Gümüşhane Haberleri
2025-04-14 18:54:23

TÜRK’ÜN VİCDANINDA YANKILANAN SES

Muzaffer Arslan

muzafferarslan.tr@gmail.com 14 Nisan 2025, 18:54

“Milletin Vicdanında Yankılanan Ses: Namık Kemal ve Mustafa Kemal”

Saygıdeğer misafirler, kıymetli dinleyiciler,

Bugün burada, milletimizin istiklal ve istikbal mücadelesine yön veren iki büyük ismin, Vatan Şairi Namık Kemal ile İstiklal Önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ruh dünyasında kesişen bir ilham köprüsünü birlikte hatırlamak için toplandık.

Bu konuşmamda, size yalnızca tarihî bir bilgiyi değil, bir milletin kalbinde yaşayan duyguyu, bir şiirin kader dönüştüren yankısını aktarmaya çalışacağım.

Bir Şiirin Doğuşu, Bir Uyanışın Nefesi

1877... Osmanlı-Rus Harbi... Yani bizim bildiğimiz adıyla, 93 Harbi. Vatan parçalanmakta, millet acılar içinde kıvranmaktadır. İşte bu yangının ortasında, kalemiyle mücadele eden bir şair çıkar ortaya. Namık Kemal... Yazdığı “Vatan Mersiyesi”, yalnızca bir şiir değil, bir ağıttır. Aynı zamanda bir haykırış, bir silkiniştir. Bu şiir, o günden sonra sadece kitaba değil, yüreklere de kazınır. Ve özellikle bir gencin zihninde, çok derinlere yerleşir: Mustafa Kemal’in...

Harbiye Koğuşlarında Mırıldanan Ses

Mustafa Kemal, henüz Harbiye Mektebi’nde bir talebeyken bile Namık Kemal’e hayrandır. Onu şöyle tanımlar:

“Türk milletinin yüzyıllardan beri beklediği ses...”

Ne büyük bir öngörü, ne güçlü bir bağlılık...

Sultan II. Abdülhamid dönemidir. Namık Kemal’in kitapları yasaklıdır. Ama Mustafa Kemal ve arkadaşları, karanlıkta fısıltıya dönüşen mısralarla yolda yürümektedir. O yılları kendi ifadesiyle şöyle anlatır:

“Namık Kemal Beyin kitaplarını okuyorduk. Takibat sıkı idi. Ekseriyetle ancak koğuşta yattıktan sonra okuma imkânını buluyorduk.”

Ali Fuat Cebesoy anlatıyor:

“Mustafa Kemal’in bir gece yanıma gelmesi, ‘Vatan Kasidesi’nin teksirlenmiş bir nüshasını bana uzatması, sonra yavaş bir sesle ama büyük bir heyecanla şu mısraları okuması...”

"Felek, her türlü esbab-ı cefasın toplasın, gelsin

Dönersem kahpeyim darı yolunda bir azimetten."

İşte bu mısralar, sadece ezberlenmiyor. Kalbe yazılıyor. Kader haline geliyor.

Milletin Yazgısını Yazan Mısralar

Yıllar geçer. Mustafa Kemal artık genç bir subaydır. Bir gün arkadaşlarıyla 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’ni konuşurken, bir anda gözleri dolar, derin bir teessürle şu beyiti okur:

"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini

Yokmuş kurtaracak bahtı kara maderini."

Ne kadar tanıdık bir kader değil mi?

Fakat Mustafa Kemal için bu kader, değiştirilecektir. 1919’da Samsun’a ayak bastığında, Namık Kemal’in o “bahtı kara mader”ine hançer dayamış düşmanı söküp atmaya kararlıdır.

Kırşehir’de, bir fener alayı gecesinde, halk o meşhur beyiti şöyle değiştirmiştir:

"Vatanım bağrına düşman dayasın hançerini

Elbet bulunacaktır bahtı kara maderini."

Elbette bulunacaktır... Çünkü o kişi, o gece o şehirde, o halkla beraberdir.

Ankara’ya Giden Yolda Fısıldanan Mısralar

9 gün sonra, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya doğru ilerleyen bir otomobilde.

Dikmen sırtlarında, coşkulu kalabalıklar arasında arabasında oturan Mustafa Kemal’in dudaklarından yine aynı beyit dökülür:

"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini

Yokmuş kurtaracak bahtı kara maderini."

Yanındaki Vali Yahya Galip duyar bunu, şaşırır, sorar:

“Bir emriniz mi var Paşa Hazretleri?”

Hayır, o sözler ne bir kişiye emirdir ne bir şahsa hitap... O sözler bir milletin kalbine sesleniştir.

Meclis Kürsüsünde Yankılanan Şiir

Ve şimdi sizleri tarihin altın sayfalarından birine götürüyorum.

Tarih 13 Ocak 1921. Yer: Türkiye Büyük Millet Meclisi. Mustafa Kemal Paşa, Meclis Başkanı sıfatıyla kürsüde... Konu: 1. İnönü Zaferi. Ve konuşmanın sonunda, bir milletin yazgısını ifade eden o mısraları tekrar eder:

"Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"

Ve ardından... Tarihi değiştiren, milletin alnına gururla yazılan o cevap gelir:

"İşte bu kürsüden bu Meclisi âlinin reisi sıfatıyla heyet-i aliyenizi teşkil eden bütün âzalarım her biri namına ve bütün millet namına söylüyorum ki:

“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini

Bulunur kurtaracak bahtı kara kaderini."

Bir Şiirin Yazdığı Kader

Kahraman Türk milleti,

Gördüğünüz gibi, bir milletin kaderi bazen bir şiirde yazılıdır. Namık Kemal’in mısraları, bir gencin yüreğine işlenmiş; o genç büyümüş, o şiiri almış ve bir milletin istiklâl marşına dönüştürmüştür. Şiir susmamıştır. Sadece mısra olarak kalmamış; bir ideolojinin, bir milletin, bir devletin sesi olmuştur. Çünkü bazı sözler vardır ki, sadece okunmaz... Yaşanır!

Büyük lider ve Türk milletinin kurtarıcısı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına en yüce saygı, sevgi ve hürmetlerimizi sunuyoruz. Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene!

Aklınız ve gönlünüzle yolunuz açık; alnınız ak olsun.

Muzaffer ARSLAN