Ayaklar yorgun, gözler nemli,
Gümüşhane’de şimdi mevsim kıştır,
Yıllar var ki kalbim bu sevdadan elemli,
Arzularını başka baharlara bırakmıştır.
Ali Coşkun HİRİK
Büyük Veli ve İslam Âlimi Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi’nin manevi ikliminin sirayet ettiği bu mahrum coğrafyada yetişen en önemli şahsiyetlerinden Adalet ve Milli Savunma Bakanımız Mahmut Oltan Sungurlu’nun “Varlığından utanacağımız hiçbir Gümüşhaneli yoktur” veciz sözü ile alarak cesaretimizi zamanında Gümüş Portreler adlı eseri çıkardık. Bu şehrin bana göre her ferdi vatan sevgisi, imanı ve ahlakı, dürüstlük ve çalışkanlığıyla gümüş değil birer altın portredir.
Zaman zaman eleştirildik ve çoğunlukla alkış da aldık. Bildiğimiz bir doğru var ki “mazisinden bihaber yaşayanlar geleceklerini sağlam bir gözle göremezler.” Biz bu eseri kaleme alırken kimsenin siyasi bakışı, etnik yapısı, dini inançları ve ekonomik gücünü değil bu memleketten yetişmesi ve bu memlekete verdiği katma değeri göz önüne aldık. Ki esere bakanlar bunu göreceklerdir.
Ayrıca bu değerlerimizi 15 Şubat Çay Ocağı’nın duvarında sergileyen Gümüşhane’nin kültür dostu Metin Çağlar’a Gümüşhane kültürüne verdiği değerden dolayı da teşekkür ediyorum.
Kimileri gerçekten bu şehrin derdi ve kederini kaderleri görüp her platforma bunu dile getirdiler. Onlar yaptığı eserlerle, temsil ettiği makamlarla, taşıdığı sağlam kimlikleriyle Gümüşhane’yi ortak paydaları olarak gördüler.
Bazılarının haklı olarak bize dediği “hayatında Gümüşhane’ye gelmeyen insanları bu esere neden aldınız” serzenişlerini dikkate almamız gerekirdi. Ancak ben her zaman her insana bir fırsat daha verilmesinin gerekliliğine inananlardanım. Dışlamak kolay sahiplenmek zordur. Bunun en güzel örneğini ilk eserim “Köyüm Demirören” ile yaşadım. Şöyle ki köyünden bir şekilde ayrılan herkesi kitaba koydum. Soyağaçlarını tek tek işledim. Atalarının fotoğraflarını esere yerleştirdim. O kitabı eline alan köylülerim inanın ilk fırsatta eşleri ve çocukları ile yıllar sonra doğduğu köye ayak bastı. Atalarının doğduğu evin enkazı başında gözyaşı döktü, dedelerinin ve ninelerinin mezarları başında dua ettiler. Soruyorum şimdi sizlere; kim kazandı, kim kaybetti?
Aynı duyguları Gümüş Portreler ile de yaşadım. Bu esere giren akademisyen, siyasetçi, sporcu, renkli simalar, sanatçı ve bürokratlardan mektup, e mail ve bizzat telefon aldım. Bizi unutmadınız hocam dediler. Köklerimizi, değerlerimizi yeniden hatırladık dediler. En yakın fırsatta ata yurdumuza geleceğiz dediler ve geldiler. Ne kaybettik?
Biz birileri gibi yapılanları “sadece biz yaparız, biz sunarız” cihetinden enaniyet yapmadık. Eserimizden biyografi alanlar kaynak dahi göstermedikleri halde yine de kimseden şikâyetçi olmadık.
Bu eserin web sitesini www.gumusportreler.com yaparak kitaba ulaşamayanların internet yoluyla değerlerimizi tanımalarını sağladık. Orada biyografi gönder butonu ile bize hemşerilerimiz biyografilerini gönderebilirler. Ancak yayım kurulu tarafından titizlikle incelendikten sonra ikinci eserimize biyografileri alacağız.
Şimdi bu güzide eserin daha kapsamlı ve daha tasnifli bir şekilde ikinci baskısı elzem derecede ihtiyaç oldu. Ben çok uzakta değilim, Gümüşhane’deyim. Eserde yer ver(e)mediğimiz biyografiler konusunda bana herkes ihayal@hotmail.com ve 0530 607 29 29 nolu telefondan ulaşabilirler.
ALTIN ŞEHRİN GÜMÜŞ PORTRELERİ
Paylaş