İsveç devletinde hem de Türk Büyükelçiliği’nin önünde Kur’an-ı Kerim’i yakan zavallıya ve onun bu eylemine izin verenleri lanetlemek yetmez. Onların anlayacağı dilden tepki göstermek gerek. Boş kınamayla geçiştirilemez bu olay.
Hani karikatür çizen bir zavallı da vardı akıbeti ne oldu biliyor musunuz? Araba kazasında cayır cayır yanmıştı.
Şimdi de bu zavallı provokatör . Birilerinin ekmeğine yağ sürdüğünü zannediyor.
Asıl soru şu:
Neden Kur’an-ı Kerim ve neden Türk Büyükelçiliği ?
Atalarımız ne güzel demiş: Sü (asker)uyur düşman uyumaz,diye.
Biz uyumaya devam edersek kafir uyumaz.
Biz birbirimizi anlamakta güçlük çekersek, birileri bundan yararlanır.
Dünyada ve Türkiye’de belli bir kesimce eleştirildi, bu olay.
Z kuşağı adı verilen , oysaki onları küçümsemek için kullanılan bir ifade bence, etkileyen veya etkilemeye çalışan sanal alemin kiralık elemanları neredesiniz?
Yok karne hediyesi olarak bir kilo et isteyen bir çocuğu ( tabi doğruysa-bu gibi hesaplar çakma hesap) kötü emellerine kurban edenler neredesiniz?
16 yaşında on bir saat dayak yediğini iddia eden vekil bu konuda sesin çıkmıyor. Neredesin?
Bir de Kur’an –ı okumayan onu anlamayanlar ahkam kesiyorlardı peki siz neredesiniz?
Kur’an-ı Kerim’i yakan zavallının bu hareketi belki hayırlara vesile olur! Çünkü bize alttan alta saldırdıklarında pek tepki vermiyoruz. Belki bu sayede doğrudan kutsal kitabımıza saldırdığı için titrer ve kendimize döneriz.
Ayrıca bu zavallı adamın yularını elde tutanlar asıl cezalandırılmalıdır.
Bizler bir yanlışın karşısında imanın en zayıf yönünü seçiyoruz. Sadece buğz ediyoruz.
Tabi birde madalyonun öbür yüzü var. İsveç bir yandan Nato’ya girmek istiyor gibi yapıyor, diğer yandan Rus ayısından korkuyor. Kabakta benim dinime imanıma patlıyor.
Güçlü devlet, güçlü millet, güçlü asker, güçlü ekonomi ve güçlü birlik ve beraberlik içerisinde olursak işte o zaman o zavallılar ve arkasındaki güçler bu tür eylemlerde bulunamayacaklardır.