Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilimizde meydana gelen depremler sonucu ne yazık ki büyük can kayıpları yaşıyoruz.
Sadece bu illerdeki vatandaşlarımız değil, tüm ülke ağlıyor.
Hala enkaz altında kurtarılmayı bekleyen birçok vatandaşımız mevcut.
Ülkemizi yasa boğan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet; vatandaşlarımızın ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Ekrandan yürek burkan görüntüleri izledikçe göz pınarlarımdan süzülen yaşlarla bedenim enkazın altında kalmış gibiyim…
Deprem olunca acının ve gözyaşının tarifi yok.
Bu depremin diğerlerinden farkı birçok ilimizi kapsamış olması.
Hal böyle olunca enkaza müdahale etmede ekipler zorlanıyor.
Kara yollarının da hasar görmesi depremi yaşayan illerimize ulaşımı güçleştiriyor.
Bu satırları yazarken depremin üzerinden 45 saat geçmiş ama Hatay’da enkaz altından canlı olarak bir genç kız evladımızın çıkarıldığı haberini aldık.
Kış kıyamette adeta seferber olmuş, arama kurtarma ekiplerimize Allah güç kuvvet versin.
Her geçen saniye önem taşıyor.
Büyük deprem bize birlik ve dayanışmaya ne kadar muhtaç olduğumuzu bir kez daha gösterdi.
Deprem ve binaların güvenliği üzerine yazılacak çok şey var ama zamanı geldiğinde yazarız.
Dayanışma yardımlaşma dedik yurdun dört bir yanı seferber olmuş vaziyette.
AFAD Koordinasyon Merkezi tarafından açıklanan ihtiyaç malzemeleri listesi yayımlanır yayımlanmaz 7’de 70’e tüm vatandaşlarımız seferber oldu.
Belediyeler, Sivil Toplum Kuruluşları, Odalar, Borsalar kampanyalar başlattılar. Adeta hayırda yarışıyorlar.
Belediyeler; mağazaların depolarındaki kışlık bot, ayakkabı, mont, battaniye vb. daha pek çok ürünü satın alarak tırlarla deprem bölgesine gönderiyor.
Gittim gördüm…Gönüllü yardımsever vatandaşlar özellikle gençler yardım toplanma merkezlerine akın ederek sabahlara kadar gelen malzemeleri hiç yorulmadan tasnif edip kolilere koyarak sevke hazır hale getiriyorlar.
Duygulanmamak elde değil.
Bu ruh, bu heyecan bu asil milletin genlerinde var.
Bitmedi…
Çocuklar en güzel oyuncaklarını poşete koyup gönderiyor. Üstelik oyuncağın cebine gofret koymayı da unutmuyor. Yüreği güzel kuzum…
Bir diğeri para dolu kumbarasını gönderiyor.
Bir esnaf arkadaşım ağlamaklı ses tonuyla cep telefonundan arıyor ” Hüseyin abi! Gönüllü olarak deprem bölgesine gitmek orada çalışmak istiyorum. Ne olur bana yardımcı ol. Belediye bizi gönderir mi. Böyle bir çalışmanız var mı?” diye ağlayarak gitmek istediğini iletiyor.
Yenikent mahallesinde gelin olacak genç bir kızımız çeyiz sandığından çıkardığı battaniyeleri getirip yardım toplanma merkezine teslim ediyor. Bundan başka imkânım yok diyerek…
Daha onlarca yaşadığımız örnekler var.
Ne güzel bir milletiz.
Göz pınarlarımızı nemlendiren, yüreğimizi kanatan daha nice dayanışma örnekleri var...
Bugün yaşlısı genci tek bilek tek yürek olma günü. Kol kola gönül gönüle bir ve beraber olma günü. Siyasi ayrışmaları kamplaşmaları bir kenara bırakma günü. Başka çaremiz de yok!
Şehitlerimiz var. Yaralılarımız var. Kim ne söylerse söylesin. Aldırış etmeyin.
Bugün acımız derin, yaramız büyük.
Bakın tarihe….Depremin merkezi olan Maraş’ı “Kahraman Maraş” yapan ruh, yüce Türk Milletinin damarlarında akan asil kanında dün vardı bugünde var. Yarında olacak! Hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
O sebeple yaralarımızı birlikte sarıp iyileştireceğiz. Şuana kadar bunu başardığımızı ve dünyaya örnek olduğumuzu düşünüyorum.
Ülkemizin dört bir tarafından karadan tırlarla, havadan uçaklarla gıda maddesi, iş makinesi, yardım malzemesi taşınıyor bölgeye.
En zor anımızda özellikle kurtuluş savaşında dedelerimizi ninelerimizin yaptığı gibi bizde onların torunları olarak miras bıraktıkları ruhla, bunu yapacağız ve bu enkazın altından hep birlikte kalkacağız.