçimiydi.
Atatürk’ün matematiksel bakış açısı, onun bütün reformlarında olduğu gibi, çağdaş bir toplum yaratma hedefinin bir parçasıydı. Geometri gibi bir bilim dalı, soyut düşünme ve mantıklı muhakeme gerektirdiği için, Atatürk bu alanda yapılacak reformların sadece öğrencilerin matematiksel becerilerini geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda özgür düşünme yeteneklerini de pekiştireceğine inanıyordu. Bu nedenle geometri gibi bilimsel alanlara yönelik reformları, bir eğitim politikası olarak kabul etmiş ve bu alanda kalıcı değişiklikler yapmayı hedeflemiştir.
Atatürk’ün matematik ve geometriye dair yaklaşımı, onun hem bilimsel hem de eğitimsel vizyonunun bir yansımasıdır. Bilimsel düşüncenin, doğru eğitimle desteklenerek topluma kazandırılmasının önemini vurgulamış ve bu doğrultuda matematiksel terimlerin sadeleştirilmesi gibi pratik adımlar atmıştır. Atatürk, geometri gibi soyut alanlarda bile, öğrencilerin anlamasını kolaylaştırarak eğitimde köklü bir değişim gerçekleştirmiştir. Ne Mutlu Türk’üm Diyene!
Aklınız ve gönlünüzle yolunuz açık; alnınız ak olsun.
Kaynak:
Arslan, Muzaffer, (2010), Öğretmenlik Mesleği, Yüksek Lisans Bitirme Tezi, Ankara Üniv., S.39
Muzaffer ARSLAN
Türk Dili ve Edebiyatı
Şair-Yazar
Tebrik ediyorum! 2 Hafta Önce
Kaleminize, emeğinize sağlık